Perşembe, Mayıs 17, 2007

Kızılderililer ve Doğa

Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa düşünceleriniz ve yaptıklarınızın şahididir. Winnebago sözü

Biz sessizliği severiz; farelerin küçük oyunlarına aldırmayız; ağaçlar rüzgarda hışırdarken, biz korkmayız. Reis Geronimo

Ne zaman yeni bir mevsim başlasa, kalbimi Yaratıcı'ya doğru yükseltip bize cömertçe bu yiyecekleri verdiği için ona teşekkür ederim. Yakima Reisi Weninock

Yaşam nedir? Geceleyin bir ateş böceğinin saçtığı ışıktır. Kışın buffalonun soluğudur. Otların arasında koşan ve günbatımında kaybolan bir gölgeciktir. Reis Karaayak

Dünya güneşin yardımıyla yaratıldı ve olduğu gibi kalmalı... Toprak yaratılıdığında üzerinde sınır çizgileri yoktu, onu bölmek insanlara düşmez... Toprağın aklıyla benimki birdir. Toprakla bizim bedenimizin ritmi aynıdır. Mato-Kuwapi

İşte kardeşlerim bahar geldi; güneş toprağı kucakladı, bu sevginin meyvalarını yakında göreceğiz. Bütün tohumlar uyandı; bütün hayvanlar da öyle. Bizim varlığımız da bu gizemli güç yoluyla oluşmuştur, bu yüzden biz bu topraklarda yaşama hakkını, kendimize olduğu gibi bütün komşularımıza, hatta hayvan komşularımıza bile veririz. Reis Tatanka Yotanka-Oturan Boğa

Günlük av sırasında, Kızılderili avcı ne zaman dikkat çekecek kadar güzel ya da görkemli bir manzarayla karşılaşsa - dağın üzerinde, gökkuşağının parlak kemeri ile birlikte duran siyah bir fırtına bulutu, yeşil bir vadinin ortasındaki beyaz şelale, kıpkırmızı günbatımıyla boyanmış olan uçsuz bucaksız ova - ibadet etmek üzere bir an için dururdu. Yedi günün bir tanesini kutsal gün olarak ayırmaya gerek duymazdı çünkü onun için bütün günler, Tanrı'nın günleriydi. Ohiyesa

Oklahama ovasında, Wichita bölgesinin kuzey ve batısında, tek başına yükselen bir tepe vardır. Benim halkım olan Kiowalar için, bu eski bir sınır işaretidir ve halkım ona "Yağmurlu Dağ" adını vermiştir. Dünyadaki en sert hava koşulları oradadır. Kış, kar fırtınaları getirir; baharda, kasırga gibi sıcak rüzgarlar eser ve yazın ova, maden dövülen bir örs kadar sıcaktır. Sert ve kahverengi otlar ayağınızın altında çatırdar. Irmaklarla derelerin kenarlarında, ceviz ve söğütlerden oluşan yeşil kemerler vardır. Yaz aylarında adeta buharlaşan bitkiler, sanki kıvrılarak yanıyormuş gibi görünür. Büyük yeşil ve sarı çekirgeler, aynı patlayan mısırlar gibi, insanı sokmak için uzun otların her yerinde dolaşır ve kaplumbağalar, sahip oldukları bol zaman içinde hiçbir yere gitmeyerek, kırmızı toprağın üzerinde sürünür. Bu toprağa bakınca görülen şey, yalnızlıktır. Ovadaki her şey tek başınadır; nesneler, insanın gözünde bir karmaşaya yol açmaz, yalnızca tek bir tepe, tek bir ağaç ya da tek bir insan vardır. sabahın erken saatlerinde, güneşi arkaya alarak manzaraya bakmak, boyut kavramını kaybetmektir. Hayal gücünüz canlanır ve burasının Yaratılış'ın başladığı yer olduğunu düşünürsünüz. Scott Momaday

Kardeşim, halkımın efsanelerinden birinde, halkının küçük bir bölümünü yöneten bir reisin büyük bir ırmağı geçmesi ve çadırının kazığını yere çakarken, "A-la-ba-ma" diye bağırması anlatılır. Bizim dilimizde bunun anlamı, "işte burada kalabiliriz!" dir. Ancak reis geleceği göremedi. Beyaz adam geldi, reis ve halkı orada kalamadılar. oradan sürüldüler ve karanlık bir bataklıkta, çamurun içine itilip öldürüldüler. Onun söylediği sözler, beyaz adamın eyaletlerinden birine ismini verdi. Şimdi, yıldızların altında bize gülümseyen, Kızılderilinin ayağını basıp da "A-la-ba-ma" diyebileceği hiçbir yer yok. Belki Wakanda bize böyle bir yer verecektir. Ancak, öyle görünüyor ki, bu yer O'nun tarafında olacak. Khe-tha-a-hi - Kartal Kanadı

Kaynak : http://www.hakanesme.com/kzldr.htm

Hiç yorum yok: