Salı, Kasım 13, 2007

Onikinci Gezegen


Bugün yayınlanan aşağıdaki haberi okuyunca aklıma Zecharia Sitchin'in 12. Gezegen kitabı geldi. 2012 ve Marduk gezegeni konusunda yaptığım araştırmalar sırasında okuduğum kitaplardan biriydi 12. Gezegen. Sümerler üzerine en temel kitaplardan biridir. Sümer silindir mühürleri ve çivi yazıtlarından elde edilen bilgilerin Sitchin tarafından yorumlanmasını içerir. Konumuzla bağlantılı bölümünün kısa bir özetini verirsem:

Marduk Gezegeninde yaşayanlar altın toplamak için Dünya'ya, Mezopotamya bölgesine inerler. Altın madenlerinde Anunnakiler olarak adlandırılan işçi sınıfı çalışmaktadır. Altın madenlerindeki zor çalışma koşulları ve ölümler Anunnakileri, elit ve egemen sınıf, Nefilimlere karşı ayaklandırır. Kitaptan Anunnakiler ve Nefilimler ile ilgili bir alıntı yapayım. "Kadim metinler Anunnakileri Dünya'ya yerleşme işine görev alan alt rütbeli tanrılar, Nefilim halkı, görevleri yerine getiren, işleri gören tanrılar olarak tarif etmektedirler."(Sayfa 348) Nefilimler, Anunnakileri yatıştırmak için yeni bir işçi sınıfı arayışına girerler. Genetik bilimdeki bilgilerini kullanarak çeşitli hayvanların melezlemesi ile yeni bir işçi ırkı oluşturmaya çalışırlar. Sümer silindir mühürlerde tasvir edilen başı farklı, gövdesi farklı hayvan figürleri bu genetik çalışmanın sonuçlarıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar başarılı sonuç vermez. Nefilimler, genetik çalışmalarına Homo erektüsün üzerinde devam ederler. Genetik çalışmanın başında bulunan Ea taşıyıcı anne olarak Enki'nin eşi Ninki'yi kullanır. Ninki'den doğan çocuğa Adapa adı verilir. "Adapa'ın doğru yaratık olduğu kanıtlanınca, kopyalarının yaratılması için genetik model veya "kalıp" olarak kullanıldı; bu kopyalar sadece erkek değil, erkek ve dişiydi" (sayfa 377)Nefilimler, homo sapiens üzerinde genetik çalışmalarına devam ederek yeni bir işçi sınıfı oluşturmayı başarırlar.

İlgilenenler 12. Gezegen kitabından sürecin devamını öğrenebilirler. Gelelim çıkarımlarımıza:

Ben günümüz genetik teknolojisinin yapabildiğinden çok daha fazlasını yapabilecek düzeyde olduğunu ancak gerek etik değerleri, gerekse dini değerleri korumak adına yapılmadığını düşünüyorum.

* Günümüz genetik teknolojisi ile insan klonlama imkanına sahip olabiliyor isek, Sümerlerin tabletlerinde anlattıkları ve yukarıda özetini verdiğim homo erektüsdan, homo sapiens'a geçiş süreci de doğru olabilir.
* Eğer homo erektüsdan, homo sapiens'a geçiş süreci doğru ise Marduk gezegeni de doğru olabilir.
* Ve EĞER Marduk gezegeni doğru ise, 2012 yılında yeniden Dünya'ya en yakın noktaya geleceği de doğru olabilir.
* 2012 yılına yaklaşmakla birlikte oluşacak olası koatik ortamdan en az etkilenmenin yolu; şehirden uzak, kendi kendine yeten, dışa kapalı bir yaşam formunda mümkün olacaktır.

Araştıralım, öğrenelim, kendi mantık ve beyin süzgecimizden geçirelim, dikkat edelim, irdeleyelim ve gerekiyorsa uygulamak için bekleyelim.

12. Gezegen kitabında okuduklarımı anlattığım bir ağabeyim yaptığı gibi "Ne Flimler (nefilimlere gönderme) çeviriyorsun bu ara?" diyerek konuya kolay bir yaklaşım getirip, işi benim(Zecharia Sitchin'in) "manyaklığıma" vurmak da bir alternatif olabilir pek tabii.

- - - - - -

ABD'li bilim insanları klonlanmış maymun embriyonu üretmeyi başardı

Sıra insanoğlunda

ABD 'deki Oregon Ulusal Primat Araştırmaları Merkezi'nde maymundan klonlanmış embriyon üretildi. Bu yöntemle henüz sağlıklı bir maymun dünyaya gelmemiş olsa da bundan sonraki denemelerde klonlanmış bir maymunun doğacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Çeviri Servisi - Bilim insanları, insanoğluna en yakın canlı türü olan maymunu klonlamak için yürüttükleri çalışmalarda dönüm noktası sayılabilecek önemli bir adım attı. ABD'deki Oregon Ulusal Primat Araştırmaları Merkezi'nde görevli ekip, yetişkin maymunlardan klonlanmış embriyon üretmeyi başardı. İngiliz The Independent gazetesinde yayımlanan habere göre, Rus asıllı Şukrat Mitalipov ve ekibi 'rhesus makak' maymunlarından elde ettikleri embriyonları yine aynı tür maymunların rahimlerine yerleştirdi. Ancak klonlanan embriyonlar sayesinde oluşan gebeliklerde şimdiye kadar olumlu sonuç alınmadı, başka deyişle klonlanmış maymun "anne rahmi aşamasında gelişti, büyüdü" ama "doğmadı" . Mitalipov, yaptıkları 100 denemenin çoğunluğunun düşük veya ölü doğumla sonuçlandığını söylerken koyun Dolly'nin 277 deneme sonucunda klonlandığını anımsattı ve yakın gelecekte kopyalanmış bir maymuna sahip olacaklarından emin olduklarının altını çizdi. Mitalipov, kullandıkları yeni mikroskobik tekniğin başarısının altında yumurtalara zarar veren morötesi ışın içermemesinin yattığını vurguladı.

'İNSAN KLONLANMAMALI'

Koyun, fare, at, kedi ve köpekten sonra maymun klonlanmasına bu kadar yaklaşılmış olması, bunu " insan kopyalamaya ramak kaldı " şeklinde algıyan kimi çevreler tarafından memnuniyetle karşılanırken konuya ilişkin etik tartışmalarını da yeniden gündeme getirdi. İnsan klonlanmasının etik boyutuna ilişkin en ciddi uyarı Birleşmiş Milletler'den (BM) geldi. BM Gelişmiş Araştırmalar Enstitüsü yayımladığı raporda, "Dünya, Alzheimer ve diyabet başta olmak üzere bazı hastalıkların çaresini bulma ve araştırma amacı güden çalışmalar dışında insan klonlamayı kesinlikle yasaklamalı" görüşüne yer verdi.

Hiç yorum yok: