Pazartesi, Aralık 07, 2009

İklim Zirvesi Bugün Başlıyor

İklim zirvesi bugün başlıyor. Birçok defa yazdığım üzere Kyoto Protokolü, BM toplantıları gibi çözüm girişimlerinin hiç birinin bir sonuç vermeyeceğini düşünüyorum. Günün sonunda Her koyun kendi bacağından asılacak.


Bugday.org adresinden alınan bir yazıyı paylaşmak istedim.

----------------------------------------------------------------------------

Ekoloji Kolektifi, Çiftçi sen, Doğader ve Ekoder tarafından Dünya İklim Pazarına karşı dalgayı birlikte üretmek için yapılan çağrının kısaltılmış metni aşağıdaki gibidir:

--------------------------------------------------------------------------------


“Bugün küresel ısınma olgusunu inkâr etmekten daha vahim olan küresel ısınma sorununu ‘çözüyormuş’ gibi yapmaktır. G20, IMF-DB zirvesi ardından BM çatısı altında yolları ve kapıları halka kapalı bir buluşmayı bu kez de küresel iklim krizini konuşmak için yapıyorlar. Sihir gösterisinin ışıltısından sorumluları göremeyeceğimizi sananlar; kentlerden, tarım politikalarından, savaşlardan, yoksul ülkelerin borçlarının silinmesinden, emekçilerin terlerinin karşılığından, göçlerden, işsizlikten, kamusal sağlık ve eğitim politikalarından söz bile etmeden iklim değişikliğinden yakınanlar, vaat edilen dünyanın parıltısına davet edecekler bizi bir kez daha. Gelin, Dünya İklim Pazarına karşı dalgayı birlikte üretip, yönetelim...
Bizler, küresel ekonomik krizi de kapsayıp aşan büyük dalgayı yani kapitalizmin yarattığı ekolojik krizi sistemin acınası can yeleklerine dolanarak beklemenin bir faydasının olmayacağının farkındayız. İklim değişikliği sorunu “verimlilik ve enerji kaynak çeşitliliği /dönüşümü” ile çözülebilecek tali bir sorun değildir. Kapitalizmin yapısal bir sorunudur. Bu nedenle sadece liberal ekonominin sınırları içinde bir öneriler kümesi ile bu sorun aşılamaz. Gündelik, yaşamsal alışkanlıklarımız, gerçeklik ve beklentilerimiz, tüketim toplumunun her boyutu ile sorgulanması, kapitalist üretim tarzının değiştirilmesi, devrilmesi gerektiği aşikârdır.

Aralık ayının başında BM çatısı altında Kopenhag’da gerçekleşecek 15. Taraflar Konferansı halkları bir gün dönümünün eşiğine, insan ve doğanın geleceğine dair önemli bir karar aşamasına taşıyacak bir süreci başlatacak. Yaşanan krizin faturasını yoksullara ve doğaya kesmeye hazırlanan egemenler çağımızı sürükledikleri felâketin faturasını da kesmek için toplanadursunlar, bizler heyecanlarımızı ateşe verelim, ekolojik krize karşı yeni bir dünya kurmak için yollara düşelim.

Bu çağrı küresel egemenlerin iklim değişikliği senaryosuna karşı büyütülecek bir protestonun çağrısı değildir yalnızca. Bu adalete, eşitliğe, kır ve kent emekçilerine, ezilenlere yani yaşanan krizin tüm mağdurlarına yeni bir dünyanın kurulması için çalışmaya yapılan çağrıdır. Bu çağrı, iklim krizinin salt atmosferik bir değişimin değil, yaşatılan küresel bir yıkımın veçhesi olması nedeniyle enternasyonal bir çağrıdır. Bu çağrı kolektif çalışmanın derin nefeslerini ciğerlerinde hisseden, gücünü emekten, doğadan, tohumdan, topraktan, yaşamdan yana yapanlara yapılan çağrıdır. Aralık ayı boyunca güce güç katacaklara, kor ateşini harlayacaklara çağrıdır. Bu süreçte yeryüzündeki tüm ezilenler egemenlerin politikalarını desteklemek, egemenler arası bir kanada destek olmak ya da hükümet ve çokuluslu şirketleri ikna etmeye yönelik STÖ lobiciliği yapmak için değil iklim krizine karşı kendi çözümlerini seslendirmek için alanlara çıkacak.

Dünya İklim Pazarına karşı dalgayı birlikte üretmek ve yönetmek için bir çağrıdır bu.

Kentleri ve kırı birbirinden kopartarak yaşanmaz kılanlara karşı havayı, suyu, toprağı ve emeği özgürleştirmek için şimdi diptekileri bir araya gelmeye çağırıyoruz. Kendi dayanışma ağlarımızı kurmak, kendimizi besleyebilecek hale gelmemiz bir fantazi değil bir zorunluluktur. Otomobile dayalı tüketime karşı başka bir şehir mümkün demek için, suyu, tohumu ve gıdası ellerinden alınan bir yaşama mahkûm olmadığımızı, kendi enerjimizi yaratabileceğ imizi göstermek için dipten gelen dalgayı örgütlemeye çağırıyoruz. Hes’lere, termik santrallere, nükleer enerjiye mahkûm olmadığımızı haykırmak için; Kentlerimizin eteklerini paketleme endüstrisi haline gelen TOKİ’lerden kurtulabileceğ imizi, yaşamımızı otobanlardan geri talep edip kendi sebzemizi meyvemizi yetiştirebileceğ imizi, yeme, içme, giyinme alışkanlıklarımızı değiştirebileceğ imizi göstermek için bir araya gelmeye çağırıyoruz. Kapitalizmin üretim ve tüketim alışkanlıklarına karşı direnenleri bir araya gelmeye çağırıyoruz. İklim değişikliği sorununu tam da bu hattan inşa edebilmek, gdolara dur demek, yürünecek yolu yaratmak için bir araya gelmeye çağırıyoruz.”

Ekoloji Kolektifi / Çiftçi sen / Doğader / Ekoder
ARALIK 2009

1 yorum:

Muammer dedi ki...

Faik Bey heyecanlandırdınız yine beni, zaten yanıp tutuşuyorum böyle bir hayat için... Başlanacak bir yeri vardır mutlaka. Hayat geçip gidiyor, başlamak için daha ne bekliyoruz ki? Bir ucundan başlamak için destek olalım birbirimize gerisi gelir zaten.
Sonra davet edelim insanları, gelsinler, konuk olsunlar ve görsünler minimum (ihtiyaç kadar) tüketimle de sağlıklı ve mutlu (hatta daha sağlıklı ve daha mutlu) olunabildiğini ve yayılsın dalga dalga...