Cuma, Eylül 29, 2006

Elektrik politikaları ve zamlarına karşı Alternatif Enerji

Elektrik idarelerinin özelleştirilmeleri devam ederken, diğer tarafta Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) gibi kuruluşlar yapılan yanlışları sürekli ortaya çıkartmaya çalışırken, Elektrik santrallerini satın alan firmalar akıllarına estiğinde zam yaparken, biz bir defa daha kendi enerjimizi üretmeyi düşünüyoruz.

Yeni yapılan gerekçesiz bir zam haberini okuyabilirsiniz:
http://www.ntvmsnbc.com/news/386458.asp

Bu tür olayların ve daha da vahimlerinin olacağını EMO kendi bültenlerinde aylardır dile getiriyor aslında, dinleyen olmasa da... Aşağıdaki alıntıda bu bültenlerden birinden yapılmıştır.

Türkiye Elektrik Kurumu'nun, TEAS ve TEDAS olarak ikiye ayrılması TEDAS'ın çok sayıda ağlı ortaklığa, TEAS'ın da TEİAS EÜAS ve TETAS olarak üçe bölünmesi bir kamu görevi olan elektrik üretim, iletim ve dağıtımına kadar merkezi planlamaya gereksinim duyan bu yapının bir yönetim krizine girmesine neden oldu.

Ayrıca enerji alanında büyük yolsuzlukların yasanması, bürokratların da bundan etkilenmesi, siyasi otoritenin yoğun müdahalesi, özellestirme yararları nedeniyle personel ve yatırım yapılmaması bu hızlı çöküsün nedenleridir. Ancak gerçeklestirilemeyen bu müdahaleler nedeniyle Bursa Doğalgaz santralındaki arıza sonucu güç üretimi diğer üretim kaynaklarından karsılanamamıs buna karsın bölgeden baslayarak tüketici yüklerinin devre dısı bırakılmaması nedeniyle kesinti büyümüstür. Bu, olası arızalar üzerine bir çok senaryo ve önlem düsünmesi gereken,her türlü üretim iletim ve yük değerleri elinde bulunan enerji yöneticilerinin içinde bulunduğu çaresiz durumu göstermektedir.

Enerjide her sorun için çare olarak gösterilen özellestirmenin sektörü nasıl bir kaosun içine oktuğu otoprodüktör santrallarının üretim karakteristiklerinden anlasılmaktadır. Türkiye toplam kurulu gücünün %10 ' unun bulan güçleriyle otoprodüktörlerin elektrik gereksinimlerini karsılamak üzere milyarlarca doları bulan ancak plansız olarak o gün nispeten ucuz olan doğalgaza dayalı ve Türkiye'nin her kösesinde kurulmus bugün doğal gaz fiyatları nedeniyle çok zamanlı tarifeye göre ucuz olan zamanlarda üretim yapmamaktadırlar. 22.00 den sonra ucuz tarifenin baslaması ile bu santralların “salter indirdiklerini” ayrıca kendi müsterileri için gerekli olan enerjiyi kamudan aldıklarının göstermistir. Ne yazık ki bu acı gerçeğin bizler tarafından öğrenilmesinden çok önce Bakanlık yetkilerinin bilgisi olduğunu Sn. Bakan'ın ağzından “ikaz edildiklerini ama buna uymadıklarını” öğrenmis olduk.

Özel sektörün kendi elektriğini üretmesi sonrası, arıza bakım ve bugünkü gibi fiyat gibi nedenlerle santrallar çalısmadığında bu gücün kamu tarafından karsılananacak olması nedeniyle, ya atıl bir kurulu gücün emre amade bekletileceğini ya da bugün yasananların olacağının söylemistik. Bakanın aylar öncesinden bildiği ancak enerji yöneticileri tarafından düzeltilemeyen bu sonuç serbestlesme, liberallesme adına kamu kaynaklarına üzerine basarak yükselmekten baska bir sey değildir. Yeterli personel ve yatırım araçlarında mahrum tutulan bu kurumları yönetenler ve özellestirme rüyasından bu olayla uyanmalı ve elektrik üretiminin merkezi olarak planlanması bir an önce sağlanmalıdır.

Perşembe, Eylül 28, 2006

Barınma - Mimarilerden örnekler

Alternatif yaşantımızda, ev ve diğer kapalı alanlar gibi barınma ihtiyaçlarımızı da farklı yöntemlerle karşılayabiliriz. Bunun için biraz internette dolaştım ve birkaç seçenek toparladım. Daha sonra genişletmek ve kullanmak üzere şu şekilde notlar aldım:

Mimarilerden örnekler ve yardımcı olabilecekler
http://www.oshatz.com/text/thearchitect.htm
http://www.architect.cc/theolo3.jpg
http://www.architect.cc/hindocha.jpg
http://www.greenhomebuilding.com/natural_building.htm
http://www.ideyapi.com.tr/

Ahşap Ev
http://www.ahsapkonut.com/index.htm

Prefabrik yapılar
http://www.dulgerprefabrik.com/house.php
http://www.kartalprefabrik.com/prefabrik/turkish/prefabrik.php
http://www.prefabrikyapi.com/prefabrik_yapilar/prefabrik_yapilar_giris.htm



Prefabrik yapılar ile ilgili biraz bilgi:
Tek Katlı Prefabrik Binaların veya Yapıların Ortalama M2 Fiyatı 200 YTL ile 220 YTL +
K.D.V. olarak değişiyorÇift Katlı Prefabrik Binaların veya Yapıların Ortalama M2 Fiyatı: 300 YTL ile 320 YTL + K.D.V. olarak değişebiliyor PREFABRİK EV KONUT BİNA YAPI TEKNİK ÖZELLİKLER:
TEKNİK VERİLER : İmalatlar 80 Kg / m2 kar yükü , 90 Km / saat rüzgar hızı ,1. Derece deprem şartları ve 3. İklim bölgesi esas alınarak üretilmektir.


Kaynak:
http://www.kartalprefabrik.com/prefabrik/turkish/goster.php?resimid=281

Salı, Eylül 19, 2006

Evlerde Atık Suyun İşlenerek Tekrar Kulanımı

Toronto Sağlıklı Ev Projesi adı altında düzenlenen bir yarışma sonucunda çok başarılı su toplama, arıtma ve tekrar kullanma sistemleri geliştirilmiş. Her evin kendi atık su işleme birimine sahip olduğu ve yağmur suyundan içme suyu da elde edilebilen bu sistem ile tuvalet, çamaşır ve bulaşık gibi alanlarında su ihtiyaçları karşılanıyor. Bu projeden bazı alıntılar yaptım:

--------------------
Toronto Sağlıklı Ev Projesi

Bu sistemin geliştirilmesindeki amaç:
-su kullanımında dış bağımsızlık sağlamak
-yüksek enerji ve klor kullanmadan güvenilir bir işleme birimi oluşturmak
-pazarlanabilir bir ortam oluşturmak
-az bir bakım ve uzmanlık gerektiren bir sistem olması
-düşük maliyet

Projenin temel hedefi kendi kendine yetebilen bir atık su işleme birimi kurup şehir
şebekesi ile herhangi bir bağlantı yapılması gerekliliğinin engellemektir. Atık su
uzmanlarının da yardımı ile geliştirilen projeyi gösteren şema şu şekildedir:



Yeraltı kaynaklarının yağmur suyuna göre daha çok katkı maddesine sahip olması nedeniyle bu projede su kaynağı olarak yağmur suları seçilmiştir. Dezenfektasyonun yanında, dört ayrı işlem seviyesi daha vardır: hazırlık, birincil, ikincil ve gelişmiş arıtma. Her ev, 120 litresi içilebilir olmak üzere toplam 720 litre atık su
işleyebilen kendi adanmış sistemine sahip olacaktır.

Hazırlık seviyesi: Septik(mikroplu) muhafaza tankı, atık tankı olarak hizmet edip, yağ, kum ve büyük maddeler gibi arıtmanın gerikalanına zarar verebilecek cisimlerin tutulmasını sağlar.

Birincil seviye: Septik tank ayrıca birincil biyolojik ve fiziksel işlemleri de sağlar. Organik ve inorganik katıların çökeltilip, organik nitrojen, organik fosfor ve ağır metallerin yokedilmesini de sağlar. Septik tankın temel hedefi, büyük organik moleküllerin fermante edilerek çözeltilerek, aerobik(oksijenli) Bio-Filtre ile işlenebilir küçük parçalar haline getirilmesini sağlamaktır.

İkincil seviye: Havalandırmalı Waterloo Biofilter™ ikincil seviyeyi oluşturur. Aerobik biyolojik olan bu süreç organik maddeleri yokeder ve nitrifikasyonu* etkiler. Nitrifikasyon genel olarak, atık su işleme sürecinde amonyağın biyolojik olarak nitrata yükseltgenmesini sağlar. Pratikte nitrifikasyon işlemi organik karbonlu maddenin giderilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Bu aşamada kullanılan Waterloo filtresi biyolojik atığı temizlemekte çok etkilidir.

----------------

Projenin tamamı anlatılmamış ama fikir vermek açısından çok yararlı olacaktır. Tüm metni
kendi sayfalarından okuyabilirsiniz.

Kaynak: http://mha-net.org/msb/html/papers-n/palo01/wastewa.htm


*"Nitrifikasyon ve denitrifikasyon nitrojenin su ekosistemindeki döngüsüne dayanan proseslerdir; Denitrifikasyon dediğimiz olay kısaca amonyak nitrojeninin nitrata oksitlendiği anaerobik (oksijensiz ortamda gerçekleşen )bir prosestir, sucul ekosistemdeki nitrifikasyonun gerçekleşmesinden sorumlu doğal Nitrifikasyon bakterileri; Nitrosomanas ve nitrobakter dediğimiz iki tip organizmadan oluşur"

Cuma, Eylül 15, 2006

Brezilya'da Benzine Alternatif - 2

Ethanol Yakıtı ile ilgili yeni özet çevirimi aşağıya ekliyorum.
İsteyenler metnin İngilizce aslını okuyabilirler.
Çevirede kullandığım mişli geçmiş zaman, metne masalsı bir tat kattı. Anlatılanlar bizim ülkemiz için masal tadında ne de olsa.
-------------------------------------
As Brazil Fills Up on Ethanol, It Weans Off Energy Imports

Brezilya, 30 yıllık uğraşının sonunda, birçok gelişmiş ülkenin başarısız olduğu, benzine alternatif olabilecek, uygun maliyetli ethanol yakıtı üretmeği başarmış.
Brezilya’da 29.000 benzin istasyonunda ethanol yakıtı temin edilebilmekte. Orta sınıf bir arabanın deposunu ethanol yakıtı ile 29 dolara doldurabiliyorsunuz. Aynı arabanın deposunu benzin ile doldurmak istediğinizde 36 dolar ödemeniz gerekiyor. Bu ortalama tüketimi olan bir kullanıcıya yılda 350 dolar tasarruf sağlıyor. Önemli nokta ethanol yakıtının daha ucuz olmasının yanında Brezilya’nın ürettiği bir ürün olması.
Dünya Bankası verilerine göre Brezilya 1 galon (3,785 litreye eşit) ethonol yakıtını ortalama 1 dolara üretiyor. Benzinin ulaslararası piyasalardaki galonun fiyatı 1,50 dolar. Brezilya’nın benzin tüketimi 1970’lı yıllardan itibaren düşmekte.
Brezilya ethonal yakıtı projesine milyon dolarlar harcamış ve birçok otorite tarafından boşa para harcıyor olarak değerlendirilmiş. Brezilya’da iktidara gelen birçok hükümet bu projeyi desteklemiş ve sürdürmüş. Şeker kamışı üreticilerine verilken destekler ile ethonal yakıtı üretiminde kullanılan ham madde maliyeti aşağı çekilmiş. Yerel çiftçilerin desteklenmesi, Batılı ülkelerin yapmayı hiç istemedikleri bir durum.
Hükümet desteği ile şeker kamışı üreticileri ve otomobil üreticileri beraber çalışmışlar. Esnek Yakıtlı Arabalar ülke çapında yaygınlaşmış. Günümüzde Brezilya’da satılan her on arabadan yedisi Esnek Yakıt ile çalışabiliyor. Sürücüler istedikleri zaman sadece ethanol yakıtı veya sadece Benzin yada her ikisinin karışımı ile arabalarını kullanabiliyorlar.
Brezilya, ethonal yakıtı üretmenin en ucuz hammaddesi olan şeker kamışının yetişmesi için çok uygun koşullara sahip. Geniş araziler, yağmur ve ucuz iş gücü.
Brezilya’nın çalışması petrole büyük miktarlarda paralar ödeyen ülkeler tarafından takip edilmekte. Çin ve Hindistan üst düzey yöneticilerini programı takip etmeleri için Brezilya’ya göndermiş. Hindistan, Brezilya’dan sonra ikinci büyük şeker kamışı üreticisi. Volkswagen’nin Brezilya fabrikası, 2005 yılında onikiden fazla ülkeden 38 heyeti, Esnek Yakıtlı modellerini incelemeleri için ağırlamış.
Brezilya Ethanol Yakıtını iç piyasada kullanmanın yanında ihraç da etmekte. 2005 yılında 600 milyon dolar olan Ethanol Yakıtı ihracatını 2010 yılında 1 milyar 300 milyon dolara çıkarmayı hedeflemekte. KYOTO Protokolu şartlarını yerine getirmek için Japonya ve İsveç gibi ülkeler Brezilya’dan Ethanol satın almaktalar.
ABD de Brezilya’daki gelişmeleri heyetler ile takip etmekte. 2012 ye kadar ABD Ethanol kullanımını iki katına çıkarmayı planlıyor. Amerika’da mısırdan üretilen ethanol yakıtı, Brezilya’da üretilene oranla %30 daha pahalıya mal olmakta. ABD’nin Ethanol Yakıtının maliyetini, Brezilya’daki en iyi verilerdeki gibi, galon başına 80 sentin altına düşürmesi birkaç on yılı daha alacak görünüyor.
Ethanol kullanmak yeni bir fikir değil. Henry Ford ilk ürettiği arabayı Ethanol Yakıtı ile çalıştırmış. 2. Dünya savaşı sırasında da Ethanol kullanılmış. Ancak savaş sonrası benzin daha ucuza geldiği için Ethanol kullanımı düşmüş.
1973 de Ortadoğu’da Arap/İsrail savaşları ile yaşanılan krizlerden Brezilya çok etkilenmiş. O yıllarda Brezilya kullandığı petrolun %80’ini ithal etmekteymiş ve dolar rezervlerinin %40’ını petrol ithalatına ayırmaktaymış.
“Petrol Olmadan Nasıl Büyürüz?” sorusu Brezilya’yı tetiklemiş.
1975’de Askeri Liderin emri ile benzine %10’dan başlayarak beş yıl içinde %25 oranına kadar Ethanol karıştırılmış. Bu daha az benzin tüketmelerini sağlamakla birlikte, yurtdışına benzin için ödedikleri dolar yerine, kendi şeker kamışı üreticilerine milli paralarından ödeme yapma imkanı sağlamış.
1976 yılı Kasım ayında Ethanol Yakıtlı üç araba üretilmiş. Bir Volkswagen Kaplumbağa, bir Dodge ve bir Brezilya üretimi araba olan Gurgel. Arabalar tüm ülkeyi kapsayan bir gezi ile 5000 mil(8000 km) denenmiş ve ülke halkına Ethanolun işe yarar olduğu gösterilmiş. Hükümet emri ile telefon şirketine ait 400 kamu arabası, ethanol ile çalışır duruma getirilmiş ve üzerlerine “ALKOL İLE ÇALIŞMAKTADIR” logosu konulmuş.
1979 da İran devrimi, ikinci petrol krizine yol açınca Brezilya çalışmaları hızlandırmış. Ethanol ile çalışan arabalara vergi indirimi uygulanmış.
Ethanol Yakıtı ile çalışan arabalar soğuk sabahlarda zor çalışmakta çünkü Ethanol, Benzin’e göre daha sıcak havada yanıyor. %10 ethanol karışımlı bir arabanın perfonsması kötü yönde çok az etkilenmekte. Karışım oranı arttıkça sorun yaşanabiliyor.
1979 yılından 1990 ların ortalarına kadar şeker kamışı üreticilerine verilen fiyat desteği ve kredilerin Brezilya’ya maliyeti 16 milyar dolar olarak tahmin edilmekte.
1986’da yönetimi sivil hükümet devraldığında petrol fiyatları düşüşteymiş ve devlet Ethanol Yakıt fiyatını Benzin fiyatından düşük tutabilmek için desteklemeye devam etmiş. Bir sonra ki yıl, Hiperenflasyon ile mücadele çerçevesinde IMF harcamaları kısmalarını talep etmiş. 1989 yılında Başkan, Ethanol Yakıtı desteklemesini kesmeye başlamış. Ethanol Yakıt ile çalışan araba satışları düşmüş ve Brezilya’lılar tüm projenin boşa gittiğini düşünmüşler.
Tüm bunlara rağmen Ethanol pazarı tamamen çökmemiş. Şeker firmaları daha düşük maliyet ile nasıl Ethanol Yakıtı üretimi yapılacağı üzerine çalışmaya devam etmişler. İstasyonlar Ethanol satmaya devam etmişler. Ethanol Yakıtının litresinden alınan vergi 9 sent iken benzinden 42 sent vergi alınmakta imiş.
Diğer ülkeler insan genetiği ve DNA’si üzerinde çalışırken, Brezilya’lı bilim adamları kuraklığa ve zararlılara karşı daha dayanıklı ve daha verimli şeker kamışı üretebilmek için şeker kamışının DNA’si üzerinde çalışmışlar.
Çeşitli çalışmaların sonunda 1975 yılında bir hektar şeker kamışından 2000 litre ethanol üretirken, günümüzde bu rakam 6000 litreye çıkmış.
Benzin fiyatlarının artışa geçmesi ile ethonal yeniden canlanmış. Ethanol yeniden benzine göre avantajlı olmuş ve Ethanol yakıtı ile çalışan arabalar yeniden itibar kazanmış.

Perşembe, Eylül 14, 2006

Brezilya'da Benzine Alternatif

“Alternatif Yaşam Planlaması” mikro ölçekli bir çalışma olmasına rağmen araştırmalarımız sırasında makro boyutlu alternatif çözümler ile de karşılaşıyoruz. Mikro boyuttaki alternatifsiz olduğumuz düşüncesi, makro boyutta da kanımıza işlemiş. Makro boyutta çözümler üretebilme yetkisine sahip kişiler bu araştırmaları yapmıyor, yaptırmıyorlar.

Brezilya’da benzine bulunan alternatif, makro çözümlerden biri.

Aşağıdaki metnin orjinalini linkinden bulabilirsiniz. Elimden geldiğince çevirisini yaptım ve bazı bölümleri özetledim.

Metni okurken bir Türk olarak üzüldüm. Neden biz kendi kaynaklarımızı doğru değerlendiremiyoruz diye. Ethanol Yakıtı benzin sorununa kesin çözüm üretmeyebilir ama Brezilya’lı çiftçisine destek olması, enerjide dışa bağımlılıklarını azaltması için bu projeyi başarmış.

Biz fındık üreticilerimize ne yapıyoruz? ...


Ön Bilgi
Etanol : Etil alkol ya da Bitkisel alkol olarak da bilinir, renksiz ve yanıcı bir kimyasal bileşik. Alkollü içkilerin büyük bir kısmında bulunur.


Brezilya, Alkol Kullanarak Benzin Fiyatlarıyla Savaşıyor.

Alkol veya benzin ile çalışan “Esnek” (Flex) araba satışları Ağustos ayında sadece benzin ile çalışan araba satışlarını geçti.

Sürücüler, artan benzin fiyatları ile daha çok alkol tüketen “Esnek” arabalar satınalarak savaşmaktalar.

Şeker kamışından elde edilen alkol Brezilya için benzine alternatif oluyor.

Sıradan arabaların motorları %10 alkol karıştırılmış benzin ile sorunsuz çalışabilmekte. Bilgisayar kontrollu sistemler ile Esnek Yakıtlı Arabaların motorları ister sadece alkol, ister sadece benzin veya isterseniz her ikisinin karışımı ile çalışabilmekte. 2003 Mart ayında satılan ilk Tamamen Esnek (TotalFlex) Volkswagen Golf’den sonra Esnek Yakıtlı Arabalara olan talep hızla arttı.

Agustos 2005 verilerine göre satılan yeni arabaların %62’si Esnek Yakıtlı Arabalardan oluşuyor. Ford Brezilya Başkanı Barry Engle Esnek Yakıtlı Arabalara olan talebin inanılmaz olduğunu söylüyor.

Birçok ülke petrolle olan bağımlığını yeniden değerlendiriyor. Brezilya şeker kamışından, pancardan, buğdaydan ve mısırdan oluşan bir değişim modeli sunuyor. Uzmanlar bu değişimin birçok nedeninin olduğunu ama petrol fiyatlarının en önemli neden olduğunu belirtiyorlar.

Amerika Birleşik Devletlerinde satılan Melez arabaların aksine, Brezilya’daki Esnek Yakıtlı Arabalar, benzinli arabalardan daha pahalı değil. Hatta bazı modeller sadece Esnek Yakıt Motorlu araçlar olarak üretilmekte. Alkollu arabalar 1 milde benzine’e oranla %25 daha fazla alkol (Ethanol) tüketmekte, ancak alkol fiyat benzin fiyatına göre daha ucuz olduğu için, Ethanol ile çalışan arabalar daha hesaplı olmakta.

Üniversitede eğitmen olan Madalena Lira, Esnek Yakıtlı Arabaların ekonomi için yeni bir keşif olduğunu belirtiyor. Bayan Lira ve eşi, beğendikleri Fiat Palio Weekend modelinde sadece Esnek Yakıt Motorlu model olduğu için istemeye istemeye almışlar arabalarını. Şimdi, büyük oranda tasarruf yaptıklarını ve bir daha araba alırlarsa yine Esnek Yakıtlı Araba alacaklarını söylüyor.

Tasarrufun yanında, Esnek Yakıtlı Araba sürücüleri çevre için temiz yakıtlı araç kullandıkları için memnunlar. Hatta, Brezilya araba üretimine ve şeker kamışı üreticilerine yarar sağlayacağını düşündüğü için Esnek Yakıtlı Araba almayı tercih edenler bile var. Ve şimdi, ikibuçuk yıllık Esnek Yakıtlı Araba kullanımı tecrübesinden sonra daha önce öngörülmeyen bir durum ortaya çıkıyor.

Sao Paulo Şeker Kamışı Enstitüsü ethanol danışmanı Alfred Szwarc Esnek Yakıtlı Arabalar ile ilgili yeni yeni ilginç birşey gördük diyor. “Benzinli arabalar, Esnek Yakıtlı Arabalara oranla ikinci elde daha çok değer kaybediyor. İnsanlar, petrolun sınırlı olduğunu ve giderek daha pahalı hale geleceğini biliyorlar. İkinci el benzinli arabaları satmak zorlaşıyor. Esnek Yakıtlı Arabaları geleceğin arabaları olarak görüyorlar” diyor.

Alkol (Ethanol) ile çalışan arabalar Brezilya için yeni değil. Ülkenin petrole olan bağımlığını azaltmak, ve şeker kamışı üreticilerini desteklemek için 80’lerin başında, askeri hükümet Alkol Yakıtlı arabaları destekledi. Ülke çapındaki petrol istasyonlarına Benzin ve Dizel pompalarının yanına Ethanol pompaları eklendi. 1983 ve 1988 arasında satılan arabaların %88 i alkol ve ethanol karışımı ile çalışıyordu.

Son Paragrafları özetlersem:

1980 lerin sonlarında şeker kamışı üreticileri, hasadı şeker üretimi için vermeye başlayınca, Ethanol üretimi düşmüş ve zor bulunmaya başlamış. Esnek Yakıtlı Araba satışı ve kullanımı düşmüş. Ülke meclisinin aldığı karar ile benzine sınırlı miktarda ethanol katılması zorunluluğu ile, araba üreticileri hem benzin hem de ethanol ile çalışan motorları test etme imkanı bulmuş. Brezilya’lılar yüksek benzin fiyatları ile olası ethanol sıkıntısı arasında seçim yapmak zorunda kalmışlar ve seçimleri Esnek Yakıtlı Arabalar olmuş.
Bir sonraki görevleri, diğer ulusları bu teknoloji konusunda ikna etmek olduğu belirtilmiş. Birçok ülkede benzinin içine belirli oranlarda ethonal karışımı (Brezilya %25, ABD, Kanada, Çin %10-15) zorunlu olmasına rağmen, ethanol üretim ve dağıtım imkanı sınırlı olduğu vurgulanmış. ABD’de 4 milyona yakın Esnek Yakıtlı Araba bulunmaktaymış, ABD’nin 14 eyaletin’de tek bir ethanol pompası bile yokmuş.
Geçen yılların getirdiği tecrübe ile Brezilya diğer ülkelerin çiftçilerine nasıl ürün yetiştireceklerini, bilim adamlarına ürünü nasıl yakıta dönüştüreceklerini ve motor üreticilerine nasıl Esnek Yakıtlı Araba üretecekleri konusunda bilgi verecek lider konumuna getiriyor. Brezilya dışından gelen bu talebin, Brezilya için bir fırsat olduğu belirtilmiş.

______________________________________________________________

Etanol Yakıtı ile ilgili Türkçe bilgiye Vikipedi’den de ulaşabilirsiniz.

Ethanol Yakıtı ile ilgili bir özet çevirimiz daha olacak.

Pazartesi, Eylül 11, 2006

"Artık Elektriğinizi Kendiniz Üreteceksiniz!"

Bu yılın Mart ayında elektrik üretimi ile ilgili olarak, Türkiye'de yaşanan bir gelişmeyi öğrendim. Fuarda yaşadığım "teoriden gerçeğe yaklaşma" hissi biraz daha güçlendi sanki.

----------------
Elektrik şebeke hattı bulunmayan yerlerde, PV ile elektrik üretimi, bilinen en akılcı ve fiyat uygunu olan yollardan birisidir. Örneğin dizel jeneratörlerle karşılaştırıldığında, kurulum maliyetini ilk 2-3 senede karşılar ve en az garanti süresi olan 25 yıl, çok az bakım maliyetleriyle bedava elektrik üretir.

Solar hücre’lerin ömrü ortalama insan ömrü kadardır.Şebekeye bağlı yerlerde solar hücre elektrik üretimi oldukça göreceli bir sorudur. Birim kWh üretim başına, enerji üretim maliyeti, santralin büyüklüğüne ve diğer bazı teknik şartlara göre değişmekle birlikte Rüzgar için 4-6 cent, Hidroelektrik için 2-6 cent, Doğalgaz için 3-5 cent, Petrol için 5-8 cent civarındadır. Bu değer, Silikon teknoloji ürünü PV’ler için 15-25 cent tir. Ancak son teknolojik gelişmeler sonucunda, III. Jenerasyon organik boyar hücrelerle bu fiyatlar 9-16 cent’e düşmüştür.)

İlk başta bu fiyatın yüksek görünmesiyle birlikte, dikkat edilmesi gereken çok önemli bazı noktalar vardır;Bu fiyat ile elektriğin merkezi santrallerden son kullanıcıya ulaşması için taşıma ilk yatırım maliyetleri, kayıpları ve kaçakları yoktur. Çünkü elektrik üretildiği yerde tüketilmektedir. Herhangi bir bölgede enerji şu anda yeterli de olsa, elektrik ihtiyacı arttığında yeni ilaveler ve hatlar gerekmektedir. Bu masraflar PV sistemlerinde yoktur. Bugün güneydoğu ve doğu Anadolu’da kaçak elektrik kullanımı belki de dünyada en büyük orana sahiptir. Sadece güneydoğu ya da doğu bölgeleri değil Bugün İstanbul’da bile kaçak kullanım, ileri boyutta olmasına rağmen PV sisteminde kaçak yoktur. Yine, iletim hatlarının oluşturduğu teknik iletim kayıpları PV sisteminde yoktur.Bu maliyetler üst üste konduğunda aradaki fiyat farkı çok azalmaktadır.
------------------------

Kaynak: http://www.tutev.org.tr/index.php?m=single&id=42

İzmir fuarı ve alternatif yaşam

Bu yıl, fuar kapsamında alternatif enerji kaynakları ve organik tarım gibi konuların yoğun bir şekilde işlenmesi fuarı gezmek için yeterli bir neden oldu. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve tekne bölümü en çok ilgimizi çeken bölümler oldu. Teoriden bir adım ileriye gidebilme, maliyetleri ve çalışma yapısını öğrenme şansını elde ettik. Toparladığımız bilgileri özetleyecek olursak:

Güneş enerjisi
Ege üniversitesi Güeş Enerjisi Enstitüsü'nin çalışmalarını incelerken birkaç soru sorduk. 12x12 cm kadar hücrelerden 36 tanesini içeren bir güneş panelinin maliyeti(üniversite için) 500 EUR kadar oluyormuş. 500 EUR luk bu panel ile saatte ancak 120 W lık (2-3 ampul yakabiliriz heralde) enerji üretilebiliyor. Hücreler yurtdışından geliyor, maliyetlerinin azaltılması zor gibi; her biri 8.3 EUR kadar bir fiyata mal oluyor. Ege de 125 bin YTL lik bir maliyet ile 11 kwlık enerji elde edilmiş durumda. Ancak 4 kişilik bir ailenin günlük elektrik tüketiminin ortalama 8-10kWh/gün olduğunu düşününce, Ateş Uğurel'in yazısında da belirttiği gibi bu maliyetlerle güneş enerjisini kullanmak hala uygulanabilir görünmüyor.

Rüzgar enerjisi
Birkaç farklı firma bu konu için gelmiş olsa da, fiyatlar ve cihazlar birbirlerine yakındı. Firma yetkilileri, pazarlama nedeniyle olsa gerek, devlete vergi ödenmesi gerekmediğini savundular. Konuyla yakından ilgili elektrikçi ustalar ise bu tür bir çalışmayı daha önce denediklerini ve Enerji Bakanlığı'ndan izin alınmasının şart olduğunu söylerler. Yinede gerekli düzeneğin kurulum maliyetlerini sorduk. 1500W üreten türü 8 bin, 3000W üreten 13.5 ve 5000W üreten 18 bin YTL civarında olup, bunun içinde akü ve dönüştürücü gibi diğer bileşenlerin de dahil olduğunu öğrendik.

Su tankı
Su ile ilgili araştırmalarımız devam ederken, suyu nerede saklayacağımız da ayrı bir sorun olacaktı. Fuar içerisinde yosun ve koku yapmadığı idda edilen ve 10 yıllık garanti verilen su tankları vardı. 5100 lt kapasiteli olan 1200 ytl+KDV lik bir fiyata sahipti.

Tekne
Denize yakın bir alanda yaşıyor olursak küçük bir tekne ile kendi balığımızı da yakalayabiliriz. Tekneler bölümünden birkaç fiyat aldım. 4.5m x 1.7m boyutlarında, 95 kg ağırlığında bir teknenin fiyatı 1600 ile 2500 YTL arasında değişirken; 3.7m x 1.5m 85 kg ağırlığındaki daha küçük bir tekne 1250 YTL kadar bir fiyata sahip. En küçükleri ise 2.4m x 1.2m ve 45 kg olup 600 YTL den başlıyor.

Birde internette bir başka geri dönüşüm haberini buldum; yağların geri kazanımı:
http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2005/10/06/g20.htm

Çarşamba, Eylül 06, 2006

Su ve suyun geri kazanımı - 1

Suyu elde etmede en kolay yöntem, arazimizi ve evimizi, yaz kış kurumayan bir dereye yakınalmak olacak. Bu gerçekleşse bile suyu depolamak, korumak ve yeniden kullanabilmenin yollarını bilmek gerekecektir. İçilebilir su elde etme, önümüzdeki yılların en büyük sorunlarından biri olacak. Suyun yeteri kadar çok olduğu Anadolu, bu sorunla ne zaman tam olarak yüzleşir bilmiyorum ama özellikle Afrika ve Avustralya şimdiden su elde etmekte zorlanıyor. Avustralya'da bir çok su geri kazanım projesi üzerinde çalışılıyor.

Dengesiz bir dağılıma sahip olan su kaynakları, Kongo'da kişi başına 291 bin metre küp iken ABD de 9 bin, Kuveyt'te ise 75 metre küp tür. Dünya üzerindeki su dağılımı şu şekildedir:



İçilebilir ve güvenli suyu, ekolojiye en az zararı vererek elde etmek zor olsa da mümkün; bunun için belirlenen dört yol var:
-Yeni kaynaklar araştırmak
-Kaynakları korumak
-Talebi azaltmak
-Geri kazanım sağlamak

Suyun geri kazanımının ve tekrar kullanımın en basit ve etkin örneği, teras(taraça) yöntemi
ile tarım yapmak. Üst taraftaki topraktan geçip, artan su alt tarafı da sulayacaktır. Bu
yöntem ile atık suların temizlenmesi de mümkündür. Şekilde görülen saz yatağı sistemi,
kirli suyun temizlenmesi için birçok ülkede kullanılan bir yöntem.

İçilebilir su elde
edilemese de, "gri su" adı verilen bu suyun olusmasi icin gıda niteliği olmayan bitkiler
kullanılabilir. Kazanılan gri su ile kaliteli suya ihtiyaç duyan diğer bitkiler ve tarım arazisi sulanabilir.

İçilebilir su elde etmede yüksek teknoloji gerektiren birkaç yöntem:
  • UV-protected granulated activated charcoal bed.
  • Titanium dioxide and UV light as the purifier.
  • TiO2 and sunlight to purify water.
  • Electrochemical activation (ECA).
  • Portable reverse osmosis water purifiers.
  • Efficient adsorbent filters

Ev kullanımı için uygun teknolojiler ise şöyle:
Çamur kavanozu ile filtreleme:



















Güneş ışığı ile dezenfekte etme:
















Bu seçenekleri sonraki yazılarda detaylı olarak işleyeceğim.

Kaynaklar:Report of the Third World Academy of Sciences - 2002

Pazartesi, Eylül 04, 2006

Güneş ve Rüzgardan Elektrik Üretebilmek

Enerji: Alternatif Yaşam Planlamamız için cevaplamamız gereken birkaç hayati sorudan birisi. Sürdürülebilir Alternatif Yaşam için asgari harcama ile devamlı enerji üretmeyi nasıl başarabiliriz?

İlk aklımıza gelen kaynaklar güneşten veya rüzgardan elektrik üretmek oldu. Araştırmalarımız sırasında üye olduğumuz temizenerji yahoo grubundan aldığımız aşağıdaki yazıyı, güneş ve rüzgardan elektrik üretmek konusuna ışık tutması için ekliyoruz. (Yazı sizi umutsuzluğa düşürmesin !)

Enerji ile ilgili olası çözümler üzerine elde ettiğimiz bilgileri paylaşmaya devam edeceğiz.

FAİK MURAT Notu:
Elektrik konusundaki sınırlı teknik bilgim beni kısıtlıyor ama bilgisizliğim aynı zamanda benim için bir fırsat. Teknik konudaki bilgisizliğimden dolayı planladığım melez enerji üretim projelerini “Olmaz”, “Yapılamaz” diye düşünemiyorum. (“Olmaz, yapılamaz” fikri üzerine “Yaşamak İstemem Artık Aranızda” başlıklı yazımda yer alan Jeff Healey örneğine bakınız.)

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
14 Şubat 2006 tarihli 181 nolu mesaj:

Sevgili Temiz Enerji Dostları,

Yaklaşık 10 yıldır faaliyet gösterdiğim rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimi sektöründe çok sık karşılaştığım bir soru ve cevabı ile ilgili size pratik bilgiler vermek istiyorum.
Birçok müşterimiz elektrik hattına (TEDAŞ) bağlı oldukları halde güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üretimi yapmak istemektedirler.

Buradaki temel motivasyonları

a) tasarruf yapmak
b) elektrik kesintileri veya voltaj düşmelerine karşı önlem almaktır.

Ancak maalesef Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu ekonomik koşullar ve mevcut kanunlar bunun rantabl bir yatırım olmasını engellemektedir.

Şu sayısal örneği sizlerle paylaşmak isterim.

Türkiye şartlarında normal 4 kişilik bir ailenin günlük elektrik tüketimi ortalama 10kWh/gün mertebesindedir.

Bu enerjiyi sadece güneşten elde etmek için min 3kW kurulu gücünde bir güneş paneli grubuna ihtiyacımız olmaktadır. Watt başına sistem maliyetini (inverter-akü-şarj kontrol-kablolar-ayak sistemi-nakliye-montaj) ortalama 7 Euro olarak alırsak, sistemin toplam maliyeti 21.000 EURO civarında olacaktır.

Şu anda elektriğin ortalama maliyetinin 0.1 USD/kWh olduğunu varsayarsak, günde 10x 0.1 USD = 1 USD'lik bir harcama yapıyoruz. Bu da şu andaki güncel kurdan 0,85 EURO eder.

21.000 EURO = 0.85 Euro x amortisman süresi (Gün) denkleminden yola çıkarsak sistemin kendini ödeme süresi 24,705 gün yani 67 yıl olarak ortaya çıkacaktır. (GÜNEŞ)

Aynı hesabı bir de rüzgar enerjisi için yapalım. Benzer bir enerjiyi iyi rüzgar profiline sahip bir yerde elde etmek için (min 6m/s ortalama rüzgar hızı) yaklaşık yapmamız gereken yatırım 12.000 EURO civarında olacaktır.

12.000 EURO = 0.85 Euro x amortisman süresi (Gün) denkleminden yola çıkarsak sistemin kendini ödeme süresi 14,117 yani 38 yıl olarak ortaya çıkacaktır. (RÜZGAR)

Bu sayılar ile çok farklı şekillerde oynayabiliriz ancak hiçbir şekilde 12-15 yılın altına düşmeyecektir geri ödeme süresi.....

Dolayısı ile Türkiye şartlarında rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimi ancak şu uygulamalar için mantıklıdır:

a) Elektrik hattından en az 800metre uzak olan uygulamalar
b) Deniz üstü uygulamalar
c) Hertür verici sistemi (GSM-Radyolink vs.)
d) Solar Aydınlatma armatürleri
e) Büyük santraller (>10MW)

Ev tipi uygulamalarda ayrıca A sınıfı elektrikli aletlerin seçimi, sistem maliyetini min. %30-40 düşürmektedir.

Dolayısı ile mevcut TEDAŞ şebeke hattına bağlı müşterilerimiz için en uygun çözüm

a) Dizel jeneratör takviyesi
b) Akü+Inverter sistemi olacaktır

Saygılarımla,
Ateş Uğurel

___________________________________________________FORE Temiz Enerji ve Solar Aydınlatma Sistemleri LtdŞemsettin Günaltay Cd. Tunç Apt. No3-D1Kazasker - IstanbulPH: +90.216.369.97.76-77 FX: +90.216.369.96.95http://finance.groups.yahoo.com/group/temizenerji/post?postID=_jbW8aCWIalnubszVeYkxQXByJKLEu2-uLnIGbWcB6mMuE1dXnEEL-F98ST8JMFQgXERcHQmybFmIQ http://www.foreenerji.com/


Group Email Addresses
Related Link:
http://www.foreenerji.com/
Post message:
temizenerji@yahoogroups.com
Subscribe:
temizenerji-subscribe@yahoogroups.com
Unsubscribe:
temizenerji-unsubscribe@yahoogroups.com
List owner:
temizenerji-owner@yahoogroups.com

Pazar, Eylül 03, 2006

Organik Mimari ve Frank Lloyd Wright


Doğaya zarar vermeden, kendi halimizde bir yaşam sürerken barınma ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız, ağaçtan evler mi yapmalı gibi sorular geliyordu aklıma. Bir kaç gün önce bu alanda uzmanlaşmış ve bir çok yayın yapmış bir mimar olduğunu öğrendim: Frank Lloyd Wright. "Organik Mimari" adını verdikleri bu yöntemde asıl amaç doğayla bütünleşik; doğanın evden, evin doğadan faydalandığı mutualist bir mimari oluşturabilmek. Türkiyede de bu yönde çalışan bazı insanlar var.

Bu çalışmalara en güzel örnek: FallingWater

İleriki aşamalarda işimize yarayacağını düşündüğüm bir kaç bağlantıyı da buraya not etmek istiyorum:

http://franklloydwright.org/
http://www.wfu.edu/~tedforrl/flw.htm
http://www.organicarchitect.com/organic/
http://www.bugday.org/category.php?ID=10&page=2
http://www.tasarimgroup.com/turkish/index.htm