Her canlı yeteneklerle donatılmıştır.
kimi çok yükseklerde uçabilir,
kimi keskin gözlere sahiptir, kimi rüzgarla yarışır.
Öte yandan hiçbir canlı sahip olmadığı bir işlevi gerçekleştiremez,
gerçekleştirmeye de çalışmaz doğal olarak.
Doğanın her türe biçtiği ayrı bir rol vardır, her canlı yetenekleriyle
bu rolu yerine getirir.
İnsan da diğer canlılar gibi doğanın bir parçasıdır ve belli
yeteneklerle donatılmıştır.
Bu yeteneklerden en önemlisi akıl ve akılla öğrenmedir.
Binlerce yıllık geçmişinde insanlık sürekli öğrenerek, çalışarak
aklını geliştirmiş,
sahip olduğu yetenekleri hep bir adım öteye taşımıştır.
Fakat yetenek yerine para kullanan tek canlı yine insandır.
Parayı aklın bir eseri ilk önce yaşamı düzenlemek için bir araç olarak
kullanmışsa da, yine insanın kurnazlık yeteneğiyle hayatın amacı haline dönüştürmüştür.
Paranın araçlıktan çıkıp amaca dönüşmesi neyi ifade eder?
İlk olarak yeteneğin satın alanıbilmesine yol açar. Fakat yeteneği
bünyesine doğalmışcasına ekleyerek değil, yeteneğe sahip kişiyi kullanarak elde etmek yoluyla satın alır. Bu da ilk etkisiyle ilkel olarak, en kolay insanın bedenin satılıp
alınabileceği bir durum oluştumuştur ki gelişmiş akıl yeteneği olmayan insanlar, işlevsel ve içgüdüsel olarak bedenlerini yeteneğe dönüştürürler. Bu da ahlaksızlık ve erdemsizliğin
temel sebebir.
İkinci olarak, geçmişten bugüne kadar akıl yeteneğiyle yaratılmış bütün
değerleri anlamsız kılar. Akıl yeteneği gelişmiş üretken bir insan, paraya ulaşmak için, ürüne
dönüştürdüğü bu yeteneğini, para sahibi birine satmak zorunda kalır. Para sahibi kişi, insanlık
değerleriyle donatılmışta olabilir, olmayabilirde. Bu durumun doğurduğu en büyük sonuç, modern kölelik düzenidir.
Klasik anlamda kölelik, bir kişinin para karşılığı tamamen bir
başkasının himayesinin altına girmesiydi. Köle olan kişi, sahibinin tüm isteklerini yerine
getirmek zorundaydı ve asla kendi iradesi gibi bir kavram söz konusu
değildi. Modern kölelikte ise durum biraz daha farklı fakat özünde
aynı. Modern köle, sahip olduğu yada eğitim ve öğretimle elde ettiği
yetenekleri para sahipleri için faydalı ürünlere dönüştürür ve bunun karşılığında
çalışmadığı saatler dışında "gönlünce yaşama" hakkı elde eder. Yani gönlünce geçireceği bir kaç saat için, saatlerce bilinçli yada bilinçsiz, para sahibine kölelik yapmaktadır.
Modern köleleliğin bir diğer farklı yanı ise kölenin yetenekleri
doğrultusunda gelişmesinin sağlanmasıdır. Bu kölenin kendisi için
güzel şeyler yaptığını düşünmesine yol açarken, aslında para sahibi
için verimliliğinin artması anlamına gelir. Verimliliğin artması, para
sahibinin daha çok para elde etmesine, daha çok parada daha fazla
sahip olabilirliğe yol açar. Daha fazla sahip olabilirlik lüksü
yaratır. Lüks sonucu, para sahibi haketmediği ürün ve yeteneklerin
bile sahibi olur ki, bu çelişki köleliğin daha da derinleşmesi ve içselleşmesine sebep olur.
Yeteneği karşılığı sahip olma hakkı elde edenler, kendilerini farkında
olmadan bu lükslere sahip olma düşleri içinde bulurlar. Tek doğal
sahiplikleri yetenekli bedenleri olduğu için daha çok, kapasitelerinin
üstünde daha çok çalışarak bu lüksleri elde etmeyi hedeflerler.
Kapasitenin üzerinde çalışmak, para sahiplerini işine geldiği için,
para sahipleri, yetenek sahiplerine bu lüksleri doğalmış gibi gösterir
ve adını standart koyarlar. Yetenek sahibi, aşırı çalışmasıyla bir
lüks elde edebilir. Fakat hiçbir zaman para sahibi kadar lüks
içerisinde olamayacaktır. Çünkü birilerinin çalışması gerekmektedir.
Bir süre sonra, yetenek sahibi, lükslere ulaşmanın para sahibi olmakla
mümkün olduğunu düşünmeye başlayacak ve az para eden yetenek ve
ürünlerinin anlamını unutup, bütün düşüncesini paraya yoğunlaştıracak,
parayı amaç edinecektir ve böylece düzen döngüsünü tamamlayıp
sürekliliğini sağlamış olacaktır.
Şimdi bu noktada parayı ortadan kaldıralım ve bu yazdıklarımızı
yeniden yazalım. Her insan yeteneklerini keşfeder ve bu doğrultuda
hayat için, hayatı için anlamlı şeyler yapmaya başlar. ortaya koyduğu
ürünleri, kendi ihtiyaç duyuduğu ürünler karşılığında, başka
insanlarla değiştirir. Böylece herkesin farklı yeteneklerini geliştirmesinin doğal zemini
hazırlanırken, karşılıklı dayanışma ile herkes için anlamlı bir hayat yaratılmış
olur. Yetenekler sonucu elde elde edilen ürünlerin, yine bir başka
yetenek ürünüyle değişimi, lüks yerine ihtiyaç kavramını yaratır.
bunun nedeni, yetenek -ihtiyaç lişkisinde yatmakdadır.
Temel anlamda herkesin hayatını sürdürmek için temel ihtiyaçları
ortaktır, yemek, üremek gibi. Bu ihtiyaçların sınırı bellidir. Bunların
yanında, kişinin ürün ortaya koymak için başka yeteneklerden ihtiyaç
duyduğu ürünler olacaktır. Basit bir örnekle bir demirci çelik için
sadece su, ateş, örs ve çekice ihtiyaç duyarken, bir mühendis,
makinası için sadece çeliğe değil, yakıt, elektronik aksam gibi birçok
şeye ihtiyaç duyar. görüldüğü gibi ihtiyaçları yetenek
şekilendirmektedir. Böylece, sahip olmanın ilk yolunun yetenek sahibi
olmak gerekliliği garanti altına alınmış olur.
Bu gereklilik, yeteneklerini hergün pratik edilmesine, pratikte
yeteneklerin gelişmesine, yeteneklerini gelişmesi de insanlığının
gelişmesine neden olur. Gelişmişlikle hayat kolaylaşırken, çalışan
herkes ömrünün sonunda iyi bir hayat yaşadIğı düşüncesiyle dünyadan
ayrılır.
Yazan: Ahmet Duran
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder