Cumartesi, Mart 31, 2007

Beyin Labirentimden Odacıklar

On sene kadar önceydi.

“Beyin Labirentim’den Odacıklar” olacaktı kitabımın adı. 20’li yaşlarını süren müzisyen bir erkeğin, rock müzik, alkol, seks, aşk ve hayal kırıkları üzerine yaşadıklarını anlatacaktım. Kurguyu tamamlayıp yazmaya başladım. 70 sayfa kadar yazdım.
Bıraktım...

Jorge Louis Borges söyleşilerinde, gençlik döneminde yazdıklarını beğenmediğini söyler. Ben Borges’in gençlik döneminde yazdığı hikayeleri daha çok severim.

“Beyin Labirentim’den Odacıklar” kitabını bir gün bitireceğim ama kitabın içindeki Odacıklar’ın farklı olacağı kesin. Geçen gece onbirde yatmama rağmen ikiye kadar “Beyin Labirentim’de” gezinip, uyuyamadım. Haftada birkaç gece istemsiz olarak “Beyin Labirentim’den Odacıklar”da gezinip, uyuyamıyorum. Bu gibi uykusuz geceler için yatağımın baş ucunda not tutmak için bir kağıt kalem bulunduruyorum.

Benim kuşağım radyo tiyatrosu ve arkası yarın dinleyerek büyüyen son kuşak. Çocukluğumda televizyon yayını 19:00 da başlar, 24:00 de biterdi. Akşam televizyon başlayıncaya kadar radyo dinlerdik. İyi hatırlıyorum, Cumartesi günleri 12:00, 13:00 arasında radyo tiyatrosu dinlerdik.
Radyo tiyatrosunun farklı bir tadı vardır. Karakterleri, mekanları bir yere kadar tanımlar radyo tiyatrosu, gerisi hayal dünyama kalmıştır. Dinlerken kafamdaki yaratıcı dünya çalışır, bir çeşit kitap okumak gibidir radyo tiyatrosu.
Radyo tiyatrosu senaryosunun farklı bir yazım tekniği vardır. İşin içinde görsellik olmadığı için bazı görsel bilgileri diyalogların içine koymanız gerekir. Bu yanı ile meksika dizilerindeki diyaloglara benzer.

Örneğin;
Efekt : Zil sesi, yaklaşan ayak sesleri, gıcırdıyarak kapı açılır.
Faik Murat : Sen mi geldin Ayşe?
Ayşe : Evet.
Faik Murat : En sevdiğim kırmızı elbiseni giymişsin.
gibi.

Radyoda dinleyen geleni görmediği için, kapıyı açanın “Sen mi geldin Ayşe?” sorusu rahatsız etmez dinleyeni. “En sevdiğim kırmızı elbiseni giymişsin” diyerek, dinleyene Ayşe’nin elbisesinin kırmızı olduğu bilgisi verilir. Kırmızının tonu ise bizim hayal gücümüze kalmıştır.

Neyse, niye radyo konusuna geldim derseniz:
2004 yılında TRT’nin radyo için arkası yarın senaryo yarışmasına katılmıştım. O sene 200 ün üzerinde eser katılmıştı galiba. Merakla yarışma sonuçlarını bekledim.

Sonuçlar açıklandı:
Birincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
İkincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Üçüncü Hasan Hüseyin Uzunkavak (ismi ben attım)

Düşünün, atletler 1500 metre koşusuna katılmış. Yarış bitiyor. Birinci ve ikinci gelen atletlere “kusura bakmayın, bizim beklediğimiz kadar hızlı koşmadınız, size derece veremiyoruz.” diyorlar.

2006 yılında TRT yine radyo için arkası yarın senaryo yarışması düzenledi. Ben yine bir eser ile yarışmaya katıldım. Sonuçlar geçen hafta açıklandı.
Vee, tahmin edeceğiniz gibi

Birincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
İkincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Üçüncülük ödülüne değer eser bulunamamıştır.

Yuh. 118 eser katılmış 2006 daki yarışmaya ve jürideki “GURU” arkadaşlar kimseyi beğenmemiş. Bu linkden yarışma sonuçlarına ulaşabilirsiniz.

TRT’nin bakış açısını düşünerek kurgu, hikaye ve kelimelerde tam kendimi yansıtmamıştım (Selamünaleyküm, diyen karakterim bile vardı) ama yine de içime sinen bir eserdi senaryom.
Senaryomu beğeniyor olmam Pop Star yarışmaları seçmelerine gelen insanları çağrıştırdı bana. Hani şarkı söyleyemezler ama bu gerçeği görmek istemezler “güzel olduğum için jürü hakkımı yedi” gibi bağırışlar ile seçmeleri terk edenler varya, onları hatırladım. Acaba ben de bu durumda mıyım diye düşünmeden edemedim.

Tamam ben ödül alamayabilirim ama 118 eserin hepsi mi ödül alamayacak kadar kötü?

Yerel belediyelerin yaz festivallerinde düzenlenen Karpuz Güzeli yarışmasının bile "güzel" olmasa da bir birincisi, ikincisi ve üçüncüsü var.

Pekii, tüm bunların Alternatif Yaşam Planlaması ile bağlantısı ne? Alternatif Yaşamı daha çok okumak, daha çok yazmak ve daha çok çalmak (enstrüman) için istiyoruz ya. İşte bağlantısı bu.

Faik Murat Notu: Senaryom yedi bölümden oluşuyor ve 80 sayfa. Uzun olduğu için bölüm bölüm yayınlamaya karar verdim. Senaryomu bölümler halinde eser sahibi sayfalarında bulabilirsiniz.

Günün Kitabı : Yolları Çatallanan Bahçe / Jorge Louis Borges
Günün Albümü : Live Alive / Steve Ray Vaughan

Hiç yorum yok: