Pazar, Nisan 29, 2007

Neden Binlerce Kapama Ceviz Bahçesi Yok?

Coca Cola’nın Formülü başlıklı yazımı tamamladığımdan beri zihnimi kurcalayan soru bu? İstediğim hayatı yaşamak adına böyle bir alternatifim varsa neden uygulanmıyor? Yapılabilirlik hesaplarım hatalı olabilir mi? Farklı kaynaklardan hesaplarımda kullandığım verileri konrol ediyorum, her seferinde benzer sonuçlara ulaşıyorum. Kapama Ceviz Bahçesi kurmuş kişiler ile görüşüp teyid alıncaya kadar hesaplarımın doğru olduğunu kabul etmekten başka yapabileceğim birşey yok. Hesaplarım doğru ise başladığım noktaya geri dönüyorum.

Neden Binlerce Kapama Ceviz Bahçesi Yok?

Çocukluğumuzdan itibaren bize öğretilen “Okur adam olursun ve çok para kazanırsın” üzerine kurulu. Başka bir alternatifi sorgulamıyoruz. Halbuki bu öğretinin bizi getirdiği yer modern kölelik. Üniversite yurdunda aynı odada kaldığım arkadaşım, mezun olduktan sonra iki farklı iş kurdu. Toplamda yüzbin dolar kadar bir sermayeyi kaybettikten sonra, maaşlı bir işde girmek zorunda kaldı. Bir diğer tanıdığım benzer bir felaketi yaşadı. Kapama ceviz bahçesi projesini bilseler ve uygulasalardı sonuç nasıl olurdu? Bireysel Emeklilik Öldü başlıklı yazımda olabilecek sonuçlardan farklı olmazdı herhalde.

Tarımdan elde edilecek gelirin garanti olmaması bir sebep olabilir mi? Bireysel emeklilik primleri ödüyorsanız, belli bir süre sonra elde edeceğiniz gelir, ufak yanılma payları ile bellidir. Tarım, doğaya bağlı bir durum. Kuraklık olabilir, don olabilir, ağaçlarınız hastalanıp, kuruyabilir. Her ne kadar kontrol edemiyeceğimiz doğa olayları olsa da doğru ve düzenli bir çalışma ile sağlıklı bir bahçe sahibi olunabilir. Ağaçların gençlik yıllarını sağlıklı geçirmesi sağlanırsa, yaşanabilecek doğa sorunları, en fazla birkaç yılın ürününü etkileyecek, bahçenin tamamen kaybına yol açmayacaktır. Kaldi ki kapama ceviz bahçesi projesinde 10. yıldan sonra, ürün veriminin beklenen gibi olmadığı yıllarda bile elde edilecek gelir, diğer bir çok işten elde edilebilecek gelirden daha fazla olacaktır.

Ceviz bahçesinden elde edilebilecek gelirin farkında olmasına rağmen, para denen araca sahip olmayan kişilerin çoğunlukta olması bir neden olabilir mi? (Ben şimdilik bu gruptayım)

Birinde un var, birinde şeker, birinde su. Ya hepsi bir araya gelmeli yada birinde un, şeker ve su olmalı ki helva yapabilsin.

Cumartesi, Nisan 28, 2007

Bu Bahçe ABC A.Ş. Tarafından Çalışanlarına Alternatif Emeklilik Sağlamak Amacı ile Kurulmuştur.

Aşılı Ceviz Bahçesi sitesinden temin ettiğim kitapları kaynak kullanarak oluşturduğum kapama ceviz bahçesi uygulanabilirlik çalışması kağıt üstünde beklediğimden karlı görününce konuyu biraz daha deşmeye karar verdim. Uygulanabilirlik çalışmamı içeren excel dosyasını Aşılı Ceviz Bahçesi iletişim adresine gönderdim. Henüz kendilerinden olumlu/olumsuz bir cevap almadım.

Ak Fidancılık, Kaman cevizi web sayfasındaki bir bilgi ile uygulanabilirlik çalışmamı kontrol edeyim.
Sitedeki Cevizin Genel özellikleri başlıklı sayfanın 12. maddesini ele alalım.

12-Erken meyveye yatmalıdır. Tohumdan yetişmiş olan bir ceviz, 10 yaşında ekonomik anlamda (beher ağaç 30 kg. kabuklu ceviz) verime başlamalıdırlar.

10x10 aralık ile dikim yapılması halinde 1 dönümde 10 ağacımız olacaktır.
1 dönümden 300 kg kabuklu ceviz elde ederiz.
100 dönümde 30.000 kg kabuklu ceviz demektir.
Kabuklu cevizin 7 ytl’den satıldığını düşünürsek, 210.000 ytl gelir bekleyebiliriz.

Coca Cola’nın Formülü başlıklı yazımda yaptığım hesaplamadan daha fazla verim ve gelir öngörülmekte.

Ak Fidancılık iletişim adresine de kapama ceviz bahçesi uygulanabilirlik çalışması ile ilgili mesaj attım. Henüz onlardan da olumlu/olumsuz bir cevap alamadım.

Bireysel Emeklilik Öldü başlıklı yazımın sonundaki sorulara dönelim.

Firmalar, çalışanlarına niye böyle bir “güzellik” yapsın? Çalışanlarına Alternatif Emeklilik sağlayacak bir sistemden firmanın çıkarı ne?


* Geçen hafta iş gereği epey bir yol yaptım yine. Kafamda bu ve diğer sorular ile araba kullanırken yol kenarında gördüğüm bir tabela soruma cevap bulmamı sağladı. Yandaki resime bir bakalım. Resim çok net değil ama soruma cevap sağlıyor.
Firmalar adlarına kurdukları “Hatıra Ormanlarından” ne sağlıyorlar? Firmaya maddi hiç bir getirisi yok. Sadece çevreye duyarlı bir firma olduklarını göstererek, ticari itibarlarını arttırıyorlar. Peki firmaya maddi hiçbir getirisi olmadığı gibi birde üstüne para vererek oluşturdukları bu Hatıra Ormanları, kuruluş amaçlarına ulaşıyor mu? Resimde de görüldüğü gibi birçok Hatıra Ormanı kurulduktan sonra kaderine terk ediliyor ve bir çoğu bakımsızlıktan büyüyemiyor.
Firmaların çalışanları adına bahçe kurduklarını düşünelim. Firma, bahçe kurma bedelini çalışanlarından geri alacak, düzenli bakılacak bahçe kısa sürede büyüyerek, “Hatıra Ormanı” kurmanın asıl amacı olan yeşil oluşumu sağlayacak ve son olarak bahçeyi kuran firma çevreye duyarlı bir firma olduğunu göstererek, ticari itibarını arttıracak.

* Bireysel Emeklilik Öldü başlıklı yazımda hesaplamamı firmanın bahçe kurma bedeli üzerine hiçbir faiz uygulamadığı varsayımı ile yapmıştım. Kar etmeden olmaz diyen bir firma ise bankaların mevduat için uyguladığı faiz oranını uygulayabilir.

* Firma en geç 10-15 sene sonra emekli olmak isteyecek yetişmiş elemanlarını bile bile kaybetmeyi neden göze alsın? Sizce?

Pazar, Nisan 22, 2007

Bireysel Emeklilik Öldü !


Bireysel Emeklilik Öldü !

Bireysel emeklilik öldü. Ben öldürdüm. Aslında onu öldürmemi gerektirecek bir sorun yoktu aramızda. Ben ona inanmıyor ve onu sorgulamıyordum, O da beni kendine katma çabası içine girmiyordu. Geçen Pazar gazetede bireysel emeklilik sistemi ile ilgili haberi okuyunca, bireysel emeklilik ile aramda süren saldırmazlık antlaşması bitti.

Pazar gecesi erken yatıp uyumaya çalışmama rağmen, okuduğum yazının etkisi ile Beyin Labirentimde kayboldum yine. O kadar çok oda gezdim ki yatağımın başucunda not tutmak için bulundurduğum küçük defterin yeterli olamayacağını düşünüp, yataktan kalktım. Salona gidip, Beyin Labirentimde gezindiğim odalarda bulduklarımı not ettim. Bireysel emekliliğin ölüm süreci böyle başladı.

Gazetedeki habere döneyim.

Haberin başlığı: “25 yaşında bir çalışan, 56 yaşında kaç YTL ile emekli olabilir?
Aylık katkı payı: 100 ytl ödeyeceksiniz, Bireysel emeklilik planı ile 56 yaşında emekli olduğunuzda alacağınız tahmini emeklilik birikimi: 98.636 ytl.
İşveren katkılı grup emeklilik sistemi ile 56 yaşında tahmini emeklilik birikimi 141.143 ytl.

Dedim ya, gazete haberine kadar bireysel emekliliği sorgulamıyordum. Geçen haftaiçi internette bireysel emeklilik sitelerini inceledim. Beni ingilendiren başlıkları not edeyim.
* 56 yaşından önce emekli olamıyorsunuz.
* İlk 3 yıl içinde ayrılma halinde giriş aidatının tamamı, 4. ve 5. yılda ayrılma halinde yarısı tahsis edilmekte. 5. yıldan sonra ayrılmalarda giriş aidatı alınmıyor.
* 10 yıldan önce ayrılmanız halinde birimkimleriniz, %15 stopaj yapılarak,
* 10 yıldan sonra 56 yaşından önce ayrılmanız halinde ise birikimleriniz, %10 stopaj yapılarak ödenecektir.
* Ücretliyseniz aylık brüt maaşınızın %10’unu, yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak kaydıyla vergi matrahından düşebilirsiniz.

Merak edip emeklilik planı hesaplama sayfalarına girdim ve kendim için muhtemel emeklilik planlarının getirilerini inceledim.
* 35 yaşında olduğuma göre 56 yaşıma kadar 22 yıl prim ödemem gerekiyor.
* Aylık 100 YTL prim ödemesi ile 56 yaşımda, 52.800 YTL emeklilik birikimi yada yıllık 3.145 YTL emeklilik maaşı alıyorum.

Şimdi gelelim, bireysel/grup emeklilik sisteminin ölümüne. Sistemi öldüren bir düşünce. Neden, niye, nasıl sorularını daha sonra cevaplamak üzere rakamlar ile projeyi kurgulayalım.

1) Grup emeklilikde olduğu gibi aynı şirkette çalışan 10 kişi olduğunu düşünelim.
2) 100 dönüm kapama ceviz bahçesini, 10 kişilik grup adına çalıştıkları firma kursun. 100 dönüm kapama ceviz bahçesi kurmanın toplam tahmini maliyeti 120.000 ytl. ( Bknz Coca Cola’nın Formülü )
3) 10 kişilik grup, bahçe kurma bedelini, çalıştıkları firmaya 20 yılda geri ödesin.
4) Bu durumda bahçe kuruma bedelinin kişi başına aylık maliyeti 50 ytl olacaktır.
5) 100 dönüm kapama ceviz bahçesinin yıllık bakım masrafını, bahçe kurma geri ödeme tutarına ilave edersek, kişi başı toplam aylık geri ödememiz tahmini 128 ytl olacaktır.

Gelelim işin gelir bölümüne.

100 dönüm kapama ceviz bahçesinden hasat edilecek kabuklu cevizleri, kilosunu 7 ytl den sattığımız varsayımı ile.

5. yılda 42.700 ytl, kişi başına yılda 4.270 ytl,
10. yılda 131.250 ytl, kişi başına yılda 13.125 ytl,
15. yılda 472.500 ytl, kişi başına yılda 47.250 ytl,
20. yılda 1.312.500 ytl, kişi başına yılda 131.250 ytl

gelir elde ederiz.

Emeklilik sistemimiz özgür bir sistem olsun, emekli olabilmek için bir yaş sınırlaması olmasın ve isteyen istediği yılda emekli olabilsin.

Gazete haberindeki “25 yaşındaki bir çalışan’a” geri dönelim.
a) 45 yaşında tüm ödemelerini tamamlar ve emekli olur.
b) Benim gibi zamanı satın almak isteyen biri ise, en geç 15. senede, 40 yaşında emekli olur ve her sene ceviz bahçesinden alacağı gelir payı ile yaşar...

Bireysel/grup emekliliği öldürmeme nedenlerime tekrar bakalım.

* Bireysel/grup emeklilik sisteminde 56 yıl beklemek zorunda idim. Benim sistemimde 35-40 yaşından itibaren emekli olabildim.
* Bireysel/grup emeklilik sisteminde 56 yaşımda emekli olduğumda en fazla 141.000 ytl alabildim. Hem de sadece bir kez. Benim sistemimde 45 yaşımdan sonra her yıl 131.000 ytl gelir elde edeceğim.
* Bireysel/grup emeklilik sisteminde, emeklinin ölümü halinde ailesi maaş almaya devam etmiyor. Benim sistemimde 100 sene (emekliden sonraki 2-3 kuşak) kadar aile gelir elde etmeye devam eder.
* Bireysel/grup emeklilik sisteminde emekli olanın bana, Dünya’ya, mahallesine doğrudan faydası yoktur. Benim sistemimde emekli olan aynı zamanda Dünya’ya, size ve geleceğe faydası olur.
* Bireysel/grup emeklilik sisteminde emekli olan istihdam yaratmaz. Benim sistemimde emekli olacak kişi bahçe bakım işleri, cevizlerin toplanması vs gibi işler için istihdam yaratır.

Ziraatçı olmayan ben bunu düşünebilirken, ziraat mühendisleri, ziraat fakültelerinde öğretim üyeliği yapan kişiler neden bunu düşünmüyorlar?
Neden kimse benim düşündüğüm sistemi uygulamıyor?
İmkansız mıdır böyle bir ortaklık?
Firmalar, çalışanlarına niye böyle bir “güzellik” yapsınlar?
Neler gerekli bu sistem için?
Ekonomiye, sisteme zararlı mı? yararlı mı bu düşündüklerim?
Saadet zinciri mi?
Tesla mı olacağız? Edison mu?

Sorularının cevaplarını bir sonraki yazımda cevaplayacağım.

Pazartesi, Nisan 16, 2007

Biyogaz ve Türkiyenin Alternatif Enerji Kaynakları

Biyogaz: "Yoktan" Enerji, Biyogaz. Türkiye için Makro Bakış ve Biyogaz'ın Alternatif Yaşam Planlamamızdaki Yeri başlıklı yazılarımda alternatif enerji kaynağı olarak biyogazı incelemiştim.

Bugünkü Vatan gazetesinde biyogaz ile ilgili bir haber vardı.

Kaynaklarımızı niye değerlendirmiyoruz aklım almıyor. Neden Rusya'nın, İran'ın doğalgazına muhtaç kalıyoruz? Tüm Akdeniz Bölgesi güneş enerjisi ile ısınabilir, güneş panelleri ile elektrik üretilebilir, Ege Bölgesinde bir çok yer jeotermal ile ısınabilir, biyodizel başlı başına bir kaynak. Birey Faik Murat, tek başına, mikro boyutlu Alternatif Yaşam Planlaması için bu kadar proje üretebilirken, sorumlu insanların duyarsızlığını, görmezden gelmesini, anlayamıyorum.

Vatan gazetesindeki haberi aşağıya ekledim.

- - - - - - - -

Enerji tarımıyla doğalgazı kendi toprağınızda üretin

"5.2 milyon hektar toprak enerji tarımına ayrılırsa Türkiye doğalgaz ihtiyacının yüzde 75’ini kendi karşılayabilir"

Biyogazdan doğalgaz üretimini gerçekleştiren Alman firması Schmack Biogas AG, Türkiye’de yatırıma hazırlanıyor. Schmack Biogas AG’nin Türkiye Koordinatörü Suat Karakuz, çoğu belediyeler olmak üzere 10 kuruluş ile yatırım konusunda görüşmelerinin önemli aşamaya geldiğini söyledi. Almanya’da alternatif enerji olarak biyogaz üretiminin önemli rakamlara ulaştığını, gelecek 20 yıl için de önemli hedefler konduğunu anlatan Karakuz, Türkiye’de de biyogaz üretimi konusunda büyük bir potansiyel bulunduğunu söyledi.

Karakuz, “Türkiye, tarımsal üretim alanlarının yüzde 20’sini yani 5,2 milyon hektarını enerji tarımına ayırsa, doğalgaz ihtiyacının yüzde 75’ini yurtiçinde üretir” iddiasında bulundu. Almanya’nın endüstriyel biyogaz üretimi teknolojisi konusunda lider olduğunu kaydeden Karakuz, halen Almanya’da, 1300 megavat (mw) kurulu güce sahip 3 bin 500 biyogaz tesisinin faaliyette olduğunu belirtti. Münih Belediyesi için kurulan biyogazı doğalgaza çeviren tesisin de 26 Aralık 2006’da üretime geçtiğini söyleyen Suat Karakuz, şu bilgiyi verdi:

“Geliştirilen teknoloji ile biyogaz doğalgaza çevriliyor ve bu şehir şebekelerine veriliyor. Almanya’da şu anda biyogazın elektrik üretimindeki payı yüzde 1,5 civarında. Yılda 5 milyar kilowatt/saat (kwh) elektrik üretiliyor. 2020 yılındaki hedef, biyogazın elektrik üretimindeki payını yüzde 17’ye, yıllık 76-80 milyar kwh’a çıkarmak.”

Enerji çiftçisi oluştu
Almanya’da biyogaza, elektrik üretim şirketleri, belediyeler yanında çiftçilerin de yatırım yaptığını, bunların “enerji çiftçisi” olarak adlandırıldığını anlatan Karakuz’un verdiği bilgiye göre, biyogaz üretiminde yoğun olarak mısır silajı kullanılıyor.

Mısır silajı yanında, hayvan dışkıları, silajlık yem olarak kullanılan enerji bitkileri, tahıl ve tarımsal ürünler ile tarımsal atıklar, bira üretiminde ortaya çıkan atıklar, gıda sanayi atıkları, patates atıkları, peyniraltı suyu, organik ev atıkları ile arıtma tesislerinin çamuru, gliserin gibi biyodizel atıkları da biyogaz üretiminde kullanılabiliyor.

Cuma, Nisan 13, 2007

Alternatif Emeklilik

BLOG dünyası Arapça yada İbranice bir kitap okumak gibi. Açılan ilk sayfa aslında kitabın son sayfası. Kitap okumaya kitabın son sayfasından başlamak gibi bir durum söz konusu. Yazdıklarınız içerik olarak “Ayşe’nin kırmızı elbisinin, derin dekoltesinden görünen, iri göğüsleri, aklımı başımdan aldı” türünden şeyler ise Ayşe’nin iri göğüsleri olduğunu bir yazı önce yada bir yazı sonra öğrenmeniz, konu bütünlüğü açısından size birşey kaybettirmeyecektir.

Benim yazdığım konuların bazıları birbiri üzerine kurulu. Bu sebepten dolayı aşağıdaki yazımı okumadan önce, Coca Cola’nın Formülü başlıklı yazımı okumanız, konu bütünlüğü sağlaması açısından daha faydalı olacaktır.

Üniversiteden mezun olalı ve çalışma hayatına başlayalı oniki yıl oldu. Uzun bir zaman gibi görünüyor oniki yıl. Halbuki mezun olduğun günü dün gibi hatırlıyorum ve aslında oniki yılın uzun bir zaman olmadığını fark ediyorum.

Oniki sene öncesine geri dönüp, hayatımda tek bir değişiklik yaparak ceviz bahçesi kurduğumu varsayayım. Mezun olduktan sonra yine aynı işlerde çalışmış olayım, aynı yılda evleneyim, aynı yılda baba olayım. Ceviz bahçesi ise büyümeye devam etsin. İlk beş yıl, her yıl cebimden 6000 YTL, bahçenin masrafları için vermiş olayım. Beşinci ve altıncı yıl aldığım ürün ile o zamana kadar yaptığım tüm bakım masraflarını karşılardım. Yedinci yıldan onikinci yıla kadar ceviz satışından, 250.000, 300.000 YTL civarında para biriktirmiş olurdum. Onikinci sene (bu sene) yıllık gelirim yaklaşık olarak 100.000 YTL olurdu. Bu kağıt üstündeki muhtemel senaryo.

İşler kötü gitse ne değişirdi? Ceviz bahçesinden istediğim verimde ürün alamasam bile, oniki yıllık ceviz ağaçlarını kereste olarak satar, yaptığım başlangıç masrafını fazlası ile çıkarırdım. Tarlanın mülkiyetinin hala bende olması ise yanıma kar kalırdı. Halen çalıştığım işe devam eder, kariyerimde ilerlerdim. Sıfır kayıp.

Geçmişi değiştiremeyiz, gelin ileriye bakalım...

Geleceğimiz için ne yapıyoruz?
Kimimiz halen okuyor, mezun olup “iyi” bir işe girmeye çalışacak.
Kimimiz bir iş buldu ve çalışıyor.
Kimimiz işi “sağlama almak” adına özel emeklilik primleri ödüyor. (Ki ben özel emeklilik sistemine inanmıyorum.)
Kaç sene sonra emekli olacağız?
Benim yaşımdaki biri için 20 yıl daha var. Üniversiteden yeni mezun biri için kabaca 40 yıl !!! Korkunç değil mi?
Emekli olunca neye sahip olacağız?
Bozulmuş bir sağlığa, lüks olmayan bir evi almaya bile yetmeyecek emeklilik ikramiyesine ve ay sonunu getiremeyeceğiniz bir emeklilik aylığına sahip olacağız.

“Bugün hayatımın geri kalanının ilk günü” (Sevmem bu cümleyi ama yeri gelince güzel oluyormuş.) diyebilir ve gelecek adına alternatiflerimize bakabiliriz. Hayatımızda tek bir değişiklik yaparak bir ceviz bahçesi sahibi olabiliriz. Şehirdeki yaşamımızı sürdürür, işimize, kariyerimize devam ederiz. Gelecek adına yaptığımız bu tek değişiklik sayesinde, şu anda kaç yaşında olursak olalım, altı, yedi yıl sonra “emekli” olabiliriz. Emeklilikten ne kasdettiğimi bir sonraki yazımda anlatacağım. Yirmili yaşlarınızda iseniz ve buraya kadar okurken “Bana ne ulan emeklilikten, içi geçmiş herif” diye düşünüyorsanız, size “emeklik”ten anladığım hakkında küçük bir ipucu vereyim. Müzik (çalmak, dinlemek, rock, vs) ve Edebiyat. “Emeklilik” sizin için sinemadır, tiyatrodur, resimdir, ona siz karar verin.

Oniki yıldır çalışıyorsanız ve çalışmalarınızın karşılığında biriktirdiğiniz 250.000-300.000 YTL niz ve halen çalıştığınız işten yıllık 100.000 YTL geliriniz varsa, yazdıklarımı göz ardı edebilirsiniz.

Ben yine her zaman olduğu gibi Alternatiflerimizi bilelim istedim.

Faik Murat Notu: Ceviz üreticileri ile maddi hiçbir bağlantım yok, benim için doğru ürünün ceviz olduğunu düşündüğüm için ceviz yetiştiricisi olmayı planlıyorum. Sizce doğru ürün badem, nar, zeytin, erik yada şeftali yetiştiriciliği olabilir. Bu durumda gelir elde etmeye başlama zamanınız, elde ettiğiniz gelir miktarı, ağaçların ömürleri gibi başlıklar değişir sadece. İşin özü aynı kalır Alternatif “emeklilik”

Çarşamba, Nisan 11, 2007

Prefabrik Çelik Taşıyıcı Sistemli Bungalowlar


Prefabrik ev üreticilerin sitelerini incelerken Anka Çelik Yapı’nın web sitesinde Bungalowları gördüm.
Prefabrik Evler yazımda belirttiğim gibi prefabrik ev tercihi yaparken hangi amaçla kullanacak olduğumuz önemli.

Haftasonları gittiğimiz bir bir yayla evi olduğunu düşünün.
Her haftasonu gitsek 104 gün kullanırız. Haftasonu yapılması zorunlu işler ve mevsim koşulları gibi nedenlerden dolayı yayla evimizde geçireceğimiz gün sayısı yarı yarıya azalacaktır.
Sadece iki gün kalıp, sonra asıl evimize döneceğimiz bir yayla evinde neye ihtiyaç duyarız? Büyük gardoroplara, vestiyere, erzak dolabına, küvete, çamaşır makinasına, kütüphaneye ihtiyacımız olmayacaktır.

Bu durumda Anka Çelik Yapı web sayfasındaki bungalowlar iyi bir çözüm görünüyor.
Haftasonları gideceğimiz yayla evi için 49 metrekarelik Sahel adlı model biçilmiş kaftan.
Anka Çelik Yapı sayfasında bungalowların maliyeti konusunda bir bilgi bulamadım.
Eston Villa web sayfasında çelik taşıyıcı sistemli binalar için anahtar teslim metrekare maliyetinin 850 YTL den başladığını okumuştum. Bungalowlar temelsiz yapılar olduğu için metrekare maliyeti 850 YTL den daha pahalı olmayacaktır. Biz hesabımızı 850 YTL üzerinden yaparsak, Sahel modeli bungolow için tahmini maliyetimiz 41.650 YTL olacaktır.


Alternatif Yaşam Çiftliğimizin başarılı bir model olarak hayata geçtiğini ve kibutz tarzı bir yapılanmaya doğru gittiğini hayal edelim. Alternatif Yaşam Çiftliğinde kalacak misafirler için Savan modeli bungalowlar çok faydalı ve ekonomik barınaklar olacaktır.

Cumartesi, Nisan 07, 2007

Coca Cola'nın Formülü

Alternatif Yaşam Planlaması için Coca Cola’nın formulü niteliğinde yazacaklarım. Alternatif Yaşam Çiftliğinin gelir kaynağını açıklayacağım.

- Senin için Coca Cola formülü kadar kıymetli ise neden açıklıyorsun? Bak adamlar Coca Cola’nın formülünü nasıl saklıyorlar.
- Edison olmaktansa, Tesla olmayı seviyorum. Dövüş Külübü tarzı bir saldırı bu.
- Projenin, fikrinin kullanılmasından, sana rakip olmalarından korkmuyor musun?
- Yoo, hepimize yetecek kadar büyük bu topraklar. Keşke bana rakip olacak kadar çok insan bu işe inansa ve projemi hayata geçirse.
- Madem öyle anlat bakalım Tesla.

Anahtar kelime CEVİZ. Birçok ürünü (zeytin, narenciye, nar, palownia, kavak) inceledikten sonra benim için doğru ürünün Ceviz olduğuna karar verdim.



Bir sohbet sırasında Kaman cevizini duydum ve araştırdım. Kaman, Türkiye’de ceviz konusunda önemli ilçelerden biri. Araştırmalarıma devam ettikçe birçok farklı kaynağa ulaştım. Hemen hemen her tarım sitesinde ceviz ile ilgili iyi kötü bir bilgi bulunmakta.

En kapsamlı bilgiye “Aşılı Ceviz Yetiştiriciliği” sitesinde ulaştım. Uzun süredir bu siteyi ziyaret etmiyordum, yazımda kullanmak üzere siteyi ziyaret ettiğimde, sitedeki birçok sayfanın yenilendiğini gördüm. Yenilenen sayfaları gezdikçe, bir an önce Ceviz Bahçesini kurmalıyım düşüncesi kapladı içimi. Daha önce sunmadıkları bahçe kurmak için keşif, danışmanlık, bahçe kurulduktan sonra yetişmekte olan ağaçların şekil ve ürün budama hizmetleri, devlet desteği için gerekli evrakların tanzimi gibi birçok hizmeti ücretsiz olarak vermekteler. “Aşılı Ceviz Yetiştiriciliği” sitesini inceledikten sonra sitede tanıtımı yapılan kitabı almak için sitede verilen hesaba havale yaptım. Birkaç gün içinde “Aşılı Ceviz Yetiştiriciliği” kitabı adresime gönderildi. Bu kitabı almazını tavsiye ederim. Kitaptaki birçok bilgiyi, güncelledikleri sitelerine eklemişler. Sanırım onlarda yavaş yavaş Tesla olmayı seçiyorlar.

Gelelim neden Ceviz yetiştireceğimize ve cevizden sağlayacağımız gelire.

50 dönüm kapama ceviz bahçesi için yapılabilirlik çalışması yapalım.

Giderlerimiz:

1 dönüme 8x8 metre dikim ile 15 ceviz ağacı dikilebiliyor.
160 cm uzunluğa gelmiş bir adet torbalı ceviz fidanının fiyatı 14 YTL.

İlk yatırım maliyeti:
Kuyu açma : 2,000ytl
Motor : 2,500ytl
Çevre teli : 12,500ytl
Damlama sulama sistemi: 10,000ytl

Fidan maliyeti : 10,500ytl

Arazi Dikime hazırlama: 5,000ytl
Dikim çukuru hazırlama: 2,000ytl
Dikim maliyeti : 2,000ytl

Arazi bedeli hariç toplam 46.500 YTL masrafımız olacak.

Kapama ceviz bahçesi yapabileceğimiz 50 dönüm tarlayı 25.000 YTL ye alabiliriz.

Toplam masrafımız 71.500 YTL oldu.

Dikimden sonraki her yıl için dönüm başına bakım masrafımız ortalama 75 YTL olacak. 50 dönüm için yıllık 3.750 YTL masrafımız olur.

Gelirlerimiz:

Sertifikalı fidanlarla kurulacak zeytin, narenciye, nar, kivi, badem, ceviz bahçeleri için 1 dönüme 250 YTL Doğrudan Gelir Desteği verilmekte.

50 dönüm kapama ceviz bahçemiz için başlangıç aşamasında 12.500 YTL Doğrudan Gelir Desteği elde edeceğiz.

Alacağımız Doğrudan Gelir Desteği ile başlangıç aşamasındaki maliyetimizi 59.000 YTL ye indirmiş oluyoruz.

5. yıldan itibaren ürün almaya başlayacağız. 20. yıla kadar her yıl bir önceki yıldan daha fazla ürün alabileceğiz. Yıllara göre ağaç başına alabileceğimiz ürün miktarı:
5.yıl için 3-5 kg
10.yıl için 10-15 kg
15.yıl için 40-50 kg
20.yıl için 100-150 kg

50.dönüm Kapama Ceviz Bahçesinden yıllara göre alabileceğimiz ortalama ceviz miktarı aşağıdaki gibi olacaktır.
5. yılda 2.750 kg,
10. yılda 8.750 kg,
15. yılda 33.750 kg,
20. yılda 87.500 kg,

Gelelim cevizden elde edeceğimiz gelire:

Ben cevizi kırmak ve işlemekle uğraşmak istemiyorum, kabuklu olarak satışını yapacağım derseniz, kilosu 8 YTL’den pazar bulabilirsiniz. Bu durumda yıllık geliriniz:

5. yılda 22.000 YTL
10. yılda 70.000 YTL
15. yılda 270.000 YTL
20. yılda 700.000 YTL olacaktır.

Ben iç ceviz satacağım derseniz, Yukarıda verdiğim toplam kilo üzerinden yaklaşık olarak %50 kaybınız olacaktır.
Üreteceğiniz iç cevize, kabuklu cevizin fiyatı olan 8 YTL nin iki katından daha fazla bir pazar bulabilirseniz, iç ceviz olarak satışda yapabilirsiniz. Marketlerdeki iç ceviz fiyatına bir bakın 20-25 YTL arasında olduğunu göreceksiniz.

Gelelim bir başka iyi habere, ceviz ağacı 90 yıl boyunca verimli olarak ürün verebilmekte. 20.yıldan, 90. yıla kadar her yıl 700.000 YTL gelir elde edeceksiniz. Hesaplar ortada ama diyelim ki bir hata yapıyorum yada okuduğum kaynaklar, işi biraz süslüyorlar. Herşeyin yarı yarıya olduğunu düşünün, yıllık 350.000 YTL geliriniz olacak.


Vee, son iyi haber. Gerçi bu haber kapama ceviz bahçesi kuran kişiyi değil, bir, belki iki kuşak sonrasını ilgilendiriyor. Bahçe ekonomik olarak verimsizleştiğinde, tahmini olarak kurulduktan 100-150 yıl sonra, ceviz ağaçları kesilerek, kereste olarak değerlendirilir. Ceviz kerestesinin getirisini hesaplamadım ama çok olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yandaki resim büyük bir ceviz ağacının kökü.

Herşey bu kadar güzel ise neden kimse uyanmamış?
Uyuyanları, uyandırmam doğru mu?
Ceviz Bahçesi projesi Alternatif Yaşama ne katar?

Sorularının cevaplarını bir sonraki yazımda anlatacağım.

Günün Kitabı : Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış / Berna Moran
Günün Albümü : World Wide Suicide / Pearl Jam

Cuma, Nisan 06, 2007

Prefabrik Evler

Prefabrik ev konusunu uzun süre araştırdım. Alternatif Yaşam Planlamasındaki birçok konu gibi prefabrik evler ile ilgili bilgimde, internet üzerinden edindiğim bilgilerden oluşuyordu. Alternatif Yaşam Çiftliğindeki evim için prefabrik bir bina kullanabileceğimi düşünmüştüm. Depreme dayanıklığı çok yüksekti. Yapımı kolay ve kısa sürede tamamlanabiliyordu. Ve maliyet olarak uygun görünüyordu.

İzmir'e taşındıktan sonra örnek prefabrik evleri gezebilme şansım oldu. Yaz aylarının sonlarına doğru idi. Yaz aylarında taştan yapılmış binalara girdiğinizde tatlı bir serinlik hissedersiniz. Prefabrik evler, neredeyse dışarıdan daha sıcaktı. Prefabrik binaların iç duvarları ve kullanılan malzeme eğreti göründü bana. İki katlı prefabrik evlerin üst katlarına çıkan merdivenler, üst katlarda yürürken zeminde hissettiğim sallanma duygusu, prefabrik evlere olan bakışımı değiştirdi.

Bence prefabrik ev tercihi yaparken ne amaçla kullanacağımız önemli. Yılda birkaç ay yaşadığımız yazlık ev, dağ evi, yayla evi gibi amaçlar ile kullanacak isek fazlasına gerek yok. 80-100 metrekare prefabrik bir ev yeterli olabilir.

İnşaat süresi uzun ve deprem dayanıklılığı prefabrik binalara oranla daha az olmasına rağmen betonarme binaların Alternatif Yaşam Çiftliği projesi için daha uygun olduğunu düşünüyorum. Tek katlı, bodrumlu bir ev hayalimdeki çiftlik evi.

Prefabrik bina üretimi yapan birkaç firmanın sitelerini bilgi için ekliyorum.

Dülger Prefabrik, Özge Yapı, Kartal Prefabrik


Günün Kitabı : Gizli Sırlar Öğretisi / Ergun Candan
Günün Albümü : Malt / Kendi Adını taşıyan ilk albüm

Salı, Nisan 03, 2007

Second Life

Second Life: Yeni bir kimliğinizin, yeni bir işinizin, yeni bir ailenizin ve yeni bir hayatınızın olduğu sanal bir dünya. Üyelik ücretli...

Second Life’a üye olsana dedi geçenlerde bir arkadaşım.

Üç aşağı, beş yukarı, benim yaşımdaki birçok insana benzer bir hayatım var. Tam zamanlı bir işte çalışıyorum. Bir eşim ve bir kızım var. Sorumluluklarım ve yaşantım çok farklı değil birçok insandan. Bu birinci hayatım.

Neden Second Life’a üye olayım ki? Benim ikinci bir hayatım var zaten. Alternatif Yaşam Çiftliğini kurguluyorum ve bu çiftlikde yaşıyorum. Şimdilik sanal bir çiftlik, tıpkı Second Life’daki sanal hayat gibi, ama bir gün teoride olan bilgileri uygulamaya geçireceğim. Gerçek olacak Alternatif Yaşam Çiftliği. Second Life’daki karakterler duyarsızca sanal yaşamlarına devam edecekler.

Ve hatta Co-Part’ın basçısı olarak üçüncü bir hayatım var. Müzik yaparken çok eylenen, hayalleri olan üçüncü bir hayat bu.

Bu yazıyı yazmadan önce Second Life sayfasına girdim. 5.210.000 kişi bu dünyada “yaşıyor”. Bu kadar çok insan dünyaya, gelecek kuşaklara hiçbir faydası olmayacak sanal bir alemde yaşamak için para verip, üye oluyorlar. Geleceği olmayan sanal hayat oluşturmak için saatlerce uğraşacak kadar çok zamanları var.
İşin bir de para boyutu var. Üyelik ücretine bakmadım, diyelim ki kişi başı 1 dolar, 5.210.000 dolar para yapıyor. Kolay para... Ne için?

Matrix I, 13.Kat, Truman Show flimlerini ve Borges öykülerini düşünmeden edemiyorum. Ya gerçek sandığımız hayatımızda bir başkasının kurgusu ise?

Sonuç: Alternatif Yaşam Çiftliğini kurgulamaya devam.

Günün Kitabı : Abderalılar / Christoph Martin Wieland
Günün Albümü : Kedi Rüyası / Aisaminor

Pazar, Nisan 01, 2007

Bir hazin hürriyet


Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!

Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan
hürriyetiyle hürsün!

Başın ensenden kesik gibi düşük,
kolların iki yanında upuzun,
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!

En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!

Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!

Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
hürsün

Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.

Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.
NAZIM HİKMET RAN (1951)