Geçtiğimiz hafta sonu basit bir doğa yürüyüşü için arkadaşlar ile buluştuk. Üzerimizde fazla malzeme alma gereği duymamıştık çünkü bu sadece bir tepe tırmanışı olacaktı ve gidecegimiz patika ve yollar belli ve hazırdı.
Tüm bu kolaylıklar ile tepeye tırmanma başladı ve inişle birlikte 4 saat kadar sürdü. Doğayla tekrar içiçe olmak çok zevkliydi, iyi insanlarla birlikte olmak da öyle. Ancak yürüyüş bittiğinde birkaç soruyu yanıtlamam gerekiyordu.
O kadar ayaklarım ağırdı ki, dönüş yolunun aşırı dik olması ve botlarımın ayağıma henüz uyum sağlamamış olmasına bağladım nedenini. Oysa herşeye hazır olmak gerekiyordu alternatif yaşam için. Bilgisayar başında geçen saatler, hantallaşan kaslar; hergün yapılan 15 dakikalık sporun çok da yeterli olmadığını acıta acıta anlattılar o akşam. Hazır mıydı ellerimiz dikenlere ve nasırlara; hayır.
Fotoğrafta görülen dikenli teller tam bugünkü durumu anlatıyor aslında: "Öteki tarafa geçebilmek için biraz acı çekmek gerekiyor".
Bu tırmanışları, kampları daha sık yapmak gerekiyor; yalnız istemekle olmuyor, fiziksel olarak da hazırlanmalıyız yeni bir yaşam tarzına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder