Çarşamba, Kasım 21, 2012

21 Aralık 2012 Ne Olabilir?


21 Aralık 2012'de ne olacak? Şirince'ye gitsek kurtulur muyuz? Kıyamet Kopacak. Dünyanın Sonu Geliyor. Magazin tadında altı doldurulmadan atan atana...

2005 yılından beri 21 Aralık 2012 tarihi ile ilgili epeyce araştırma yapmış, Alternatif Yaşam Planlamasında Ezoterik Bilgiler etiketiyle yazılar yazmış biri olarak birkaç cümle de ben yazayım.

BENCE :

Marduk'un gerçek olma ihtimali ve dünya yörüngesine yaklaşarak felaketler oluşturma ihtimali neredeyse yok denecek kadar azaldı. 

2005 yılında Marduk fikrini fazlasıyla önemsediğimi belirtmeliyim. Yukarıdaki resim bir Sümer tableti. Tablette görülen güneş sisteminde Marduk dışındaki gezenlerin doğru olması, Sümerlerin bilgi seviyesi Marduk'un olabilirliği konusunda bana inandırıcı geliyordu. 2005 yılından  2012'ye kadar olacakları gözleyecek ve olası Marduk işaretleri fark etmem durumunda çözümler düşünecektim. 

Bugün 21 Aralık 2012 ye bir ay var. Marduk'u göremeyebiliriz ama etkilerini fark etmeye başlamamız gerekirdi. Sıradışı sıklıkta ve büyüklükte deprem, yanardağ faaliyetleri, su baskınları gibi doğal felaketler yaşıyor olmalıydık. Ortadoğu'da, özellikle Sümerlerin yaşamış oldukları Mezopotamya'da, işgallerin, büyük çekişmelerin olması gerekirdi. Olmadığına göre Marduk ihtimalini çok düşük görüyorum. 

Algıların açılacağı, dünyanın manyetik kutuplarının değişeceği, hazır olanların aydınlanacağı, hazır olmayanların bunalıma gireceği gibi konulara çok hakim değilim. Magazinsel görünen konular sanki bunlar. Yorum yapmam doğru olmayacaktır. 

Marduk konusunda epey okudum ve olma ihtimali artık çok düşük diye düşünüyorum. 

Ve Fakat: Ay başında eve fazladan makarna, bulgur almayı, su depolarımın dolu olduğundan emin olmayı planlıyorum. 

Tedbir iyidir.           

Salı, Kasım 20, 2012

Parfüm Nasıl Yapılır? Esans Nasıl Elde Edilir?

Esans nasıl elde edilir? Parfüm nasıl yapılır? öğrenmek istediğim konulardan biri. Genel ağda bu konuda işe yarar bilgiyi şimdilik bulamadım. Bahçemdeki hanımeli çiçeklerinin ve lavantaların güzel ve doğal kokularını esans olarak saklamayı istiyorum. 

Bugün esans nasıl elde edilir? Parfüm nasıl yapılır? sorularına cevap ararken aşağıdaki videoyu buldum.  

Genel ağın bilgi dünyasına kattığı zenginlik büyük bir nimet. Ve fakat her okuduğumuza, her gördüğümüze inanmamak gerektiğini de unutmamak lazım.



Çiçekleri doğra, bir beze doldur, üzerine su ilave et, bezin üstünü kapat, bir gece beklet, çiçeklerin bulunduğu bezi sık, elde ettiğin suyu kaynat. Kalan öz: İşte sana parfüm... 

Pek inandırıcı gelmedi.... Denemesi zor, pahalı ve zaman alan bir şey olmadığını için en yakın zamanda deneyeceğim. 

Bakalım ne kadar doğru... 

Pazartesi, Kasım 19, 2012

Alternatif Yaşam Planlaması Aksiyon Dergisinde (Sayı 937)


Eylül ayında, üç saatten fazla sürede, çok keyif alarak yaptığımız Alternatif Yaşam Planlaması röportajı bu haftaki Aksiyon dergisinde yayınlandı. (Röportaja bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.) Alternatif Yaşam Planlamasını ve beni çok iyi anlayan ve anlatan bir röportaj oldu.

Röportajı gerçekleştiren Tuğba Kabacaoğlu'na öncelikle Alternatif Yaşam Planlaması takipçisi kimliği ile, sonra Alternatif Yaşam Planlamasını çok iyi anlayıp, bu keyifli yazıyı hazırlayan muhabir kimliği ile teşekkür ederim. Röportajımızı resimleyen foto muhabiri Mehmet Yaman'a da Alternatif Yaşam Planlamasına gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ederim. 

Tuğba Hanım ile yaptığımız röportajdan sonra Alternatif Yaşam Planlaması yeniden hız ve heyecan kazandı. Uzun süredir araştırmasını yaptığım Gaia Education tarafından düzenlenen Ekoköy Dizayn Eğitimine kayıt olmamda Tuğba Hanım ile yaptığımız röportajın katkısı büyük oldu. Alternatif Yaşam Planlamasına ve bana büyük katkısı olacağına inandığım bu eğitime kayıt olmama vesile olduğu için  de Tuğba Kabacaoğlu'na teşekkür ederim. 

Okunuyor olduğunu bilmek, yazar kimliği ile kabul görmek beni çok sevindirdi. Tüm takipçilerime ve okurlarıma teşekkür ederim.   

Aksiyon dergisinde yer alan röportaja bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 

Keyifli ve Yoğun Günler

Gaia Education Ekoköy Dizayn Eğitiminde ilk ödevimi dün teslim ettim. Eğitime başlarken planladığım süreden daha fazla zamanımı ders içeriğini araştırmak, ilgili videoları izlemek  ve öğrenmek ile geçiriyorum. Daha önce bahsettiğim üzere eğitimi sanal kampüsü kullanarak, internet üzerinden alıyorum, uygun olduğum zamanlarda sanal kampüse giriyor, eğitmenlerin ve sınıf arkadaşlarımın yayınladıkları ödev ve mesajları okuyorum. Geçen hafta eğitim kordinatörü ile görüştüm ve almakta olduğum eğitimi şimdiye kadar Türkiye'den bitiren kimsenin olmadığını öğrendim. Bu durum bana ayrı bir heyecan ve moral veriyor ve çalışma azmimi arttırıyor.

Alıştığım eğitim sisteminden oldukça farklı bir uygulama ile dersler işleniyor. İlk bölüm için 20 sayfalık bir metini okumam gerekiyordu. Bizim eğitim sistemimiz ile öğrenmeye alışmış biri olarak, 20 sayfayı kısa sürede okur, ilgili soruları cevaplarım diye düşündüm. Yanılmışım... Yirmi sayfalık metin nelerin araştırılması ve okunması gerektiği hakkında bilgi veren ana metinmiş meğer. Yirmi sayfayı okuyarak soruları cevaplamak mümkün değildi. Konu başlıklarını araştırınca gördüm ki birçok başlık yurtdışındaki birçok üniversitede iki senelik master programı konusuymuş. Endüstriyel Ekoloji, Ekolojik Ekonomi gibi konu başlıkları bana yeni kavramlar olmasına rağmen master seviyesinde eğitim verilen kapsamlı akademik eğitimlermiş. Bu iki başlık hakkında daha kapsamlı yazıyı yakın zamanda yayınlayacağım. 

Youtube Okulu
Youtube'un doğru kullanılması ile derin ve zengin bir eğitim kaynağı olduğunu daha önce yazmıştım. Ne kadar haklı olduğumu sanal kampüs eğitimi sırasında daha iyi görüyorum. Üniversitelerdeki seminerleri, dersleri, konunun uzmanı ve hatta kuramcısı kişiler ile yapılan mülkatları Youtube'da bulmak ve ilk ağızdan bilgiye ulaşmak artık mümkün. Tabii ileri düzeyde İngilizce bilme zorunluluğu günümüzün ve Youtube'un  olmazsa olmazı. Üç hafta boyunca günde ortalama üç, dört saatimi Youtube araştırması ve ilgili videoları izleyerek geçirdim. İlk bölümde yer alan soruların TAMAMININ cevaplarını Youtube'da buldum. Öğrenmede görsellik çok önemli. 

Zaman ve Mekanın Olmadığı Bir Eğitim
Sanal kampüsteki bir başka teknolojik yenilik ve avantaj Skype kullanımı. Skype dışında konferans görüşme yapma imkanı sağlayan programlar var ama Skype konferans görüşmenin lideri konumunda. Sınıf tanışmasında ad soyad kadar önemle istenen bilgiydi Skype adresi. Ekoköy Dizayn Eğitiminin önemli amaçlarından biri tüm dünya üzerinde ekoköylerde yaşayan ve yeni ekoköyleri kuracak kişilerin birbirleri ile iletişim halinde olması ve bilgiyi paylaşmasını öğretmek. Bu nedenle konferans görüşmeler düzenleyerek cevaplamamız gereken sorular eğitim programında yer alıyor. En doğudaki Japonya-Tokyo'dan, en batıdaki Amerika-Seattle'a  kadar uzanan büyük coğrafi bölgede yer alan sınıf arkadaşlarım ile konferans düzenlemek (Bir yerde gece yarısı iken, diğer yanda sabahın ilk saatleri olan bir dünyada konferans düzenlemek) üstünden gelmemiz gereken farklı bir deneyimdi.

Geçen hafta ilk konferans toplantımızı Tayland, Hollanda ve Belçika'dan sınıf arkadaşlarım ile yaptık. Tayland Türkiye'den beş saat, Hollanda'dan altı saat ileride. Yarım saat boyunca ödevimiz hakkında konferans görüşme yaptık, keyifli, faydalı ve ilginç bir deneyimdi. 
Dünyada eğitimin gittiği yönü şu an içinde bulunarak yaşıyor, deneyimliyorum. Kısa sürede (en fazla beş yıl içinde) birçok eğitim şu an almakta olduğum eğitim gibi olmak ZORUNDA kalacak. Zaman ve Mekan kavramı olmayan, bilginin paylaşıldığı ve kişi tarafından sindirildiği bir eğitim düzenine doğru gidiyor dünya.     


Yeni Projelere Zaman Yetmiyor
Eğitim tahmin ettiğimden daha fazla zamanımı aldığı için birbiri ile bağlantılı olan birçok projeyi tamamlayacak zamanı bulmakta zorlanıyorum. 
Elimde bekleyen birbiri ile bağlantılı projeler:
  1. Parabolik ayna yapımını tamamlayacağım. Parabolik ayna ve gücü hakkında bilgi verecek bir videoya bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Benzer bir parabolik ayna yapmak için 2x2 cm büyüklüğünde minik aynalar kesmeye başladım. Aynaları kırmadan kesmek, kestiğim küçük aynaların kenarlarını zımparalamak epey zaman alıyor. Dün üç saatlik çalışma sonunda 130 dan fazla küçük ayna hazırladım. 150 cm çapında bir parabolik ayna yapmayı planlıyorum. Tahminlerime göre 2000 taneden fazla minik ayna kullanmam gerekecek. Bir yandan aynaları hazırlarken, bir yandan da parabolik aynayı yerleştireceğim, yukarıdaki bağlatısını verdiğim videoda yer alan ayna benzeri, metal platformun çizimlerini planlıyorum. İlk öncelik aynaları ve metal aksamı ile parabolik aynayı hazırlamak. 
  2. Parabolik aynayı ilk olarak deniz suyunu damıtmak ve tatlı, içilebilir su elde etmek için kullanacağım. Parabolik ayna kullanarak kaynatacağım deniz suyu buharlaşacak, buharlaşan su bakır boru içinde soğuyacak ve içilebilir su olarak damıtılacak. 
  3. Parabolik ayna kullanarak esans elde etmeye çalışacağım. Araştırmalarıma göre, iki gün boyunca çiçek veya kokulu yaprakların bekletildiği %60'lık alkol çözeltisinden, yukarıda bahsettiğim deniz suyunu damıtma yöntemini kullanarak, esans elde etmek mümkün. Bu çalışma ile ilgili bazı şüphelerim olmasına rağmen deneyip sonucunu paylaşacağım. 
  4. Parabolik aynaya güneş takip sistemi yerleştirerek güneşi otomatik olarak odaklamak mümkün. Youtube'da Solar Tracking ile arama yapıldığında birçok video bulunabiliyor. Konu ile ilgili videoları indirdim ancak henüz izleme fırsatım olmadı. Yapılabilirliğini araştırdıktan sonra parabolik aynayı güneş takip eder hale getirmek büyük enerji sağlayacaktır. 
  5. Güneş Panelleri hakında geçtiğimiz aylarda yazılar yayınladım. Bu yazılarda yapılan panellerin bir benzerini hazırlamak için kola, soda kutularını biriktirmeye başladım. Güneş panelini kış ilerlemeden yapabilirsem bu sene içinde sağlayacağı faydayı görebilirim. 
  6. Güneş takip sistemli parabolik aynayı, güneş panellerine ısı sağlayacak şekilde yerleştirerek panellerin verimliliğini arttırmayı planlıyorum. 
Hepsi birbiri ile bağlantılı emek yoğun ve deneysel bir liste. Alternatif Yaşam Planlaması tam zamanlı bir iş olmalı ki tüm bunları sindire sindire, gerekirse tekrar tekrar yapabileyim. Zeytinyağı sıkmak için yaptığım ahşap presi tamamlamam (İlgili yazıya bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz) iki yılımı almıştı. Zamanımın büyük bölümünü ayırdığım eğitimi de düşünürsem yukarıdaki listeyi tamamlamak ve sonuçları görmek bir süre gecikebilir. 

Gün doğmadan neler doğar...               

Perşembe, Kasım 08, 2012

350 Nedir?



350 PPM (Part Per Million), birçok bilim adamı ve iklim bilimcinin mutabık kaldığı atmosferdeki karbon miktarının güvenli kabul edilen en üst seviyesidir.

350 PPM hakkında detaylı bilgilerin yer aldığı 350.org adresine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Bu yazının bazı bölümleri 350.org sitesindeki bilgilerin Türkçeleştirilmesidir.

275 - 392 - 350
İnsanlık tarihinin başlangıcından 200 sene öncesine kadar atfosferdeki karbon miktarı 275 PPM seviyesindeydi. 275 PPM karbon seviyesi faydalı bir seviyedir. Havada karbon olmaması durumunda dünya yaşam için çok soğuk olacaktır.   

Peki şu anda atmosferdeki karbon miktarı nedir?
Evet, şu anda atmosferdeki karbon miktarı 392 PPM. Güvenli kabul edilen en üst seviyenin, 350'nin, epey üzerinde.

Güvenli kabul edilen en üst seviyenin epey üzerinde olmanın sonucu ne olur? sorusunu uzun uzun cevaplamak yerine Türkçe altyazısı bulunan Wake Up, Freak Out, Then Get a Grip isimli animasyon videoyu izleyelim. 12 dakikalık bu kısa video karbon miktarını hızla 350 PPM seviyesine çekmezsek neler olacağını çok güzel özetliyor. (Bu video hakkında 2009 yılında yazdığım yazıya bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.)      

Mevcut durum değişmediği sürece her sene atmosferdeki karbon miktarı 2 PPM artıyor.

Türkiye olarak karbon salınımında gelişmiş ülkelerin epey gerisindeyiz, karbon salınımı konusunda bizim yapacaklarımızdan daha önemlisi Amerika, Çin, İngiltere gibi kalabalık ve yoğun karbon salınımı yapan ülkelerin ne yapacağı önemli.   

Hadi hayırlısı...



Pazartesi, Kasım 05, 2012

Alternatif Yaşam ARTIK Bir ZORUNLULUK

Uzun yıllardan beri alternatif yaşam nasıl olur konusunda araştırıyor, okuyor, yazıyorum. İlk çıkış noktam: "Zorunlu yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılamak için maaş karşılığı bir işte çalışmanın adil olmadığı" fikrinden ibaretti.
Zaman içinde küresel ısınma, huzurlu yaşam, koas senaryoları durumunda yaşanacaklar gibi birçok fikirle temel fikrimi besledim ve Alternatif Yaşamın gerekliliğini anlatmaya çalıştım. AMA aşağıdaki haberin yarısı bile doğruysa kendimiz için olmasa bile çocuklarımız için Alternatif Yaşama geçmeliyiz.

Aynı haber birçok adreste yer alıyor. Ben bu bağlantıdan haberi aldım.
-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-  
5 Yıla Kadar Her İki Kişiden Biri Kanser Olacak!
A Haber'de Deşifre Programı'na konuk olan Profesör Doktor Erkan Topuz, GDO'lu ürünlerle dünyanın dünya savaşından beter günler yaşayacağını belirterek 5 yıla kadar her 2 kişiden 1'inin kanser olacağını iddia etti.

İşte havası, toprağı, suyu kanser yaparken bir de GDO çıktı başımıza diyen Prof.Dr. Topuz'un dikkat çektiği noktalar
Ayda 12 tane sosis yiyen çocuklarda lösemi riski 5 kat fazla, hafta bir sosis yiyen çocuklarda beyin tümörü iki kat fazla.
Salam, sucuk gibi çiğ etten yapılan etlerden uzak duralım. Yumurta çok katı pişilirse kanserojen madde birikir. Kırmızı et yerine balık ve beyaz et tüketelim. Hindinin yağ oranı daha düşüktür. Hindiye yönelelim, mutlaka balık yiyelim. Haftada 1 kilodan fazla balık tüketmeyelim.
Beyaz şekerden uzak duralım. Sigara gibi üzerine 'öldürür' diye yazalım. Kanserin bir numaralı maddesi şekerdir.
Her meyvayı azar azar tüketin. Oturup da kilolarca meyvayı bir kere de yemeyin.
Yoğurt çok önemlidir. En önemli kanserden koruyucudur, özellikle kolon, yemek borusu ve meme kanserlerinde çok önemlidir.
-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-
 
Almakta olduğum Ekoköy Dizayn Eğtiminde öyle şeyler öğreniyorum ki: Bizler uyurken, ( ve hala uyuyorken) sayısı dünya ölçeğinde binlerle ifade edilecek kadar az sayıda kişi uyanmış ve Alternatif Yaşamı kurmuşlar. Dünya üzerinde sınırlı sayıda ekoköy var. Sürdürülebilir yaşam adına gerekli olan birçok beceriye ve bilgiye sahipler.
Koskoca Türkiye'de sığınabileceğimiz bir ekoköyümüzün olmaması, sürdürülebilirlik adına gerekli olan ekolojik, ekonomik, sosyal bilgi ve becerilere sahip olmamız çok üzücü. Ne yazık ki bu bilgi ve becerilere kısa sürede sahip olamayacağız. 
 
Sürdürülebilir Yaşam Mühendisliği Bölümü başlıklı yazım ütopik bir hayal değil, ARTIK bir zorunluluk. Doğru program ve eğitimle beş sene içinde önemli becerilere sahip gençler yetiştirebiliriz.   
 
Alternatif Yaşam Planlamasında olduğu gibi gündelik hayatın koşuşturmacasından bulunan aralarda ve aileden çalınan zamanda yapılan araştırma, deneme, okuma ile ilerleme ancak bu kadar oluyor. YETERLİ OLMUYOR yani. Şimdiye kadar Alternatif Yaşam Planlamasında aldığım yol, doğru bir program ve eğitimle iki senede alınabilecek seviyede.
 
Alternatif Yaşam Planlaması tam zamanlı bir iş olmadığı sürece hobi bahçesi, kendin yap, emekli uğraşı tadında olmak zorunda kalacak ve tekrarlanabilir bilginin oluşması on yıllar sürecek.  
 
Tabii bu birikimi bekleyecek on yıllarımız varsa ?!  
 
         

Cuma, Kasım 02, 2012

Pencere Tipi Güneş Paneli ile Ucuza Isınma

Trombe Duvarı yazım ile başladığım ve kola kutuları ile ucuza güneş paneli yapımını anlattığım yazımdan sonra güneş panelleri hakkında araştırmaya devam ettim. Güneş panelleri hakkında öğrenilecek, denenecek ve yazılacak çok konu var. 

Güneş panelleri genellikle müstakil evlerin güney cephelerine, duvarın imkan verdiği büyüklükte, yapılıyor. Bizim ülkemizde olduğu gibi genellikle apartmanlarda yaşıyorsak güneş paneli kullanarak ilave ısı elde etme imkanımız yok mu? 

Kanada'da apartman dairesinde yaşayan biri, eskiden kullandığımız pencere tipi klimalardan esinlenerek, pencereye güneş paneli yerleştirmiş ve ısı elde etmeyi denemiş. Çalışma veri zenginliği, takip ve kayıt tutulması açısından birçok akademik çalışmadan daha zengin ve başarılı.  

Yukarıda güneş panelinin dışarıdan görünümü yer alıyor.

Pencere tipi güneş paneli ilk yapıldığında dışarıdan hava alıp, oda içine ısınmış hava verecek şekilde planlanmış. Çalışma daha sonra oda içinden hava alıp, panel içinde ısıtarak yeniden odaya verecek şekilde geliştirilmiş. İngilizce seviyesi yeterli olanlar için yapılan denemler ve detaylı anlatıma bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 
Pencere tipi güneş panelinin oda içinden görünüşü

Panelin çalışma prensibi aşağıdaki şekilde gösterilmiş. Dışarıdan panel içine alınan hava, panel boyunca ısınarak yükseliyor ve panelin üst tarafına yerleştirilen fan tarafından emilerek oda içine veriliyor. 


Panel boyutunun küçüklüğü, emici fanın yetersizliği ve panel içinde yer alan fazlalık sayılabilecek parçalardan dolayı güneş panelinden yeterli verim alınamadığı belirtilmiş. İkinci aşamada dışarıdan hava almak yerine oda içindeki hava panele çekilmiş ve panel boyunca ısıtılarak yeniden odaya verilmiş.


Yukarıda içerden hava alınan ve yeniden içeri verilen hava akışına ait kesiti bulabilirsiniz. Müstakil evlere yerleştirilen güneş panellerinde böyle bir hava kanalı oluşturmaya gerek kalmıyor. 

Panele giren havanın oda içinden alınması ve panelde kullanılan emici fanın daha verimli bir fan ile değiştirilmesi sonucu elde edilen ısılarda artış görülüyor.  

Bu güneş panelini yapan kişi panel bir çok noktadan veri kaydetmiş. Aşağıda elde ettiği verilerin yer aldığı detaylı bir çalışma var. 

 Kayıtlar 28 Mart 2006 günü güneşli bir günde yapılmış.
Tabloda sütunlar sırasıyla: 
  • Zaman
  • Panelden odaya verilen havanın sıcaklığı
  • Panel bölgesindeki havayı uzaktan ölçen bir termometrenin sıcaklığı
  • Panelin üst bölgesindeki havanın sıcaklığı
  • Panelin alt bölgesinin sıcaklığı
  • Panelin ortasının sıcaklığı
  • Oda sıcaklığı
  • Oda dışındaki hava sıcaklığı
  • Emici fanın çalışma durumu
  • Emici fanın çalışma - kapalı kalma süresi
Bu başlıklara göre ilk satırı değerlendirirsek
  • Sabah 09:13'de
  • Fandan çıkan havanın sıcaklığı 24 C
  • Fan bölgesinde uzaktan algılanan sıcaklık 30.6 C
  • Panelin üst bölgesindeki sıcaklık 34.6 C
  • Panel alt bölgesindeki sıcaklık 27.6 C
  • Panel ortasındaki sıcaklık 37.9 C 
  • Oda sıcaklığı 19.5 C 
  • Oda dışındaki sıcaklık 4 C 
  • Emici fan kapalı durumda 
  • Emici fan 1 dakika 40 saniye kapalı kalmış. 
Sabah 9'dan öğleden sonra 3'e kadar güneş paneli ile ısınma sağlanmış. Veriler etkileyici.

Denemenin sonucunda panelin büyüklüğünün arttırılması ile daha tatminkar sonuçlar alınacağı belirtiliyor.  

Ankara'nın ayazını iyi bilirim. Hava günlük güneşliktir ama dışarıda titreten bir ayaz vardır. Ankara gibi güneşli ama ayaz günler yaşayan illerde gündüz güneş paneli verimli olacak gibi görünüyor.

Güneş Panelleri hakkında yazmaya devam...

Sürdürülebilir Yaşam ve Tefekkür

Neden Türkiye'de ekoköyümüz yok sorusunun cevabı bir araştırmaya konu olabilecek kadar uzun.

Bu konudaki kısa gözlemlerim:

* Ekoköyün ne olduğunu bilmiyoruz. Bize öğretilen ve DAYATILAN hayata (Temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için para kazanma zorunluluğunun olduğu hayata) medeni, bir alternatif olduğunu bilmiyoruz.

* Ekoköyde yaşamamızı sağlayacak Sürdürülebilir Yaşam Mühendisliği yazımda belirttiğim beceri ve bilgilerin birçoğunu bilmiyoruz, gerekli kas becerisine de sahip değiliz.

* İlkokuldan itibaren okulda, sonrasında iş hayatında, işbirliği değil rekabet duygusuyla yaşamayı öğreniyoruz.

* Sadeliğin, basit bir yaşamın bir erdem olduğu bilgisiyle değil, daha fazlasına sahip olmak için her yolun mübah olduğu fikrini benimsiyoruz.

* Birleştirici özellik sağlayan maneviyata hakim olmamamız.

Mevlevi Ekoköy
Dünya üzerinde farklı inanç etrafında birleşmiş birçok ekoköy bulunuyor.

Amish'ler tam anlamıyla bir ekoköy olarak kabul edilemez. Hiristiyan inanca sahip farklı bir yaşam sürdürüyorlar. Modern hayatın kolaylıklarının onları bu dünyaya daha çok bağlayacağına inandıkları için araba, elektrik, su tesisatı gibi hayatı kolaylaştıran birçok aracı kullanmıyorlar. Kendi kendilerine yeten bir yaşam sürüyorlar.
Amish'ler dışında Kibutzlar da ortak inançta (Musevilik) birleşen topluluklara örnek.
Damanhur ve Findhorn tanınan ekoköyler. Bu toplulukların da ortak inanç sistemleri mevcut.

Bildiğim kadarı ile İslam inancı etrafında birleşmiş bir ekoköy yok. Kurulacak ekoköy dünyada ilk olacak. Ekoköy insanlarının hayata, doğaya, canlılara bakışı, saygı ve paylaşım esasına dayanıyor. Yaradılanı, yaradandan ötürü seven bir Mevlevi Ekoköy neden olmasın?

Tefekkür için fırsat 
Güneşli bir bahar gününde bahçede oturmak, güneşi hissetmek, böcekleri, kuşları izlemek, huzur veren, rahatlatıcı bir deneyim. Birçok inanç çevreyi, doğayı, canlıları izlemeyi, dinlemeyi, anlamayı öğütlüyor. Bahçede etrafı dinleyerek ve gözleyerek geçirdiğim keyifli zamanın beni ne kadar mutlu ettiğini bir sohbet sırasında paylaştım. Tefekkür ettiğimi öğrendim.

Tefekkür Nedir?
Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma.

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190).
“Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar, gözlerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler). Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!..” (Âl-i İmrân, 3/191).

İbn Abbas (r.a)’ın naklettiğine göre, bazı insanlar Allah’ın zatı hakkında düşünmek istediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) bu hususta şu açıklamada bulundu: “Allah’ın yarattıkları hakkında düşünün. Allah’ın zatını düşünmeyin. Allah’ın şahsı hakkında düşünmeye güç yetiremezsiniz”

Yukarıda alıntılar yaptığım tefekkür hakkındaki yazının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Gündelik hayatın hızlı, hırsları, kavgası, kaprisleri bize maddi ve fiziki zarar veriyor. Günümüz kent yaşamında ne kadar çabalarsak çabalayalım, gündelik hayatın olumsuz enerjisi, manevi hayatımızı da olumsuz etkiliyor. Ekoköylerin huzurlu ortamı derinliği olan maneviyatı yaşamayı sağlıyor. 

Bir kuş yuvasını ve içindeki yavruları izlemekten ibaret görünen eylem, bir ibadet olabiliyor.     

- o - o - o - o - o - o - o - o - o - o - o - o - o - o -
Ne zamandır yukarıdaki yazı taslak olarak bekliyordu. Yayınlama konusunda çekincelerim vardı.
* "Türkiye'de ekoköy neden yok?" u sorgulamak kısa bir yazı konusu ve kişisel gözlem konusu olmayacak kadar derin bir konuydu.
*  Türkiye'de olumlu yönde gelişmekte olan ekoköy çalışmalarına haksızlık etmiş olur muydum?
* Yazımda belirttiğim Mevlevi Ekoköy fikrinin algı filtrelerinden geçerken vermek istediğim mesajdan farklı bir sonuca varacağından endişe ediyordum.     

Belirtiğim nedenlerden dolayı yazıyı yayınlamıyordum. Dün gece Kristal Sular Ekoköy'u kurucusu Max Lindegger'in bir yazısını okuyordum. Düşüncelerimizin önüne koyduğumuz filtrelerin nasıl olanı değil, görmek istediğimizi görmemizi sağladığını okuyunca yazımı yayınlamaya karar verdim.   

Max Lindegger, Kristal Sular Ekoköyü hakkında röportaj yapmak isteyenler için:
" Ne zaman röportaj yapsam gazeteciler sansasyonel bir şey arıyor. Aradıkları şeyler de hep hippiler oluyor. Sözlükte hippi kelimesi aydınlanmış kişi anlamındadır. Duymak istedikleri şey seks, uyuşturucu ve rock’n roll." diyor.

Algı filtreleri gerçeği farklı şekilde gösterebiliyor, bunun için endişelenmek yersiz.  Algı kişiye göre değişse de Öz değişmiyor.