Çarşamba, Ekim 10, 2007

10. YIL





Bugün günlük (BLOG) tadında yazmak istiyorum.

Bugün kendi kendine yeten yaşam fikrini sormulamaya başlayışımın 10. yılı. Aslında tam tarihinden emin değilim. Kendi kendine yeten yaşamı ilk sorgulamaya başladığımda askerdeydim. Çocukluk arkadaşım İzzet Çiçek, askerde iken Ona gönderdiğim mektuplardan birini tarayıp bana gönderdi. 10 Ekim 1997 tarihinde yazdığım bu mektupta kendi kendine yeten yaşam arayışımından bahsetmişim. Bu yüzden 10 Ekim tarihini kutlamaya karar verdim. Mektubumdaki özel yerlerin üzerini boyayıp, resimlerini yazıma ekledim. Mektuptaki yazım ve anlatım bozukluğu için kusura bakmazsınız sanırım.

Mektubumdan yaptığım ilk çıkarım. Alternatif Yaşam fikri iş hayatının getirdiği stresden, büyük kent karmaşasından, trafiğinden, hayatın zorluklarından bunalmış birinin dingin ve huzurlu bir hayata kaçış arayışı değil. Henüz sisteme dahil olmamış birinin, görünen köy klavuz istemez misali, gelecekte başına geleceklere karşı direnme arayışı. Bunun için Alternatif Yaşam Planlamasında yazdığımız ilk yazının ilk cümlesi: "Bana dayatılan sistemin, beni her geçen gün daha derine ittiğinin farkındayım." oldu.

Neler geçmiş bu 10 yılda? Neleri başarmışım? Başladığım yerden daha ilerde miyim? Daha geride mi?

Askerden dönünce mektupta bahsettiğim yayla evine yerleşmedim. Yerleşemedim. Askerden geldikten on gün sonra iş bulmuştum. Seveceğim bir işti de. Büyük bir müzik ve kitap mağazasının müdürlüğüne kabul edilmiştim. Severek çalıştım ama mağaza iş yapmayınca kapandı. Başka bir işe girdim ve çalışmaya devam...

On yıl gibi görece kısa bir sürede geldiğimiz bilgi paylaşım imkanları, kendi kendine yeten yaşam arayışımdaki en büyük kazanımım/kazanımımız oldu. 1997 yılında Türkiye'de internet, resimlerin bir, iki dakikada görüntülenebildiği, hattın sık sık koptuğu, dail up düzeyinde idi. Ve Kars/Kağızman'da internet kafe yoktu. Bilgi arayışımı arkadaşlarıma yazdığım mektuplar ile karşılamaya çalışıyordum. Birçoğu delirdiğimi düşünüyordu. Aslına bakarsanız hala birçoğu deli olduğumu düşünüyor.

- Naaber Cevizci? gibi sataşmalara maruz kaldığım oluyor. Neyse...

Yalnız başlayan bir yolculuk. Aileden, yakın çevreden kimsenin katılmadığı (inanmıyorlar, istemiyorlar, gerek görmüyorlar ki katılsınlar) bir yolculuk.

Henüz bir yaşında olan Alternatif Yaşam Planlaması BLOG'u sayesinde aynı yolda yürüyen arkadaşları, yolu tamamlayıp Alternatif Yaşamlarını oluşturan kişileri buldum.

Geçen on senede, özellikle Alternatif Yaşam Planlamasında yazmaya başladıktan sonra, gerek teorik, gerek pratik önemli bilgi birikimi sağladığımı düşünüyorum. Ve fakat bilmek, yapabilmeyi sağlamıyor. Maddi, ailevi, çevresel birçok engel var yapabilmek için.

.
.
.

Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler

Hiç yorum yok: