Aslında eski ama bizim için yeni olan yaşam planımıza, farkında olmadan bir çok kaynak yardımcı oluyor. Bunlardan birtanesi yeni açılan bir sitede bulunan belgeler: www.uzerine.com
Ne üzerine yazmak isterseniz onu konu olarak ele alıp ve burada yayınlayabiliyorsunuz. Bizim işimize yarayacak olan bölümlerden iki tanesi ise güneş enerjisi ve örgü üzerine oluşturulmuş olan şu iki alt başlık:
http://gunesenerjisi.uzerine.com
http://orgu.uzerine.com
Gönüllü sadeliğin ve kendine yeterliliğin planlaması. http://www.youtube.com/user/faikmuratunel
Cumartesi, Mart 31, 2007
uzerine.com
Beyin Labirentimden Odacıklar
On sene kadar önceydi.
“Beyin Labirentim’den Odacıklar” olacaktı kitabımın adı. 20’li yaşlarını süren müzisyen bir erkeğin, rock müzik, alkol, seks, aşk ve hayal kırıkları üzerine yaşadıklarını anlatacaktım. Kurguyu tamamlayıp yazmaya başladım. 70 sayfa kadar yazdım.
Bıraktım...
Jorge Louis Borges söyleşilerinde, gençlik döneminde yazdıklarını beğenmediğini söyler. Ben Borges’in gençlik döneminde yazdığı hikayeleri daha çok severim.
“Beyin Labirentim’den Odacıklar” kitabını bir gün bitireceğim ama kitabın içindeki Odacıklar’ın farklı olacağı kesin. Geçen gece onbirde yatmama rağmen ikiye kadar “Beyin Labirentim’de” gezinip, uyuyamadım. Haftada birkaç gece istemsiz olarak “Beyin Labirentim’den Odacıklar”da gezinip, uyuyamıyorum. Bu gibi uykusuz geceler için yatağımın baş ucunda not tutmak için bir kağıt kalem bulunduruyorum.
Benim kuşağım radyo tiyatrosu ve arkası yarın dinleyerek büyüyen son kuşak. Çocukluğumda televizyon yayını 19:00 da başlar, 24:00 de biterdi. Akşam televizyon başlayıncaya kadar radyo dinlerdik. İyi hatırlıyorum, Cumartesi günleri 12:00, 13:00 arasında radyo tiyatrosu dinlerdik.
Radyo tiyatrosunun farklı bir tadı vardır. Karakterleri, mekanları bir yere kadar tanımlar radyo tiyatrosu, gerisi hayal dünyama kalmıştır. Dinlerken kafamdaki yaratıcı dünya çalışır, bir çeşit kitap okumak gibidir radyo tiyatrosu.
Radyo tiyatrosu senaryosunun farklı bir yazım tekniği vardır. İşin içinde görsellik olmadığı için bazı görsel bilgileri diyalogların içine koymanız gerekir. Bu yanı ile meksika dizilerindeki diyaloglara benzer.
Örneğin;
Efekt : Zil sesi, yaklaşan ayak sesleri, gıcırdıyarak kapı açılır.
Faik Murat : Sen mi geldin Ayşe?
Ayşe : Evet.
Faik Murat : En sevdiğim kırmızı elbiseni giymişsin.
gibi.
Radyoda dinleyen geleni görmediği için, kapıyı açanın “Sen mi geldin Ayşe?” sorusu rahatsız etmez dinleyeni. “En sevdiğim kırmızı elbiseni giymişsin” diyerek, dinleyene Ayşe’nin elbisesinin kırmızı olduğu bilgisi verilir. Kırmızının tonu ise bizim hayal gücümüze kalmıştır.
Neyse, niye radyo konusuna geldim derseniz:
2004 yılında TRT’nin radyo için arkası yarın senaryo yarışmasına katılmıştım. O sene 200 ün üzerinde eser katılmıştı galiba. Merakla yarışma sonuçlarını bekledim.
Sonuçlar açıklandı:
Birincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
İkincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Üçüncü Hasan Hüseyin Uzunkavak (ismi ben attım)
Düşünün, atletler 1500 metre koşusuna katılmış. Yarış bitiyor. Birinci ve ikinci gelen atletlere “kusura bakmayın, bizim beklediğimiz kadar hızlı koşmadınız, size derece veremiyoruz.” diyorlar.
2006 yılında TRT yine radyo için arkası yarın senaryo yarışması düzenledi. Ben yine bir eser ile yarışmaya katıldım. Sonuçlar geçen hafta açıklandı.
Vee, tahmin edeceğiniz gibi
Birincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
İkincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Üçüncülük ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Yuh. 118 eser katılmış 2006 daki yarışmaya ve jürideki “GURU” arkadaşlar kimseyi beğenmemiş. Bu linkden yarışma sonuçlarına ulaşabilirsiniz.
TRT’nin bakış açısını düşünerek kurgu, hikaye ve kelimelerde tam kendimi yansıtmamıştım (Selamünaleyküm, diyen karakterim bile vardı) ama yine de içime sinen bir eserdi senaryom.
Senaryomu beğeniyor olmam Pop Star yarışmaları seçmelerine gelen insanları çağrıştırdı bana. Hani şarkı söyleyemezler ama bu gerçeği görmek istemezler “güzel olduğum için jürü hakkımı yedi” gibi bağırışlar ile seçmeleri terk edenler varya, onları hatırladım. Acaba ben de bu durumda mıyım diye düşünmeden edemedim.
Tamam ben ödül alamayabilirim ama 118 eserin hepsi mi ödül alamayacak kadar kötü?
Yerel belediyelerin yaz festivallerinde düzenlenen Karpuz Güzeli yarışmasının bile "güzel" olmasa da bir birincisi, ikincisi ve üçüncüsü var.
Pekii, tüm bunların Alternatif Yaşam Planlaması ile bağlantısı ne? Alternatif Yaşamı daha çok okumak, daha çok yazmak ve daha çok çalmak (enstrüman) için istiyoruz ya. İşte bağlantısı bu.
Faik Murat Notu: Senaryom yedi bölümden oluşuyor ve 80 sayfa. Uzun olduğu için bölüm bölüm yayınlamaya karar verdim. Senaryomu bölümler halinde eser sahibi sayfalarında bulabilirsiniz.
Günün Kitabı : Yolları Çatallanan Bahçe / Jorge Louis Borges
Günün Albümü : Live Alive / Steve Ray Vaughan
“Beyin Labirentim’den Odacıklar” olacaktı kitabımın adı. 20’li yaşlarını süren müzisyen bir erkeğin, rock müzik, alkol, seks, aşk ve hayal kırıkları üzerine yaşadıklarını anlatacaktım. Kurguyu tamamlayıp yazmaya başladım. 70 sayfa kadar yazdım.
Bıraktım...
Jorge Louis Borges söyleşilerinde, gençlik döneminde yazdıklarını beğenmediğini söyler. Ben Borges’in gençlik döneminde yazdığı hikayeleri daha çok severim.
“Beyin Labirentim’den Odacıklar” kitabını bir gün bitireceğim ama kitabın içindeki Odacıklar’ın farklı olacağı kesin. Geçen gece onbirde yatmama rağmen ikiye kadar “Beyin Labirentim’de” gezinip, uyuyamadım. Haftada birkaç gece istemsiz olarak “Beyin Labirentim’den Odacıklar”da gezinip, uyuyamıyorum. Bu gibi uykusuz geceler için yatağımın baş ucunda not tutmak için bir kağıt kalem bulunduruyorum.
Benim kuşağım radyo tiyatrosu ve arkası yarın dinleyerek büyüyen son kuşak. Çocukluğumda televizyon yayını 19:00 da başlar, 24:00 de biterdi. Akşam televizyon başlayıncaya kadar radyo dinlerdik. İyi hatırlıyorum, Cumartesi günleri 12:00, 13:00 arasında radyo tiyatrosu dinlerdik.
Radyo tiyatrosunun farklı bir tadı vardır. Karakterleri, mekanları bir yere kadar tanımlar radyo tiyatrosu, gerisi hayal dünyama kalmıştır. Dinlerken kafamdaki yaratıcı dünya çalışır, bir çeşit kitap okumak gibidir radyo tiyatrosu.
Radyo tiyatrosu senaryosunun farklı bir yazım tekniği vardır. İşin içinde görsellik olmadığı için bazı görsel bilgileri diyalogların içine koymanız gerekir. Bu yanı ile meksika dizilerindeki diyaloglara benzer.
Örneğin;
Efekt : Zil sesi, yaklaşan ayak sesleri, gıcırdıyarak kapı açılır.
Faik Murat : Sen mi geldin Ayşe?
Ayşe : Evet.
Faik Murat : En sevdiğim kırmızı elbiseni giymişsin.
gibi.
Radyoda dinleyen geleni görmediği için, kapıyı açanın “Sen mi geldin Ayşe?” sorusu rahatsız etmez dinleyeni. “En sevdiğim kırmızı elbiseni giymişsin” diyerek, dinleyene Ayşe’nin elbisesinin kırmızı olduğu bilgisi verilir. Kırmızının tonu ise bizim hayal gücümüze kalmıştır.
Neyse, niye radyo konusuna geldim derseniz:
2004 yılında TRT’nin radyo için arkası yarın senaryo yarışmasına katılmıştım. O sene 200 ün üzerinde eser katılmıştı galiba. Merakla yarışma sonuçlarını bekledim.
Sonuçlar açıklandı:
Birincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
İkincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Üçüncü Hasan Hüseyin Uzunkavak (ismi ben attım)
Düşünün, atletler 1500 metre koşusuna katılmış. Yarış bitiyor. Birinci ve ikinci gelen atletlere “kusura bakmayın, bizim beklediğimiz kadar hızlı koşmadınız, size derece veremiyoruz.” diyorlar.
2006 yılında TRT yine radyo için arkası yarın senaryo yarışması düzenledi. Ben yine bir eser ile yarışmaya katıldım. Sonuçlar geçen hafta açıklandı.
Vee, tahmin edeceğiniz gibi
Birincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
İkincilik ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Üçüncülük ödülüne değer eser bulunamamıştır.
Yuh. 118 eser katılmış 2006 daki yarışmaya ve jürideki “GURU” arkadaşlar kimseyi beğenmemiş. Bu linkden yarışma sonuçlarına ulaşabilirsiniz.
TRT’nin bakış açısını düşünerek kurgu, hikaye ve kelimelerde tam kendimi yansıtmamıştım (Selamünaleyküm, diyen karakterim bile vardı) ama yine de içime sinen bir eserdi senaryom.
Senaryomu beğeniyor olmam Pop Star yarışmaları seçmelerine gelen insanları çağrıştırdı bana. Hani şarkı söyleyemezler ama bu gerçeği görmek istemezler “güzel olduğum için jürü hakkımı yedi” gibi bağırışlar ile seçmeleri terk edenler varya, onları hatırladım. Acaba ben de bu durumda mıyım diye düşünmeden edemedim.
Tamam ben ödül alamayabilirim ama 118 eserin hepsi mi ödül alamayacak kadar kötü?
Yerel belediyelerin yaz festivallerinde düzenlenen Karpuz Güzeli yarışmasının bile "güzel" olmasa da bir birincisi, ikincisi ve üçüncüsü var.
Pekii, tüm bunların Alternatif Yaşam Planlaması ile bağlantısı ne? Alternatif Yaşamı daha çok okumak, daha çok yazmak ve daha çok çalmak (enstrüman) için istiyoruz ya. İşte bağlantısı bu.
Faik Murat Notu: Senaryom yedi bölümden oluşuyor ve 80 sayfa. Uzun olduğu için bölüm bölüm yayınlamaya karar verdim. Senaryomu bölümler halinde eser sahibi sayfalarında bulabilirsiniz.
Günün Kitabı : Yolları Çatallanan Bahçe / Jorge Louis Borges
Günün Albümü : Live Alive / Steve Ray Vaughan
Pazartesi, Mart 26, 2007
Yeşil Yazılım Yazıyor musunuz?
İnternette dzone'da ilginç bir yazıyla karşılaştım. Dan Pritchett'in yaptığı bir sunumda ebay'ın veri merkezine yetecek olan güç ve havalandırma sağlama konusunda karşılaştığı zorluklardan bahsedilmiş. Oradaki istatistiklerin birinde 3 milyon watt güç tüketiminden (sayıyı okuyunca dumur oldum açıkçası) bahsediliyor. Yerel elektrik sağlayıcının bu gereksinimleri karşılamakta zorlandığından da bahsediliyor. İnanılmaz derecede bir tüketim bu aslında. Ama bu tabi ki sadece ebay'e özgü bir durum da değil. Google gibi şirketlerin de bu tip çok yüksek oranda enerjiye ihtiyaç duydukları bir gerçek. Yazıda vurgulanan önemli bir konu watt başına düşen başarım artmadıkça, elektrik için harcanan paranın donanım için ödenen parayı çok çok aşacağıdır.
Yazıyı incelemenizi özellikle öneriyorum. IT sektöründe gelecek yıllardaki harcama artışlarıyla ilgili önemli tahminler içeriyor. Ayrıca bu tip sorunların üstesinden nasıl gelebiliriz sorusuna cevap arıyor. Yöntemler arasında verimli donanım alımı, veri merkezlerini ucuz enerji merkezlerine kurma gibi yöntemlerin yanında Dan Pritchett tarafından "Enerji verimli yazılım üretme" önerisi sunuluyor. Bu ilk defa karşılaştığım bir kavram. Ama önemli bir kavram. Bu kavram beni "nasıl daha enerji verimli kod yazabiliriz?" sorusuna odaklanmam konusunda tetikliyor.
Yazıyı incelemenizi özellikle öneriyorum. IT sektöründe gelecek yıllardaki harcama artışlarıyla ilgili önemli tahminler içeriyor. Ayrıca bu tip sorunların üstesinden nasıl gelebiliriz sorusuna cevap arıyor. Yöntemler arasında verimli donanım alımı, veri merkezlerini ucuz enerji merkezlerine kurma gibi yöntemlerin yanında Dan Pritchett tarafından "Enerji verimli yazılım üretme" önerisi sunuluyor. Bu ilk defa karşılaştığım bir kavram. Ama önemli bir kavram. Bu kavram beni "nasıl daha enerji verimli kod yazabiliriz?" sorusuna odaklanmam konusunda tetikliyor.
Cuma, Mart 23, 2007
Biyomotorin ve Türkiye
Biyomotorin konusunda İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Sn. Filiz Karaosmanoğlu’nun 07/03/2007 tarihinde yayınlanan bir yazısını buldum.
Sn. Filiz Karaosmanoğlu’nun biyogaz üzerine yazıları olduğunu daha önceki araştırmalarımdan biliyorum.
“Biyomotorin ve Türkiye” başlıklı yazıdan bir paragrafı aşağıya ekliyorum. Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. “Biyomotorin ve Türkiye” başlıklı yazıyı okurken, Alternatif Yaşam Çiftliği’nin enerji kaynağı için biyodizeli seçmemin, ne kadar doğru olduğunu düşündüm.
“ Biyomotorin üretimi için ülkemizde teknolojik bilgi yetersizliği ya da başka herhangi bir sorun da yoktur. Yağ teknolojisi endüstrimizin başarılı alanlarından biridir. Biyomotorin ester yapıya sahip, önemli bir yağ kimyasalıdır. Kimya endüstrisinin pek çok alanında olduğu gibi, biyootorin üretimi için küçük veya büyük kapasiteli tesisler, uygun teknoloji seçimi, yerli veya yabancı projelendirme ile kolaylıkla işletmeye alınabilir.Yatırımcıların isterlerse ulaşabilecekleri çok sayıda know-how ve patent de vardır. Biyomotorin sektörü çiftçimizden büyük yatırımcılara uzanan geniş bir yelpazede, herkese açık bir girişim alanıdır. Kara taşımacığında motorin tüketimi fazla olan Türkiye için biyomotorin, tarımsal kaynaklarımıza dayalı, çevre dostu yakıtı özellikleriyle desteklenmesi gereken, önemli bir seçenek ve parlak bir yatırım alanıdır.”
Sn. Filiz Karaosmanoğlu’nun biyogaz üzerine yazıları olduğunu daha önceki araştırmalarımdan biliyorum.
“Biyomotorin ve Türkiye” başlıklı yazıdan bir paragrafı aşağıya ekliyorum. Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. “Biyomotorin ve Türkiye” başlıklı yazıyı okurken, Alternatif Yaşam Çiftliği’nin enerji kaynağı için biyodizeli seçmemin, ne kadar doğru olduğunu düşündüm.
“ Biyomotorin üretimi için ülkemizde teknolojik bilgi yetersizliği ya da başka herhangi bir sorun da yoktur. Yağ teknolojisi endüstrimizin başarılı alanlarından biridir. Biyomotorin ester yapıya sahip, önemli bir yağ kimyasalıdır. Kimya endüstrisinin pek çok alanında olduğu gibi, biyootorin üretimi için küçük veya büyük kapasiteli tesisler, uygun teknoloji seçimi, yerli veya yabancı projelendirme ile kolaylıkla işletmeye alınabilir.Yatırımcıların isterlerse ulaşabilecekleri çok sayıda know-how ve patent de vardır. Biyomotorin sektörü çiftçimizden büyük yatırımcılara uzanan geniş bir yelpazede, herkese açık bir girişim alanıdır. Kara taşımacığında motorin tüketimi fazla olan Türkiye için biyomotorin, tarımsal kaynaklarımıza dayalı, çevre dostu yakıtı özellikleriyle desteklenmesi gereken, önemli bir seçenek ve parlak bir yatırım alanıdır.”
Perşembe, Mart 22, 2007
Atık Yağlardan Biyodizel Üretimi
50 dönüm tarla alınacak, işlenecek, bakımı yapılacak, hasat edilecek, tohumlar yağ haline getirilecek. Uzuuunnn ve zor bir süreç.
Tamam, alternatif bir hayat arıyoruz. Mümkün olduğu kadar dışa bağımlı olmayan bir hayat kurguluyoruz ama “tohumdan biyodizele” kadar bağımsız olmamıza gerek yok, diye düşünelim.
Atık yağ kullanarak biyodizel üretelim. Bakalım ne olacak?
Antalya bölgesindeki 3-4-5 yıldızlı otellerin atık yağlarını kullanılarak biyodizel üretimi üzerine bir rapor bulduğumu belirtmiştim. Bu büyüklükteki otellerin aylık atık yağ miktarı 1 ile 4 ton arasında olduğu belirtilmiş. Oteller dışında büyük lokantalar, yemek üretim firmaları gibi büyük miktarda yağ kullanımı olan yerlerle de görüşülebilir.
Alternatif Yaşam Çiftliğimizin biyodizel ihtiyacını 5000 litre olarak hesaplamıştık. Kaba bir hesap ile 5 ton atık yağ kullanarak, ihtiyacımız olan biyodizeli üretebiliriz.
Peki, atık yağ için bir bedel ödemeyecek miyiz?
Planım şu, atık yağ temin edeceğim yerden, kendi ihtiyacım olan 5 ton yağ haricinde, bir 5 ton yağ daha alarak, karşılığında 5000 litre biyodizel geri vermek.
Atık yağı temin eden firma, bu işe pazarlama mantığı ile bakarsa,
“Kızartmalarımızda kullandığımız yağ, sadece 2 kez kullanıldıktan sonra, biyodizel üretimi için kullanılmaktadır”
benzeri bir slogan ile hem daha sağlıklı kızartma yaptığını belirtir, hem de çevreci bir yaklaşım sergileyebilir.
Gelelim atık yağ kullanarak oluşacak maliyete. Atık yağ kullanırsam, Tohumdan Biyodizel – 4 yazımda satın almayı planladığım yağ deposu ve pres makinasına ihtiyacım kalmıyor. Biyodizel makinası ve depoyu koymak için 15 metrekare bir yer, yeterli olacaktır. 15 metrekare yer için inşaat maliyetim 2500 YTL ye düşecektir.
İlk yıl için masrafım:
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo+İnşaat : 7.000 YTL
TOPLAM : 11.500 YTL
Daha az makina, daha az bakım masrafı. Bakım masrafını her yıl için 300 YTL kabul edelim.
İlk 15 yılı hesaplayalım:
Bakım Masrafı : 300 x 15 : 4.500 YTL
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo+İnşaat : 7.000 YTL
TOPLAM : 15.500 YTL
15 yıl içinde, yıl başına 1.033 YTL, aylık 86 YTL toplam enerji masrafımız olacak.
İşte bu güzel...
Günün Kitabı : Tüysüz / Woody Allen
Günün Albümü : Bob Dylan / Modern Times
Tamam, alternatif bir hayat arıyoruz. Mümkün olduğu kadar dışa bağımlı olmayan bir hayat kurguluyoruz ama “tohumdan biyodizele” kadar bağımsız olmamıza gerek yok, diye düşünelim.
Atık yağ kullanarak biyodizel üretelim. Bakalım ne olacak?
Antalya bölgesindeki 3-4-5 yıldızlı otellerin atık yağlarını kullanılarak biyodizel üretimi üzerine bir rapor bulduğumu belirtmiştim. Bu büyüklükteki otellerin aylık atık yağ miktarı 1 ile 4 ton arasında olduğu belirtilmiş. Oteller dışında büyük lokantalar, yemek üretim firmaları gibi büyük miktarda yağ kullanımı olan yerlerle de görüşülebilir.
Alternatif Yaşam Çiftliğimizin biyodizel ihtiyacını 5000 litre olarak hesaplamıştık. Kaba bir hesap ile 5 ton atık yağ kullanarak, ihtiyacımız olan biyodizeli üretebiliriz.
Peki, atık yağ için bir bedel ödemeyecek miyiz?
Planım şu, atık yağ temin edeceğim yerden, kendi ihtiyacım olan 5 ton yağ haricinde, bir 5 ton yağ daha alarak, karşılığında 5000 litre biyodizel geri vermek.
Atık yağı temin eden firma, bu işe pazarlama mantığı ile bakarsa,
“Kızartmalarımızda kullandığımız yağ, sadece 2 kez kullanıldıktan sonra, biyodizel üretimi için kullanılmaktadır”
benzeri bir slogan ile hem daha sağlıklı kızartma yaptığını belirtir, hem de çevreci bir yaklaşım sergileyebilir.
Gelelim atık yağ kullanarak oluşacak maliyete. Atık yağ kullanırsam, Tohumdan Biyodizel – 4 yazımda satın almayı planladığım yağ deposu ve pres makinasına ihtiyacım kalmıyor. Biyodizel makinası ve depoyu koymak için 15 metrekare bir yer, yeterli olacaktır. 15 metrekare yer için inşaat maliyetim 2500 YTL ye düşecektir.
İlk yıl için masrafım:
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo+İnşaat : 7.000 YTL
TOPLAM : 11.500 YTL
Daha az makina, daha az bakım masrafı. Bakım masrafını her yıl için 300 YTL kabul edelim.
İlk 15 yılı hesaplayalım:
Bakım Masrafı : 300 x 15 : 4.500 YTL
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo+İnşaat : 7.000 YTL
TOPLAM : 15.500 YTL
15 yıl içinde, yıl başına 1.033 YTL, aylık 86 YTL toplam enerji masrafımız olacak.
İşte bu güzel...
Günün Kitabı : Tüysüz / Woody Allen
Günün Albümü : Bob Dylan / Modern Times
ATV Ana Haber, Atık Yağlar, Biyodizel
Hafta başından beri ATV ana haberde atık yağlar ile ilgili haberler yayınlanıyor.
Mavi bidonlara doldurulmuş atık yağlar, motor yağı renginde ve kıvamındalar. Kimi yağlar nerede ise püre kıvamına gelmiş, akışkanlığını yitirmiş.
Toplanmış atık yağlar yerdeki mazgallara dökülüyor. Mazgallar nereye bağlı? Dökülen yağlar nereye gidiyor? haberde verilmiyor.
Haberin çıkış noktası “Sağlığımız ile oyunuyorlar.” Kabul işin sağlık boyutu ilk ele alınması gereken nokta ama haber biyodizel üretimi ile devam etseydi diye düşünüyorum.
Aylık yağ tüketimi 500 kilo olan bir lokanta sahibi olduğunu düşünün,
Maliyeti düşürmek için sayısını tahmin edemeyeceğim kadar çok defa, aynı yağı kullanarak kızartma yapıyor. Çünkü kullanılan yağın onun için bir geri dönüşümü, faydası olabileceğini bilmiyor. Bu lokanta sahibine, kullandığı yağ miktarının artacak olmasına rağmen, toplamda cebinden çıkacak paranın azalacağını söyleseydik diyorum...
Haberin devamında söyleselerdi diyorum yani. Selamlar ATV ana haber...
Atık Yağ kullanarak biyodizel üretimi üzerine uygulanabilirlik çalışmasını bitirmek üzereyim.
Mavi bidonlara doldurulmuş atık yağlar, motor yağı renginde ve kıvamındalar. Kimi yağlar nerede ise püre kıvamına gelmiş, akışkanlığını yitirmiş.
Toplanmış atık yağlar yerdeki mazgallara dökülüyor. Mazgallar nereye bağlı? Dökülen yağlar nereye gidiyor? haberde verilmiyor.
Haberin çıkış noktası “Sağlığımız ile oyunuyorlar.” Kabul işin sağlık boyutu ilk ele alınması gereken nokta ama haber biyodizel üretimi ile devam etseydi diye düşünüyorum.
Aylık yağ tüketimi 500 kilo olan bir lokanta sahibi olduğunu düşünün,
Maliyeti düşürmek için sayısını tahmin edemeyeceğim kadar çok defa, aynı yağı kullanarak kızartma yapıyor. Çünkü kullanılan yağın onun için bir geri dönüşümü, faydası olabileceğini bilmiyor. Bu lokanta sahibine, kullandığı yağ miktarının artacak olmasına rağmen, toplamda cebinden çıkacak paranın azalacağını söyleseydik diyorum...
Haberin devamında söyleselerdi diyorum yani. Selamlar ATV ana haber...
Atık Yağ kullanarak biyodizel üretimi üzerine uygulanabilirlik çalışmasını bitirmek üzereyim.
Salı, Mart 20, 2007
Tohumdan Biyodizele - 5
Tohumdan Biyodizele – 2 sonunda;
1 dönüm kanola’dan 102 litre biyodizel üretebilmiştim.
Bir dönüm için tohum masrafım 15 YTL olmuştu.
Tohumdan Biyodizele – 3 sonunda;
Alternatif Yaşam Çiftliğimin elektrik, ısınma ve ulaşım masrafları için 4860 litre biyodizele ihtiyacım olduğunu hesaplamıştım.
Alacağım iki farklı güçteki jeneratör için 4.500 YTL masrafım olacağını hesaplamıştım.
Tohumdan Biyodizele – 4 sonunda;
Yağ ve biyodizel üretimi için gerekli olan makina, depo ve bina inşaatı için toplam masrafımı 13.500 YTL olarak belirlemiştim.
Alternatif Yaşam Çiftliğinin toplam enerji ihtiyacını karşılamak için gereken biyodizel miktarını 5000 litre olarak yukarı yuvarlarsam, bu miktarda biyodizel üretmek için 50 dönüme kanola ekimi yapmam gerekecek.
50 dönüm kanola dikimi için tohum masrafımız 750 YTL olacak.
İlk yıl için masrafımız:
Tohum Masrafı : 750 YTL
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo bedeli : 13.500 YTL
TOPLAM : 18.750 YTL
Her yıl için tüm makinaların bakım masrafını 500 YTL kabul edelim.
İlk 15 yılı hesaplayalım:
Tohum Masrafı : 750 x 15 : 11.250 YTL
Bakım Masrafı : 500 x 15 : 7.500 YTL
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo bedeli : 13.500 YTL
TOPLAM : 36.750 YTL
15 yıl içinde, yıl başına 2.450 YTL, aylık 205 YTL toplam enerji masrafımız olacak.
Hımmm...
1 dönüm kanola’dan 102 litre biyodizel üretebilmiştim.
Bir dönüm için tohum masrafım 15 YTL olmuştu.
Tohumdan Biyodizele – 3 sonunda;
Alternatif Yaşam Çiftliğimin elektrik, ısınma ve ulaşım masrafları için 4860 litre biyodizele ihtiyacım olduğunu hesaplamıştım.
Alacağım iki farklı güçteki jeneratör için 4.500 YTL masrafım olacağını hesaplamıştım.
Tohumdan Biyodizele – 4 sonunda;
Yağ ve biyodizel üretimi için gerekli olan makina, depo ve bina inşaatı için toplam masrafımı 13.500 YTL olarak belirlemiştim.
Alternatif Yaşam Çiftliğinin toplam enerji ihtiyacını karşılamak için gereken biyodizel miktarını 5000 litre olarak yukarı yuvarlarsam, bu miktarda biyodizel üretmek için 50 dönüme kanola ekimi yapmam gerekecek.
50 dönüm kanola dikimi için tohum masrafımız 750 YTL olacak.
İlk yıl için masrafımız:
Tohum Masrafı : 750 YTL
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo bedeli : 13.500 YTL
TOPLAM : 18.750 YTL
Her yıl için tüm makinaların bakım masrafını 500 YTL kabul edelim.
İlk 15 yılı hesaplayalım:
Tohum Masrafı : 750 x 15 : 11.250 YTL
Bakım Masrafı : 500 x 15 : 7.500 YTL
Jeneratör Bedeli : 4.500 YTL
Makina+Depo bedeli : 13.500 YTL
TOPLAM : 36.750 YTL
15 yıl içinde, yıl başına 2.450 YTL, aylık 205 YTL toplam enerji masrafımız olacak.
Hımmm...
Pazar, Mart 18, 2007
Ahşap Evler
Çok güzel değil mi?
Bugün Alternatif Yaşam için araştırma yaparken, planlamadığım halde, ahşap evler ile ilgili birçok site buldum.
Ahşap Evler üzerine çalışacağım ve sizlerle paylaşacağım.
- Ahşap evi kurtlar yemez mi?
- Siz Türk müsünüz?
- Evet, nasıl anladınız?
Güneş Evi
Pamukkale Üniversitesi kampüsündeki güneş evi ile ilgili gelişmeleri Temiz Enerji yahoo grubunda tartışmıştık. Pamukkale Üniversitesinde araştırma görevlisi Sn. Engin Çetin haberdar etmişti bizi. Temiz Enerji grubuna üye Sn. Zafer Ayaz, benzer bir çalışmanın 30 sene önce Ege Üniversitesinde yapıldığını ancak güneş evinin şu anda faal olmadığını belirtti.
Güneş evi ile ilgili haberi Milliyette okudum. Yine bildiğimiz gazete haberi tadında. Tatsız, tuzsuz, sığ bir haber. Haberi okuyunca "Yaşasın, kurtulduk. İşte Alternatif Yaşam Kaynağı" diye düşünüyor insan. Temiz Enerji grubunda yapılan yazışmalar, haber kadar umut verici değildi.
En kısa sürede Sn.Engin Çetin ile tanışıp, güneş evi ile ilgili daha detaylı bilgi almalıyım.
Büyücü Doktor
2007 Kasım ayında Alternatif Yaşam fikrimin onuncu yılı olacak.
1997 de internet bugünkü kadar yaygın değildi. Doğal olarak bilgiye ulaşmak bugün olduğu kadar kolay değildi.
Alternatif Yaşam Planlamasındaki bilgilerimizin büyük bölümü internet üzerinden sağladığımız teorik bilgiler.
Geçer akçe olan eğitimler:
• Telefonla etkili iletişim teknikleri eğitimi,
• Finansal tablo analizi eğitimi,
• Pazarlama ve satışın yeni kuralları eğitimi,
• Sözleşmeler hukuku eğitimi
gibi eğitimler olduğu için,
• Peynir yapımı eğitimi,
• Biyodizel üretimi eğitimi,
• Doğadaki şifalı ve yenilebilir bitkileri tanıma ve kullanma yöntemleri eğitimi,
gibi eğitimleri alabileceğimiz bir kurum/kişi bulamıyoruz.
Çocukluğumuzdan itibaren bize, ileride yaşayacağımız hayat için, sunulan alternatiflerin çok sınırlı olduğunu Yaşamak İstemem Artık Aranızda başlıklı yazımda anlatmaya çalışmıştım. Hayat adına farklı alternatiflerin de olduğunun bilinmesi için, günün birinde üniversitelerde Alternatif Yaşam Derslerinin konulacağına inanıyorum.
Alternatif Yaşam Planlaması araştırmaları sırasında, “Keşke uygulamalı eğitim alabileceğim bir yer olsaydı”, dediğim birçok konu ile karşılaşıyorum.
Bugün evimin yanındaki boş arazide gezinirken, kendiliğinden yetişen dağ kekiklerini gördüğümde, Alternatif Yaşam Planlamamızda “Başlık” olarak yer almayan çok önemli bir konuya şimdiye kadar değinmediğimizi fark ettim.
Şifalı ve Yenilebilir Bitkiler.
Mersin’de, yaylada, uzak akrabalarım yaşıyor. Yayla evimizde olduğumuz günlerde, inek yetiştiriciliği ile geçinen akrabam, sabahları bizim eve uğrar. Bir çay içtikten sonra, inekleri otlatmaya dağa gider. Akşam üstü dağdan geldiğinde, eli, kolu çeşitli bitkiler ile dolu olur. Bitkilerin kiminden akşam yemeği yapar, kimini şifalı diye saklar.
Geçen sene temmuz ayında yaylaya gittiğimde, bu akrabamın torununa bakmak için şehre, kızının yanına, taşınmak zorunda kaldığını öğrendim. Üzüldüm. Onun adına üzüldüm çünkü yaylada yaşamayı ne kadar sevdiğini biliyordum. Kendi adıma üzüldüm çünkü on, onbeş gün, onunla beraber inek otlatmaya giderek öğrenmeyi düşündüğüm şifalı ve yenilebilir bitkileri, doğada görerek öğrenebilme imkanımı kaybettiğim için üzüldüm.
“Doğadaki şifalı ve yenilebilir bitkileri tanıma ve kullanma yöntemleri eğitimi veren” bir büyücü doktor tanıdığınız var mı?
Not 1 : Yazımın başında sağda yer alan resim, evimin yanındaki boş arazide yetişen bir çiçek. Adı nedir? Bir faydası var mıdır bilmiyorum. Çok güzel mavi çiçekleri olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.
Not 2 : Yazımın sonunda solda yer alan resim dağ kekiği. Yine evimin yanındaki arazide benim çektiğim bir resim. Kekiğin faydaları başlı başına bir yazı konusu.
Günün Kitabı : Semerkant / Amin Maalouf
Günün Albümü : Kirli Suyunda Pırıltılar / Redd
Cuma, Mart 16, 2007
Tohumdan Biyodizele - 4
Tohumdan Biyodizele – 2 yazımın sonunda araştıracağım soruların cevaplarına dönelim.
Kanola üretimi ile ilgili bulduğum güzel bir haber ile başlayayım. Kanola üretimine prim ödemesi yapılmakta. 2006 yılında üretilen bir kilogram Kanola için 22 kuruş prim verilmekte.
1 dönümden ortalama 250 kilogram kanola üretebileceğimizi önceki yazılarımda belirtmiştim. 50 dönüm (neden 50 dönüm olduğunu bilahare yazacağım) kanola dikimi yaptığımızı varsayar isek.
250 Kg X 50 da X 0,22 Ykr = 2750 YTL prim geliri alırız.
Masraf kalemlerinden:
1) Kanola ekimi için kullanılacak makinanın kirasının,
2) Gübreleme, bakım ve sulama masrafının,
3) Hasat için kullanılacak biçerdöverin kira bedelinin,
elde edeceğimiz primden karşılandığı varsayımı ile yolumuza masrafsız devam edelim.
Farklı tiplerde depolar mevcut, paslanmaz çelikten yapılanlar ve Polyesterden yapılanlar. 5 tonluk depoların ortalama fiyatı 1.500 ytl. Bir adet yağ depolamak için ve bir adet biyodizel depolamak için iki farklı depoya ihtiyacımız olacak.
Kanoladan yağ üretmek için bir çok firmanın pres makinaları mevcut. İnternette araştırma yapınca bir iki firmaya ulaşılabiliyor. Pres makinasının ortalama maliyeti 2500-3000 YTL.
Gelelim ana makinamız Biyodizel makinasına. Atık yağ ile biyodizel üretmeyi düşenseydik, başlayacağımız nokta burası olacaktı. (Atık yağ ile üretim yapmak işin kolay yanı olduğu için şimdilik çok irdelemiyorum.)
İnternette araştırma yapınca biyodizel makinası üreten bir iki firmaya ulaşılabiliyor. Bulduğum firmaların en düşük kapasiteli makinası 200-300 litre yağ işleme kapasitesine sahip. Benim için 75-100 litre yağ işleme kapasitesine sahip bir makina olsa yeterli olacak.
Planladığım kapasitedeki biyodizel makinası için ortalama maliyet 3000 YTL.
Tüm bu makinaları ve depoları koyacak 20-25 metrekare kapalı bir yer inşaa etmek için ise 4500 YTL yeterli olacaktır.
Günün sonunda, Tohumdan Biyodizele – 2 yazımın sonunda sorguladığım masrafları toplarsam.
2 adet Depo : 3.000 YTL
Pres Makinası : 3.000 YTL
Biyodizel Makinası : 3.000 YTL
Kapalı Alan İnşaası : 4.500 YTL
Toplam : 13.500 YTL
Giderek Tohumdan Biyodizele projesinin sonuna yaklaşıyoruz.
Günün Kitabı : Afrikalı Leo / Amin Maalouf
Günün Albümü : Dave Weckl Band / Live
Ucuz Biyodizel Makinası ! ?
Gazete, dergi haberleri beni doyurmaktan uzak kalıyor çoğu zaman. Haber, detaydan uzak olsa da, asgari hangi koşullarda Biyodizel üretilebileceği konusunda kabaca bir fikir veriyor.
Biyodizel üretmek üzerine konuştuğum bir arkadaşım,
- Geçen gece televizyonda izledim, biyodizel üretmek için çok büyük makinalar ve hektarlarca kanalo dikilmesi gerekiyormuş, dedi.
Benim savlarım ve projelerim ise "konu ile alakasız" bir kişinin görüşleri olduğu için dinlenmeden ve araştırılmadan reddedildi.
Teşekkürler Türk televizyonları. İyi uykular Türkiye...
Ben "Tohumdan Biyodizel" projesinde daha büyük ölçekli bir makina kullanmayı düşünüyorum. Detayları hazırlıyorum, çok kısa bir süre sonra yayınlayacağım.
Biyodizel üretmek üzerine konuştuğum bir arkadaşım,
- Geçen gece televizyonda izledim, biyodizel üretmek için çok büyük makinalar ve hektarlarca kanalo dikilmesi gerekiyormuş, dedi.
Benim savlarım ve projelerim ise "konu ile alakasız" bir kişinin görüşleri olduğu için dinlenmeden ve araştırılmadan reddedildi.
Teşekkürler Türk televizyonları. İyi uykular Türkiye...
Ben "Tohumdan Biyodizel" projesinde daha büyük ölçekli bir makina kullanmayı düşünüyorum. Detayları hazırlıyorum, çok kısa bir süre sonra yayınlayacağım.
Perşembe, Mart 15, 2007
Tüketim: Amaç mı ? İhtiyaç mı ?
15 MART Dünya Tüketiciler Günü
Tüketim son yıllarda ihtiyaçları karşılamanın, hatta düşleri gerçekleştirmenin çok ötesine geçerek başlı başına bir amaç haline geldi. Oysa sınırsız tüketim çabasının ağır bir bedeli var ve günümüzde bu bedel de tüketimin kendisi kadar hızlı büyüyor.
Bütün Yenilenebilir Kaynaklar Tehlike Altında
Tüketim için kullanılan geniş kaynakların birçoğu sürdürülebilir düzeylerin çok üzerinde sömürülüyor. Yalnızca son 50 yıl içinde bile dünya genelindeki içme suyu tüketimi üç kat, fosil yakıt tüketimi de beş kat arttı. Kuzey Çin’deki yeraltı suyu seviyelerinden Kuzey Atlantik’teki balık tarlalarına kadar bütün yenilenebilir kaynaklar tehlike altında. Zaman içinde kaynakların kullanılmasındaki verimlilik arttı ve tüketilen kaynakların yerine yenileri getirildi ama son elli yılda izlenen yol çok açık: sürekli artan tüketimin yarattığı kirlilik ve kaynaklardaki bozulmalar giderek çoğalıyor ve bunun bedeli yalnızca mahvolmuş ekosistemlerde değil, özellikle en yoksul kesimdeki hastalıklarda ve sefalette de görülüyor.
Asıl Zorluk Bundan Sonra Başlayacak
15 Mart Dünya Tüketicileri Günü nedeniyle açıklama yapan TEMA Vakfı Genel Müdürü Dr. Uygar ÖZESMİ, “Fosil yakıt tüketimindeki artıştan dolayı atmosferde biriken milyarlarca ton karbon dioksit, iklim değişimi haline dönüşerek bu bedeli tüm dünyaya ödetiyor. Ancak, asıl zorluk bundan sonra başlayacak. Küresel tüketim katarı iyice hızlandı ve gelecek yıllarda hem insanlardan hem de doğal dünyadan beklentileri daha da artacak. Yalnızca tüketim peşinden koşmak, hem tüketici toplumlardaki yaşam kalitesini azaltacak hem de tüketici sınıf dışında kalanların en temel ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını bile ellerinden alacak.” dedi.
Yine de umutlu olmak için birçok nedenimizin olduğunu belirten Dr Uygar ÖZESMİ, “Çevreciler, tüketici dernekleri, iktisatçılar ve siyasetçiler, bir yandan toplu tüketimin çevresel ve sosyal bedellerini azaltırken diğer yandan da insanların gereksinimlerini karşılamak için yaratıcı fikirler üretiyorlar. Bireylerin çok fazla ve çok az tüketimin arasını bulmasına yardım etmenin yanı sıra halka açık mal ve hizmetleri, mal yerine hizmet sunmayı, geri dönüştürülmüş maddeler içeren malları ve tüketicilerin doğru seçimler yapmasını vurguluyorlar. Bütün bu önlemler bir araya getirildiğinde, çevreye verilen zararın ve sosyal adaletsizliğin en aza indirgendiği yüksek bir yaşam kalitesine ulaşılabilir. En önemli nokta, yalnızca “ne kadar” tüketim yapıldığına değil, “nasıl” tüketim yapıldığına da eleştirel bir gözle bakabilmektir.” dedi.
Dünya Nüfusuna Üç Milyar İnsanın Ekleneceği Tahmin Ediliyor
Gelişmekte olan ülkelerdeki yüz milyonlarca kişinin yakın gelecekte tüketim toplumuna dahil olacağı gerçeğinin yanı sıra, otomobiller ve evler büyüdükçe ve yeni cihazlar üretildikçe tüketim toplumlarında kişi başına düşen tüketim de artacak. Kişi başına düşen tüketim artarken, insan nüfusu da artacak. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarına doğru dünya nüfusuna üç milyar insanın ekleneceği tahmin ediliyor. Tüketim ve nüfusun ortak etkisi tehlikeli görünüyor ama tüketimi kontrol altına almak nüfusu denetlemekten daha zor. Tahminlere göre, doğum oranları azaldıkça yüzyılın ikinci yarısında nüfus düzeyi yatay ilerleyecek. Fakat tüketim artmaya devam edecek.
Sınırsız Tüketimin Toplumsal Bir Sorundur
TEMA Vakfı; 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü'nde, sınırsız tüketimin toplumsal bir sorun olduğuna ve sadece tüketim peşinde koşmanın hem tüketici toplumlardaki yaşamın kalitesini azaltacağına hem de çocuklarımızın torunlarımızın yani gelecek nesillerimizin temel ihtiyaçlarını karşılama olanaklarının bile ellerinden alınmasına neden olacağına dikkat çekiyor. Bu sorunun çözümü; yaşamımızı sürdürecek kadar tüketip bundan mutlu olabileceğimiz bir toplum düzeni yaratmaktan ve herkesin bu hedefe ulaşmak için birlikte hareket ederek katkı sağlamasından geçiyor. Böylece bizden sonra gelecek tüm canlılara sürdürülebilir bir dünya bırakmış olacağız.
TEMA VAKFI
Kaynakça:
1-TEMA Vakfı Yayınları No:44, Dünyanın Durumu 2004 (Worldwatch Uzmanları)
2-TÜBİTAK-TEMA Vakfı Yayınları No: 5, Ne Kadarı Yeterli? (Alan Thein Durning)
Tüketim son yıllarda ihtiyaçları karşılamanın, hatta düşleri gerçekleştirmenin çok ötesine geçerek başlı başına bir amaç haline geldi. Oysa sınırsız tüketim çabasının ağır bir bedeli var ve günümüzde bu bedel de tüketimin kendisi kadar hızlı büyüyor.
Bütün Yenilenebilir Kaynaklar Tehlike Altında
Tüketim için kullanılan geniş kaynakların birçoğu sürdürülebilir düzeylerin çok üzerinde sömürülüyor. Yalnızca son 50 yıl içinde bile dünya genelindeki içme suyu tüketimi üç kat, fosil yakıt tüketimi de beş kat arttı. Kuzey Çin’deki yeraltı suyu seviyelerinden Kuzey Atlantik’teki balık tarlalarına kadar bütün yenilenebilir kaynaklar tehlike altında. Zaman içinde kaynakların kullanılmasındaki verimlilik arttı ve tüketilen kaynakların yerine yenileri getirildi ama son elli yılda izlenen yol çok açık: sürekli artan tüketimin yarattığı kirlilik ve kaynaklardaki bozulmalar giderek çoğalıyor ve bunun bedeli yalnızca mahvolmuş ekosistemlerde değil, özellikle en yoksul kesimdeki hastalıklarda ve sefalette de görülüyor.
Asıl Zorluk Bundan Sonra Başlayacak
15 Mart Dünya Tüketicileri Günü nedeniyle açıklama yapan TEMA Vakfı Genel Müdürü Dr. Uygar ÖZESMİ, “Fosil yakıt tüketimindeki artıştan dolayı atmosferde biriken milyarlarca ton karbon dioksit, iklim değişimi haline dönüşerek bu bedeli tüm dünyaya ödetiyor. Ancak, asıl zorluk bundan sonra başlayacak. Küresel tüketim katarı iyice hızlandı ve gelecek yıllarda hem insanlardan hem de doğal dünyadan beklentileri daha da artacak. Yalnızca tüketim peşinden koşmak, hem tüketici toplumlardaki yaşam kalitesini azaltacak hem de tüketici sınıf dışında kalanların en temel ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını bile ellerinden alacak.” dedi.
Yine de umutlu olmak için birçok nedenimizin olduğunu belirten Dr Uygar ÖZESMİ, “Çevreciler, tüketici dernekleri, iktisatçılar ve siyasetçiler, bir yandan toplu tüketimin çevresel ve sosyal bedellerini azaltırken diğer yandan da insanların gereksinimlerini karşılamak için yaratıcı fikirler üretiyorlar. Bireylerin çok fazla ve çok az tüketimin arasını bulmasına yardım etmenin yanı sıra halka açık mal ve hizmetleri, mal yerine hizmet sunmayı, geri dönüştürülmüş maddeler içeren malları ve tüketicilerin doğru seçimler yapmasını vurguluyorlar. Bütün bu önlemler bir araya getirildiğinde, çevreye verilen zararın ve sosyal adaletsizliğin en aza indirgendiği yüksek bir yaşam kalitesine ulaşılabilir. En önemli nokta, yalnızca “ne kadar” tüketim yapıldığına değil, “nasıl” tüketim yapıldığına da eleştirel bir gözle bakabilmektir.” dedi.
Dünya Nüfusuna Üç Milyar İnsanın Ekleneceği Tahmin Ediliyor
Gelişmekte olan ülkelerdeki yüz milyonlarca kişinin yakın gelecekte tüketim toplumuna dahil olacağı gerçeğinin yanı sıra, otomobiller ve evler büyüdükçe ve yeni cihazlar üretildikçe tüketim toplumlarında kişi başına düşen tüketim de artacak. Kişi başına düşen tüketim artarken, insan nüfusu da artacak. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarına doğru dünya nüfusuna üç milyar insanın ekleneceği tahmin ediliyor. Tüketim ve nüfusun ortak etkisi tehlikeli görünüyor ama tüketimi kontrol altına almak nüfusu denetlemekten daha zor. Tahminlere göre, doğum oranları azaldıkça yüzyılın ikinci yarısında nüfus düzeyi yatay ilerleyecek. Fakat tüketim artmaya devam edecek.
Sınırsız Tüketimin Toplumsal Bir Sorundur
TEMA Vakfı; 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü'nde, sınırsız tüketimin toplumsal bir sorun olduğuna ve sadece tüketim peşinde koşmanın hem tüketici toplumlardaki yaşamın kalitesini azaltacağına hem de çocuklarımızın torunlarımızın yani gelecek nesillerimizin temel ihtiyaçlarını karşılama olanaklarının bile ellerinden alınmasına neden olacağına dikkat çekiyor. Bu sorunun çözümü; yaşamımızı sürdürecek kadar tüketip bundan mutlu olabileceğimiz bir toplum düzeni yaratmaktan ve herkesin bu hedefe ulaşmak için birlikte hareket ederek katkı sağlamasından geçiyor. Böylece bizden sonra gelecek tüm canlılara sürdürülebilir bir dünya bırakmış olacağız.
TEMA VAKFI
Kaynakça:
1-TEMA Vakfı Yayınları No:44, Dünyanın Durumu 2004 (Worldwatch Uzmanları)
2-TÜBİTAK-TEMA Vakfı Yayınları No: 5, Ne Kadarı Yeterli? (Alan Thein Durning)
Çarşamba, Mart 14, 2007
Tohumdan Biyodizele - 3
Tohumdan Biyodizel -1 başlıklı yazımda sorduğum 2 numaralı soruya dönersem.
Alternatif Yaşam Çiftliğimin yıllık toplam enerji ihtiyacının tamamını biyodizel kullanarak karşılamak istersem, ihtiyacım olan toplam biyodizel miktarı ne kadar olur?
1) Elektrik.
Elektrik ihtiyacımı biyodizel ile çalıştıracağım dizel jenaratörden sağlayacağım. Biyodizel tüketimimde en önemli kalemi jenaratörün tüketeceği miktar oluşturuyor. (Elektrik ihtiyacını başka alternatif kaynaklar ile karşılama ihtimalini bilahare araştıracağım.)
İki adet jeneratör kullanacağım. 2000 W lık bir jeneratör ve 5000 W lık bir jeneratör.
Herhangi bir cihaz çalıştırmadığım durumda 2000 W lık jeneratörden elde edeceğim enerji bana yeterli olacaktır.
• 2000 W lık bir dizel jenaratörün ortalama fiyatı 1.000 YTL.
• 1 saatteki yakıt tüketim miktarı 0,8 litre.
• 5000 W lık bir dizel jenaratörün ortalama fiyatı 2.500 YTL.
• 1 saatteki yakıt tüketim miktarı 1,4 litre.
Bu iki jeneratörü farklı zamanlarda kullanarak, bir yılda 2700 litre biyodizel kullanarak tüm elektrik ihtiyacımızı karşılayabilirim.
Buzdolabım Chiristine başlıklı yazıyı yazmama sebep bu hesaplamadır.
2) Isınma
200-250 metrekare büyüklüğündeki bir evi ısıtmak için bir saatte yaklaşık 1,5 litre mazot yakacağımı hesapladım.
Günlük ortalama 10 saat ve 100 gün üzerinden hesaplarsam, ısınma için toplam 1500 litre biyodizele ihtiyacım olacak.
* Benzer bir hesaplama bu linkte yapılmış.
3) Ulaşım
Dizel bir arabam olduğu ve Alternatif Yaşam Çiftliğimin şehir merkezine en fazla 100 km uzakta olduğu varsayımı ile,
Haftada bir şehre gitsem, 200 km yol yapacaktır.
Bir yılda 10.400 km.
Dolu bir depo ile 900 km yol yaparsam, 10.400 km gidebilmek için, 12 depo yakıta ihtiyacım olacaktır.
Ortalama bir arabanın deposunun 55 litre olduğunu düşünürsek 660 litre biyodizele ihtiyacım olacak.
Merak etmeyin, evcimen bir insanım. Uzun süre evden çıkmasam sıkılmam.
Sonuç:
Elektrik + Isınma + Ulaşımı toplarsam:
2700 + 1500 + 660 = 4860 litre biyodizele ihtiyacım olacak...
Masrafımız ne?
3.500 YTL jeneratör bedeli.
Tohumdan Biyodizel’e yazılarının sonucu beni meraklandırmaya başladı. Bu projenin uygulanabilir olması için, kaç dönüm tarlaya, ne kadar makina masrafına ve en önemlisi ne kadar insana ihtiyaç duyacağız?
Günün Kitabı : Türkçe OFF / Feyza Hepçilingirler
Günün Albümü : Hot / Squirrel Nut Zippers
Alternatif Yaşam Çiftliğimin yıllık toplam enerji ihtiyacının tamamını biyodizel kullanarak karşılamak istersem, ihtiyacım olan toplam biyodizel miktarı ne kadar olur?
1) Elektrik.
Elektrik ihtiyacımı biyodizel ile çalıştıracağım dizel jenaratörden sağlayacağım. Biyodizel tüketimimde en önemli kalemi jenaratörün tüketeceği miktar oluşturuyor. (Elektrik ihtiyacını başka alternatif kaynaklar ile karşılama ihtimalini bilahare araştıracağım.)
İki adet jeneratör kullanacağım. 2000 W lık bir jeneratör ve 5000 W lık bir jeneratör.
Herhangi bir cihaz çalıştırmadığım durumda 2000 W lık jeneratörden elde edeceğim enerji bana yeterli olacaktır.
• 2000 W lık bir dizel jenaratörün ortalama fiyatı 1.000 YTL.
• 1 saatteki yakıt tüketim miktarı 0,8 litre.
• 5000 W lık bir dizel jenaratörün ortalama fiyatı 2.500 YTL.
• 1 saatteki yakıt tüketim miktarı 1,4 litre.
Bu iki jeneratörü farklı zamanlarda kullanarak, bir yılda 2700 litre biyodizel kullanarak tüm elektrik ihtiyacımızı karşılayabilirim.
Buzdolabım Chiristine başlıklı yazıyı yazmama sebep bu hesaplamadır.
2) Isınma
200-250 metrekare büyüklüğündeki bir evi ısıtmak için bir saatte yaklaşık 1,5 litre mazot yakacağımı hesapladım.
Günlük ortalama 10 saat ve 100 gün üzerinden hesaplarsam, ısınma için toplam 1500 litre biyodizele ihtiyacım olacak.
* Benzer bir hesaplama bu linkte yapılmış.
3) Ulaşım
Dizel bir arabam olduğu ve Alternatif Yaşam Çiftliğimin şehir merkezine en fazla 100 km uzakta olduğu varsayımı ile,
Haftada bir şehre gitsem, 200 km yol yapacaktır.
Bir yılda 10.400 km.
Dolu bir depo ile 900 km yol yaparsam, 10.400 km gidebilmek için, 12 depo yakıta ihtiyacım olacaktır.
Ortalama bir arabanın deposunun 55 litre olduğunu düşünürsek 660 litre biyodizele ihtiyacım olacak.
Merak etmeyin, evcimen bir insanım. Uzun süre evden çıkmasam sıkılmam.
Sonuç:
Elektrik + Isınma + Ulaşımı toplarsam:
2700 + 1500 + 660 = 4860 litre biyodizele ihtiyacım olacak...
Masrafımız ne?
3.500 YTL jeneratör bedeli.
Tohumdan Biyodizel’e yazılarının sonucu beni meraklandırmaya başladı. Bu projenin uygulanabilir olması için, kaç dönüm tarlaya, ne kadar makina masrafına ve en önemlisi ne kadar insana ihtiyaç duyacağız?
Günün Kitabı : Türkçe OFF / Feyza Hepçilingirler
Günün Albümü : Hot / Squirrel Nut Zippers
Salı, Mart 13, 2007
Buzdolabım Chiristine
Buzdolabım Chiristine, kapısı ile parmaklarımı ısırmaya çalıştı dün gece!
Buzdolabım ile aramdaki ilişki, Stephen King’in bir katile dönüşen, 1958 model, Plymounth’u anlattığı romanı Chiristine benzedi iki gündür.
Alternatif Yaşam Çiftliğinin tahmini enerji tüketimini hesaplamaya çalışıyorum iki gündür. Sürekli elektrik olmadan yapamayacak tek kalemin, Buzdolabı olduğunu fark ettim.
Tohumdan Biyodizele 1-2 başlıklı yazılarımda; elektrik ihtiyacımızı biyodizel ile çalışacak jeneratörlerden sağlamayı planlamıştım. Gündüzü hiç elektrik tüketmeden geçirebilirdim. Gece sadece belirli yerlerin ışıkları ve belirli cihazların (çamaşır makinası, fırın, tost makinası gibi) çalışması için, bir süreliğine elektirik üretsem yeterli olacaktı.
Gel gör ki, Buzdolabı Chiristine var! Elektrik tüketimimin olmadığı, gündüz saatleri ve gece yarısından sonraki saatlerde, buzdolabı için sürekli jeneratör çalıştırmak anlamsız olur.
Peki, buzdolapsız yapamaz mıyım?
Aklıma ilk gelen Türkçe’ye çevirisini yaptığım, “Özgürlük, Esneklik ve Alternatif Yaşam” başlıklı yazı geldi. Bu yazıda, Buzdolabı yerine yeraltı mahseni ve kiler kullanıyorlardı. Buzdolapları yoktu. Benzer bir doğal ortamı ben de oluşturabilirim. (Araştıracak bir konu daha çıktı...)
Çocukluğumu hatırladım sonra. Babaannemin yanına, yayla’ya gittim. Tel dolapta saklardı bir çok gıdayı, yayla evinde babaannem.
Buzdolabınızın önünde hayal edin kendinizi. Şimdi kapısını açın buzdolabının. Yukarıdan aşağıya doğru, içinde neler olduğuna ve bunları korumak için sürekli çalışması gereken buzdolabına ne kadar ihtiyacınız olduğunu düşünün. (Buzdolabı sürekli çalışmaz biliyorum, sürekli çalışacak olan jeneratör)
Benim gıdaları korumak için sürekli çalışması gereken bir buzdolabına ihtiyacım yok.
Ya, buzlu bir viski içmek istersem? Jeneratörün çalıştığı süre içinde buzdolabını çalıştırır, buz oluncaya kadar beklerim.
Sonuç:
Buzdolabımız olsun ama sürekli çalışmasın.
- Ya Faik Murat manyak mısın bir buzdolabının tüketeceği elektriği hesaplıyorsun? Bırak buzdolabı şebeke ceryanını kullansın ve sürekli çalışsın.
- Doğru. Bu imkan elimde var zaten. Evdeki belirli prizleri şebeke ceryanı ile besleyebilir ve buzdolabını bu prizlerden birine bağlayabiliriz. Ben enerji bağımsız bir hayat nasıl olurdu diye düşündüm....
Buzdolabım ile aramdaki ilişki, Stephen King’in bir katile dönüşen, 1958 model, Plymounth’u anlattığı romanı Chiristine benzedi iki gündür.
Alternatif Yaşam Çiftliğinin tahmini enerji tüketimini hesaplamaya çalışıyorum iki gündür. Sürekli elektrik olmadan yapamayacak tek kalemin, Buzdolabı olduğunu fark ettim.
Tohumdan Biyodizele 1-2 başlıklı yazılarımda; elektrik ihtiyacımızı biyodizel ile çalışacak jeneratörlerden sağlamayı planlamıştım. Gündüzü hiç elektrik tüketmeden geçirebilirdim. Gece sadece belirli yerlerin ışıkları ve belirli cihazların (çamaşır makinası, fırın, tost makinası gibi) çalışması için, bir süreliğine elektirik üretsem yeterli olacaktı.
Gel gör ki, Buzdolabı Chiristine var! Elektrik tüketimimin olmadığı, gündüz saatleri ve gece yarısından sonraki saatlerde, buzdolabı için sürekli jeneratör çalıştırmak anlamsız olur.
Peki, buzdolapsız yapamaz mıyım?
Aklıma ilk gelen Türkçe’ye çevirisini yaptığım, “Özgürlük, Esneklik ve Alternatif Yaşam” başlıklı yazı geldi. Bu yazıda, Buzdolabı yerine yeraltı mahseni ve kiler kullanıyorlardı. Buzdolapları yoktu. Benzer bir doğal ortamı ben de oluşturabilirim. (Araştıracak bir konu daha çıktı...)
Çocukluğumu hatırladım sonra. Babaannemin yanına, yayla’ya gittim. Tel dolapta saklardı bir çok gıdayı, yayla evinde babaannem.
Buzdolabınızın önünde hayal edin kendinizi. Şimdi kapısını açın buzdolabının. Yukarıdan aşağıya doğru, içinde neler olduğuna ve bunları korumak için sürekli çalışması gereken buzdolabına ne kadar ihtiyacınız olduğunu düşünün. (Buzdolabı sürekli çalışmaz biliyorum, sürekli çalışacak olan jeneratör)
Benim gıdaları korumak için sürekli çalışması gereken bir buzdolabına ihtiyacım yok.
Ya, buzlu bir viski içmek istersem? Jeneratörün çalıştığı süre içinde buzdolabını çalıştırır, buz oluncaya kadar beklerim.
Sonuç:
Buzdolabımız olsun ama sürekli çalışmasın.
- Ya Faik Murat manyak mısın bir buzdolabının tüketeceği elektriği hesaplıyorsun? Bırak buzdolabı şebeke ceryanını kullansın ve sürekli çalışsın.
- Doğru. Bu imkan elimde var zaten. Evdeki belirli prizleri şebeke ceryanı ile besleyebilir ve buzdolabını bu prizlerden birine bağlayabiliriz. Ben enerji bağımsız bir hayat nasıl olurdu diye düşündüm....
Pazar, Mart 11, 2007
Hayvan Kaynakları
Nihat Genç’i, Serdar Akinan ile Skyturk’te yaptıkları “Ne Var, Ne Yok” programında tanıtım. Artık beraber program yapmıyorlar.
Nihat Genç’in "Hayvan Kaynakları" başlıklı yazısını ekliyorum. Kitaplara olan tutkumdan mı bilmiyorum ama uzun metinleri, bilgisayar ekranından okuyamıyorum. Bilgisayarda okuyacağım metin birkaç sayfadan fazla ise çıktı alıp okuyorum. BLOG da yazarken de çok uzun yazmamaya özen gösteriyorum. "Hayvan Kaynakları" yazısının çıktısını aldım, hem okumak için, hem dosyamda saklamak için.
"Hayvan Kaynakları" yazısı neden Alternatif Yaşam arayışında olduğumuzu anlatan en güzel yazılardan biri bence. Bir diğeri "Kızılderililer" başlıklı yazımda yer verdiğim Şef Seatle'in mektubuydu.
Nihat Genç, “Ne Var, Ne Yok” programlarından birinde medyamızın bağımsız olmayışını, medyadaki yazarların ekonomik durumlarına bağlamıştı. Şu an medyada önemli konumda olan ve milyon dolar kazanan yazarların, bu durumlarını koruyabilmek için her türlü yalakalığı yaptığını, istenilen taraflı yazıyı yazdığını belirtmişti. Ve eklemişti “ Tolstoy bir toprak ağası idi ve çok zengindi. Bu yüzden kaygısız ve korkusuzca yazabilmişti” dedi.
Doğduğu andan itibaren hayatının hiçbir döneminde maddi sıkıntı çekmeyeceği garanti olan kişiler, sanata yönlendirileceğine, aile şirketlerine CEO olmaları konusunda yetiştiriliyorlar. Sanatın ve yeteneğin para ile satın alınamayacağını “Aydın Öleceğiz” başlıklı yazımda anlatmıştım. Kendimle çelişiyor muyum? Hayır, çelişmiyorum para insanı virtüöz yapmaz, virtüöz yapacak yeteneği satın alamaz ama gelecek kaygısı olmadan saatlerce gitar çalacak zamanı satın alır. Bir medya yazarı iseniz, korkusuzca ve tarafsızca yazmanızı sağlar.
BLOG yazmak da insana özgürlük sağlıyor. Televizyonda rastladığım bir röportajda “Amerikan halkı Irak’da olanları medyadan degil, BLOG’lardan takip etseydi, Amerika şu an Irak’da olmazdı” denilmişti. Türkçe dışındaki blogları takip etmiyorum, söylenen ne kadar doğru bilemem ama doğru olma ihtimali hayli kuvvetli geliyor bana.
Nihat Genç’in "Hayvan Kaynakları" başlıklı yazısını ekliyorum. Kitaplara olan tutkumdan mı bilmiyorum ama uzun metinleri, bilgisayar ekranından okuyamıyorum. Bilgisayarda okuyacağım metin birkaç sayfadan fazla ise çıktı alıp okuyorum. BLOG da yazarken de çok uzun yazmamaya özen gösteriyorum. "Hayvan Kaynakları" yazısının çıktısını aldım, hem okumak için, hem dosyamda saklamak için.
"Hayvan Kaynakları" yazısı neden Alternatif Yaşam arayışında olduğumuzu anlatan en güzel yazılardan biri bence. Bir diğeri "Kızılderililer" başlıklı yazımda yer verdiğim Şef Seatle'in mektubuydu.
Nihat Genç, “Ne Var, Ne Yok” programlarından birinde medyamızın bağımsız olmayışını, medyadaki yazarların ekonomik durumlarına bağlamıştı. Şu an medyada önemli konumda olan ve milyon dolar kazanan yazarların, bu durumlarını koruyabilmek için her türlü yalakalığı yaptığını, istenilen taraflı yazıyı yazdığını belirtmişti. Ve eklemişti “ Tolstoy bir toprak ağası idi ve çok zengindi. Bu yüzden kaygısız ve korkusuzca yazabilmişti” dedi.
Doğduğu andan itibaren hayatının hiçbir döneminde maddi sıkıntı çekmeyeceği garanti olan kişiler, sanata yönlendirileceğine, aile şirketlerine CEO olmaları konusunda yetiştiriliyorlar. Sanatın ve yeteneğin para ile satın alınamayacağını “Aydın Öleceğiz” başlıklı yazımda anlatmıştım. Kendimle çelişiyor muyum? Hayır, çelişmiyorum para insanı virtüöz yapmaz, virtüöz yapacak yeteneği satın alamaz ama gelecek kaygısı olmadan saatlerce gitar çalacak zamanı satın alır. Bir medya yazarı iseniz, korkusuzca ve tarafsızca yazmanızı sağlar.
BLOG yazmak da insana özgürlük sağlıyor. Televizyonda rastladığım bir röportajda “Amerikan halkı Irak’da olanları medyadan degil, BLOG’lardan takip etseydi, Amerika şu an Irak’da olmazdı” denilmişti. Türkçe dışındaki blogları takip etmiyorum, söylenen ne kadar doğru bilemem ama doğru olma ihtimali hayli kuvvetli geliyor bana.
Tohumdan Biyodizele - 2
Tohumdan Biyodizele – 1 başlıklı yazımda, Alternatif Yaşam Çiftliğinin enerji ihtiyacının tamamını Biyodizel ile karşılamamız durumunda nelere ihtiyaç duyacağımızı, biyodizel üretmenin uygulanabilir olup, olmadığını ve bize fayda sağlayıp, sağlamayacağını belirlemek için araştırma yapacağımı belirtmiştim.
Tohumdan Biyodizel’e kadar ulaşabilmek sandığımdan daha zor ve masraflı olacak görünüyor. Atık yağları kullanmak iyi bir çözüm ama asıl hedefimiz olan kendi kendine yeten, kapalı bir yaşam formuna ters bir durum dışarıdan atık yağ temini. Yapılan bir çalışmaya göre, Antalya’da 3-4-5 yıldızlı otellerden çıkan yağ miktarı aylık 1 ton ile 4 ton arasında. Bu otellerden biri ile bile anlaşılsa, Alternatif Yaşam Çiftliğinin biyodizel üretimi için gerekli olacak hammade yağı temin etmiş olacağız.
Araştırıp, hesaplayıp karar vereceğiz... Uzun bir süreç olacak galiba...
Tohumdan Biyodizele – 1 başlıklı yazımda kendime sorduğum soruların birçoğunun cevabını buldum.
1) Biyodizel üretimi için gerekli olan yağı elde edeceğimiz ürünün belirlenmesi. İlk akla gelen ürün Kanola. Ayçiçeği, mısır ve zeytin diğer alternatifler arasında. Kanola tarımı üzerine araştırmalara başladım.
1) Kanola tarımı üzerine birçok kaynağa ulaşabildim. M.Oktay Kürüm trafından hazırlanan, Çiftçi El Kitabı bu kaynaklardan biri.
2) Alternatif Yaşam Çiftiliğinde biyodizel ile çalıştıracağımız kaloriferin, jenaratörün ve araçların tüketeceği biyodizel miktarının belirlenmesi.
2) Bu konu ile ilgili çalışmalarım devam ediyor. Tohumdan Biyodizele – 3 başlığı ile yazacağım yazımda bu konuyu ele alacağım.
3) Doğru ürünün Kanola olduğu varsayımı ile, gerekli biyodizeli üretebilmek için, kaç dönüm Kanalo dikiminin yapılması gerektiğinin belirlenmesi,
3) Tarımsal Pazarlama sitesi içinde “Biyodizel” kelimesi ile arama yaptım. Biyodizel ile ilgili doyurucu ve bilgilendirici haber ve yazılara bu siteden ulaşabildim. Necmettin Türkoğlu’nun “Biyodizel Üretiminde Yeni Stratejiler” başlıklı yazısında kendime sorduğum soruların cevaplarını bulabildim.
• 1 dönüme atılacak Kanola tohumu miktarı 700 gr ile 1 kg arasında. 1 kg Kanola tohumu fiyatı 10 usd/kg.
• 1 dönümden alınabilecek kanola miktarı 250-400 kg.
4) Hasadı yapılan Kanoladan, ne kadar yağ üretilebileceğinin hesaplanması,
4) Kanola için istenilen yağ oranının %42-50 olması gerektiği belirtilmiş. 1 dönümden elde ettiğimiz kanola miktarının %40 yağ oranına sahip, 250 kg kanola olduğu varsayımı ile hesaplama yaparsak.
250 Kg Kanola’dan, %40 yağ oranı ile 100 kilo yağ elde edebiliriz.
5) Üretilen yağdan ne kadar biyodizel elde edilebileceğinin hesaplanması,
5) 100 kilo yağdan %90 verimlilik ile 90 kilo biyodizel elde ederiz. 90 kilo biyodizel, 102 litre biyodizele eşdeğer geliyor.
6) Biyodizel üretimi sırasında yan ürün olarak elde edilecek gliserinin değerlendirme ve kullanım alanlarının belirlenmesi.
6) Gliserin ile ilgili ayrıca bir yazı yazacağım.
Günün sonunda nereye geldiğimize bakarsak:
• 15 liralık tohum kullanarak 102 litre biyodizel üretebildik.
Kanola tohumu dışındaki masraflarımız neler?
1) Kanola ekimi özel makina ile yapılmalı ki verim alınabilsin, yani ekim için bir makina kiralamamız lazım.
2) Kanola için gerekli olan gübreleme, bakım ve sulama masrafı.
3) Kanola hasadı biçerdöver ile yapılmalı, hasad için biçerdöver kira bedeli.
4) Kanola’yı presleyip yağ haline getirecek makinanın satın alınması.
5) Çıkarılacak yağın konulacağı depoların temin edilmesi.
6) Yağı işleyerek Biyodizel haline getirecek makinanın satın alınması.
7) Elde edilecek biyodizelin konulacağı depoların temin edilmesi.
8) Pres makinası, Biyodizel makinası, yağ ve biyodizel depolarını koyacak bir yerin yapılması….
Eh, epey masraf kalemi varmış.
Yine bana çalışacak ÇOK ödev çıktı.
Günün Kitabı : Yeni Dünya / Sabahattin Ali
Günün Albümü : Hair / Soundtrack
Tohumdan Biyodizel’e kadar ulaşabilmek sandığımdan daha zor ve masraflı olacak görünüyor. Atık yağları kullanmak iyi bir çözüm ama asıl hedefimiz olan kendi kendine yeten, kapalı bir yaşam formuna ters bir durum dışarıdan atık yağ temini. Yapılan bir çalışmaya göre, Antalya’da 3-4-5 yıldızlı otellerden çıkan yağ miktarı aylık 1 ton ile 4 ton arasında. Bu otellerden biri ile bile anlaşılsa, Alternatif Yaşam Çiftliğinin biyodizel üretimi için gerekli olacak hammade yağı temin etmiş olacağız.
Araştırıp, hesaplayıp karar vereceğiz... Uzun bir süreç olacak galiba...
Tohumdan Biyodizele – 1 başlıklı yazımda kendime sorduğum soruların birçoğunun cevabını buldum.
1) Biyodizel üretimi için gerekli olan yağı elde edeceğimiz ürünün belirlenmesi. İlk akla gelen ürün Kanola. Ayçiçeği, mısır ve zeytin diğer alternatifler arasında. Kanola tarımı üzerine araştırmalara başladım.
1) Kanola tarımı üzerine birçok kaynağa ulaşabildim. M.Oktay Kürüm trafından hazırlanan, Çiftçi El Kitabı bu kaynaklardan biri.
2) Alternatif Yaşam Çiftiliğinde biyodizel ile çalıştıracağımız kaloriferin, jenaratörün ve araçların tüketeceği biyodizel miktarının belirlenmesi.
2) Bu konu ile ilgili çalışmalarım devam ediyor. Tohumdan Biyodizele – 3 başlığı ile yazacağım yazımda bu konuyu ele alacağım.
3) Doğru ürünün Kanola olduğu varsayımı ile, gerekli biyodizeli üretebilmek için, kaç dönüm Kanalo dikiminin yapılması gerektiğinin belirlenmesi,
3) Tarımsal Pazarlama sitesi içinde “Biyodizel” kelimesi ile arama yaptım. Biyodizel ile ilgili doyurucu ve bilgilendirici haber ve yazılara bu siteden ulaşabildim. Necmettin Türkoğlu’nun “Biyodizel Üretiminde Yeni Stratejiler” başlıklı yazısında kendime sorduğum soruların cevaplarını bulabildim.
• 1 dönüme atılacak Kanola tohumu miktarı 700 gr ile 1 kg arasında. 1 kg Kanola tohumu fiyatı 10 usd/kg.
• 1 dönümden alınabilecek kanola miktarı 250-400 kg.
4) Hasadı yapılan Kanoladan, ne kadar yağ üretilebileceğinin hesaplanması,
4) Kanola için istenilen yağ oranının %42-50 olması gerektiği belirtilmiş. 1 dönümden elde ettiğimiz kanola miktarının %40 yağ oranına sahip, 250 kg kanola olduğu varsayımı ile hesaplama yaparsak.
250 Kg Kanola’dan, %40 yağ oranı ile 100 kilo yağ elde edebiliriz.
5) Üretilen yağdan ne kadar biyodizel elde edilebileceğinin hesaplanması,
5) 100 kilo yağdan %90 verimlilik ile 90 kilo biyodizel elde ederiz. 90 kilo biyodizel, 102 litre biyodizele eşdeğer geliyor.
6) Biyodizel üretimi sırasında yan ürün olarak elde edilecek gliserinin değerlendirme ve kullanım alanlarının belirlenmesi.
6) Gliserin ile ilgili ayrıca bir yazı yazacağım.
Günün sonunda nereye geldiğimize bakarsak:
• 15 liralık tohum kullanarak 102 litre biyodizel üretebildik.
Kanola tohumu dışındaki masraflarımız neler?
1) Kanola ekimi özel makina ile yapılmalı ki verim alınabilsin, yani ekim için bir makina kiralamamız lazım.
2) Kanola için gerekli olan gübreleme, bakım ve sulama masrafı.
3) Kanola hasadı biçerdöver ile yapılmalı, hasad için biçerdöver kira bedeli.
4) Kanola’yı presleyip yağ haline getirecek makinanın satın alınması.
5) Çıkarılacak yağın konulacağı depoların temin edilmesi.
6) Yağı işleyerek Biyodizel haline getirecek makinanın satın alınması.
7) Elde edilecek biyodizelin konulacağı depoların temin edilmesi.
8) Pres makinası, Biyodizel makinası, yağ ve biyodizel depolarını koyacak bir yerin yapılması….
Eh, epey masraf kalemi varmış.
Yine bana çalışacak ÇOK ödev çıktı.
Günün Kitabı : Yeni Dünya / Sabahattin Ali
Günün Albümü : Hair / Soundtrack
Perşembe, Mart 08, 2007
Mor İnekler
“Bana dayatılan sistemin beni her geçen gün daha derine ittiğinin farkındayım.” demiştim, Alternatif Yaşam Planlamasında yazdığım ilk makalede.
Bu sabah Türkiye’de yeni oluşturulmaya başlanan saatlik kreşler ile ilgili yazıları okuduğumda hissetiğim duygu için doğru kelime, Korku olur. Kızım Derin 11 aylık oldu, bir bebeğin/çocuğun, anne-babanın vaktinin ne kadar büyük bölümünü aldığını, gayet iyi biliyorum. Anne, baba olarak katılmak istediğiniz etkinliklerden, izlemek istediğiniz konser veya filmlerden mahrum kalmamak için sunulan bu hizmete karşı değilim. Çocukların kendi yaşıtları ile olan iletişimlerinin, biz yetişkinlerle olandan çok daha fazla olduğunun, yaşıtları ile oynamanın sosyalleşmeleri için gerekli olduğunun da farkındayım.
Ama bu şekilde değil.
Sıcak sulu yüzme havuzları, türk hamamları, dev ekran plazma televizyonlar, renk renk, çeşit çeşit yüzlerce, binlerce oyuncak çocuğa ne kadar gerçek bir dünya sunar? Üç yaşından itibaren bu kadar lüks içinde yetişen çocuk, ergenliğinde, yetişkinliğinde ne ile tatmin olur?
İnternette 80’li yıllar ile ilgili birkaç farklı mesaj ve powerpoint dosyası dolaşıyor. Benim gibi şimdi otuzlu yaşlarını yaşayan ve artık bir çoğu anne-baba olan 80 kuşağı, bu mesaj ve sunumları tebessümle okuyor.
70 li yılların kaotik siyasi ortamını yaşamamış, 90 lı yılların hızlı teknolojik gelişmelerine, marka bombardımanına ve tüketim çılgınlığına kapılmamış bir kuşak 80 liler. Şanslı sayıyorum kendimi.
İsviçre’de yapılan bir ankette azımsanmayacak sayıda çocuğun ineklerin mor olduğunu zannettiklerini okumuştum. Alternatif Yaşam, doğa ve dünyanın gerçeklerinden uzaklaşmadan, aydın, “okur-yazar”, üretken ve sorumlu bireylerin yetişebilmesini sağlayacak ortamı hazırlayabilmeli.
Ben kızım Derin’in dut ağacı silkelendiğinde, dutların yere düşmemesi için, ağacının altına açılan çarşafın ucundan tutmasını istiyorum. Cevizin yeşil dış kabuğunun eli boyadığını bilsin istiyorum. Rüzgarla sallanan kavak yapraklarının çıkardığı sesi bilsin istiyorum. Ve ineklerin mor olmadığını bilsin istiyorum.
Günün Kitabı : Puslu Kıtalar Atlası / Ihsan Oktay Anar
Günün Albümü : Momentum / Jashua Redman Elestic Band
Bu sabah Türkiye’de yeni oluşturulmaya başlanan saatlik kreşler ile ilgili yazıları okuduğumda hissetiğim duygu için doğru kelime, Korku olur. Kızım Derin 11 aylık oldu, bir bebeğin/çocuğun, anne-babanın vaktinin ne kadar büyük bölümünü aldığını, gayet iyi biliyorum. Anne, baba olarak katılmak istediğiniz etkinliklerden, izlemek istediğiniz konser veya filmlerden mahrum kalmamak için sunulan bu hizmete karşı değilim. Çocukların kendi yaşıtları ile olan iletişimlerinin, biz yetişkinlerle olandan çok daha fazla olduğunun, yaşıtları ile oynamanın sosyalleşmeleri için gerekli olduğunun da farkındayım.
Ama bu şekilde değil.
Sıcak sulu yüzme havuzları, türk hamamları, dev ekran plazma televizyonlar, renk renk, çeşit çeşit yüzlerce, binlerce oyuncak çocuğa ne kadar gerçek bir dünya sunar? Üç yaşından itibaren bu kadar lüks içinde yetişen çocuk, ergenliğinde, yetişkinliğinde ne ile tatmin olur?
İnternette 80’li yıllar ile ilgili birkaç farklı mesaj ve powerpoint dosyası dolaşıyor. Benim gibi şimdi otuzlu yaşlarını yaşayan ve artık bir çoğu anne-baba olan 80 kuşağı, bu mesaj ve sunumları tebessümle okuyor.
70 li yılların kaotik siyasi ortamını yaşamamış, 90 lı yılların hızlı teknolojik gelişmelerine, marka bombardımanına ve tüketim çılgınlığına kapılmamış bir kuşak 80 liler. Şanslı sayıyorum kendimi.
İsviçre’de yapılan bir ankette azımsanmayacak sayıda çocuğun ineklerin mor olduğunu zannettiklerini okumuştum. Alternatif Yaşam, doğa ve dünyanın gerçeklerinden uzaklaşmadan, aydın, “okur-yazar”, üretken ve sorumlu bireylerin yetişebilmesini sağlayacak ortamı hazırlayabilmeli.
Ben kızım Derin’in dut ağacı silkelendiğinde, dutların yere düşmemesi için, ağacının altına açılan çarşafın ucundan tutmasını istiyorum. Cevizin yeşil dış kabuğunun eli boyadığını bilsin istiyorum. Rüzgarla sallanan kavak yapraklarının çıkardığı sesi bilsin istiyorum. Ve ineklerin mor olmadığını bilsin istiyorum.
Günün Kitabı : Puslu Kıtalar Atlası / Ihsan Oktay Anar
Günün Albümü : Momentum / Jashua Redman Elestic Band
Salı, Mart 06, 2007
2012 ve Basın. Bakmak, Görmek...
İçerik olarak doyurmayan bir haber olsa da, ara ara 2012 ile ilgili haberleri gazete, dergilerde görüyorum. Bu haber de onlardan biri.
2012 yılına kadar bazı şeyler değişecek ise, yakın gelecekte görebilen gözler etkilerini hissetmeye başlayacak. Bu sene kış yaşamamamızın tek sebebi Küresel ısınma olmayabilir diye düşünmeden edemiyorum.
2012 yılına kadar bazı şeyler değişecek ise, yakın gelecekte görebilen gözler etkilerini hissetmeye başlayacak. Bu sene kış yaşamamamızın tek sebebi Küresel ısınma olmayabilir diye düşünmeden edemiyorum.
Pazar, Mart 04, 2007
Tohumdan Biyodizele - 1
Tohumdan biyodizel’e nasıl ulaşabiliriz?
1) Biyodizel üretimi için gerekli olan yağı elde edeceğimiz ürünün belirlenmesi. İlk akla gelen ürün Kanola. Ayçiçeği, mısır ve zeytin diğer alternatifler arasında. Kanola tarımı üzerine araştırmalara başladım.
2) Alternatif Yaşam Çiftiliğinde biyodizel ile çalıştıracağımız kaloriferin, jenaratörün ve araçların tüketeceği biyodizel miktarının belirlenmesi.
3) Doğru ürünün Kanola olduğu varsayımı ile, gerekli biyodizeli üretebilmek için, kaç dönüm Kanalo dikiminin yapılması gerektiğinin belirlenmesi,
4) Hasadı yapılan Kanoladan, ne kadar yağ üretilebileceğinin hesaplanması,
5) Üretilen yağdan ne kadar biyodizel elde edilebileceğinin hesaplanması,
6) Biyodizel üretimi sırasında yan ürün olarak elde edilecek gliserinin değerlendirme ve kullanım alanlarının belirlenmesi.
İşte önümüzdeki günlerde kendime görev edindiğim başlıklar. Cevapları buldukça sizlerle paylaşacağım.
Bana kolay gele....
Günün Kitabı : Gılgameş
Günün Albümü : Herbie Hancock / New Standart
1) Biyodizel üretimi için gerekli olan yağı elde edeceğimiz ürünün belirlenmesi. İlk akla gelen ürün Kanola. Ayçiçeği, mısır ve zeytin diğer alternatifler arasında. Kanola tarımı üzerine araştırmalara başladım.
2) Alternatif Yaşam Çiftiliğinde biyodizel ile çalıştıracağımız kaloriferin, jenaratörün ve araçların tüketeceği biyodizel miktarının belirlenmesi.
3) Doğru ürünün Kanola olduğu varsayımı ile, gerekli biyodizeli üretebilmek için, kaç dönüm Kanalo dikiminin yapılması gerektiğinin belirlenmesi,
4) Hasadı yapılan Kanoladan, ne kadar yağ üretilebileceğinin hesaplanması,
5) Üretilen yağdan ne kadar biyodizel elde edilebileceğinin hesaplanması,
6) Biyodizel üretimi sırasında yan ürün olarak elde edilecek gliserinin değerlendirme ve kullanım alanlarının belirlenmesi.
İşte önümüzdeki günlerde kendime görev edindiğim başlıklar. Cevapları buldukça sizlerle paylaşacağım.
Bana kolay gele....
Günün Kitabı : Gılgameş
Günün Albümü : Herbie Hancock / New Standart
Cuma, Mart 02, 2007
Çelik Taşıyıcı Sistemli Binalar
Eston Villa hafif çelik taşıyıcı sistem ile ev üreten bir firma. Alternatif Yaşam Planlaması için doğru yapı seçeneği olabilir mi? Emin değilim. Firmanın sitesindeki tüm evler çok güzel, ancak hayalimdeki Alternatif Yaşam Çiftlik evi için "Fazla" diye düşünüyorum.
Prefabrik evler ve çelik taşıyıcı sistemli binaları hakkında konuştuğum bir arkadaşım
- Amerika'da kasırgalarda uçuşan evler değil mi onlar? demişti.
- Evet, sanırım o evlerin öyle bir sorunu var, demiştim.
Türkiye'de hortum veya kasırga oluşma ihtimali hayli düşük. Antalya, Mersin taraflarında arada sırada deniz üzerinde hortum oluşuyor ama karaya çıkıp, içerilere girdikleri çok nadir. 2-3 sene önce Ankara yakınlarında bir hortumun olduğu ve ölümlü hasar verdiğini hatırlıyorum.
Hafif çelik taşıyıcı sistemli yapıların deprem dayanıklığının çok fazla olduğu kesin.
Betonarme yapıların anahtar teslim metrekare maliyetini bilmiyorum. Muhtemelen hafif çelik taşıyıcı sistemli yapılara göre daha ucuz diye düşünüyorum.
Firmanın taahüt vererek, 90 günde binayı teslim etmesi ise büyük bir avantaj diye düşünüyorum.
BİYODİZEL: Alternatif Yaşam Kaynağı
Yaptığım araştırmaların sonucunda Alternatif Yaşam Planlamasında kullanılacak Enerji için en uygun çözümün Biyodizel olduğunu düşünüyorum. Hatta herşey o kadar uygun görünüyor ki, yine meşhur soru kafama takılıyor.
- Bu kadar kolay, faydalı ve ulaşılabilir ise niye üretimi ve kullanımı yaygın değil? Kesin vardır bu işte bir hinlik.
Düşünün Alternatif Yaşam Çiftliğinde;
* Isınmayı biyodizel ile çalışan kaloriferden sağlıyoruz.
* Elektriği biyodizel ile çalışan jenaratörden karşılıyoruz.
* Kullandığımız arabada ve tarla makinalarında biyodizel kullanıyoruz.
Alternatif Yaşam Planlamasında dışa bağımlılığımızdaki en önemli kalem olan ENERJİ temin edebilme sorununu çözmüş görünüyoruz...
Gelelim teorik olarak işleyişe.
Hammadde için:
a) Kapı kapı dolaşıp, daha önceden anlaştığımız yerlerden atık yağ toplarız.
b) En kalitesiz bitkisel yağları üretim yerlerinden veya perakende alırız.
c) Ziraatini yapacağımız ürünlerin yağını çıkarır, kullanırız.
a ve b seçenekleri tam bağımsız seçenekler değiller.
c seçeneği için biyodizel üretiminde en verimli ürünlerden biri olan Kanalo tarımı yapılabilir. Hasadı yapılacak Kanalo'yı işleyerek yağ haline getirecek makinayı yaptığım araştırma sonucu buldum.
Temin ettiğimiz yağı işleyecek ve biyodizel haline getirecek makinaları üreten birçok firma var. Köprülü Makina, biyodieselturk sayfasi ilk gözüme takılanlar. Biodieselturk sayfasından "Deneme Kiti" satın alarak bu işe evde başlayabilirsiniz. "Deneme Kiti" sayfasının sonunda yer alan tavsiyeler, neden ben de başarmayayım diye düşündürüyor.
Biyodizel ile ilgili yazılarım ve araştırmalarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Biyodizel üretimi ile ilgili şema ve bilgiyi aşağıya kopyaladım. Daha detaylı bilgiye Elektirik İşleri Etüd İdaresi web sayfasından ulaşabilirsiniz.
- - - - - - - -
TÜKETİCİ ÖLÇEKLİ BİYODİZEL ÜRETİM SİSTEMİ
Biyodizel üretiminin çeşitli metodları olmakla birlikte günümüzde en yaygın olarak kullanılan yöntem transesterifikasyon yöntemidir (Şekil 1). Transesterifikasyon; yağ asitlerinin (bitkisel yağlar, evsel atık yağlar, hayvansal yağlar) bazik bir katalizör eşliğinde alkol (metanol,etanol vb.) ile esterleşme reaksiyonudur.
Bu yöntem ile biyodizel üretiminde aşağıdaki işlem basamakları takip edilmektedir.
1. Alkol ve katalizörün karıştırılması: Katalizör tipik olarak sodyum hidroksit (kostik soda) veya potasyum hidroksittir. Katalizör standart bir karıştırıcı ve mikser kullanılarak alkol içerisinde çözülür.
2. Reaksiyon: Alkol/katalizör karışımı kapalı reaksiyon kabı içerisine doldurulur ve bitkisel veya hayvansal yağ ilave edilir. Daha sonra alkol kaybını önlemek amacıyla sistem tamamen atmosfere kapatılır. Reaksiyon karışımı, reaksiyonu hızlandırmak amacıyla belli bir sıcaklıkta tutulur ve reaksiyon gerçekleşir. Önerilen reaksiyon süresi 1 ile 8 saat arasında değişmektedir ve bazı sistemler reaksiyonun oda sıcaklığında olmasını gerektirir. Hayvansal veya bitkisel yağların kendi esterlerine tamamen dönüştürülmesinden emin olunmasını sağlamak için normal olarak fazla alkol kullanılır.
Beslemedeki hayvansal veya bitkisel yağların içerisindeki su ve serbest yağ asitlerinin miktarının izlenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Serbest yağ asiti veya su seviyesinin yüksek olması sabun oluşumu ve gliserin yan ürününün alt akım olarak ayrılması problemlerine neden olabilir.
3. Ayırma : Reaksiyon tamamlandıktan sonra iki ana ürün gliserin ve biyodizeldir. Her biri reaksiyonda kullanılan miktardan arta kalan önemli miktarda metanol içerir. Gerek görülürse bazen reaksiyon karışımı bu basamakta nötralize edilir. Gliserin fazının yoğunluğu, biyodizel fazınınkinden çok daha fazla olduğundan bu iki faz gravite ile ayırılabilir ve gliserin fazı çöktürme kabının dibinden kolayca çekilebilir. Bazı durumlarda bu iki malzemeyi daha hızlı ayırmak amacıyla santrifüj kullanılır.
4. Alkolün uzaklaştırılması: Gliserin ve biyodizel fazları ayrıldıktan sonra her bir fazdaki fazla alkol bir flaş buharlaştırma veya distilasyon prosesi ile uzaklaştırılır. Diğer sistemlerde, önce alkol uzaklaştırılır ve sonra reaksiyon karışımı nötralize edilir ve gliserin ve ester fazları ayırılır. Her iki durumda da alkol distilasyon donanımı kullanılarak geri kazanılır ve tekrar kullanılır. Geri kazanılan alkol akımı içerisinde hiç su birikimi olmadığından emin olunmalıdır.
5. Gliserin Nötralizasyonu: Gliserin yan ürünü, kullanılmamış katalizör ve bir asit ile nötralize edilmiş sabunlar içerir ve ham gliserin olarak depolanmak üzere depolamaya gönderilir. Bazı durumlarda bu fazın geri kazanılması sırasında oluşan tuz, gübre olarak kullanılmak üzere geri kazanılır. Pek çok durumda tuz gliserin içerisinde bırakılır. Su ve alkol, ham gliserin olarak satışa hazır olan % 80-88 saflıkta gliserin elde etmek amacıyla uzaklaştırılır. Daha sofistike işlemlerde gliserin %99 veya daha yüksek saflığa kadar distillenir ve kozmetik ve ilaç sektörüne satılır.
6. Metil ester yıkama işlemi : Gliserinden ayırıldıktan sonra biyodizel bazen kalıntı katalizör ve sabunları uzaklaştırmak amacıyla ılık suyla yavaşça yıkanır, suyu uzaklaştırılır ve depolamaya gönderilir. Bazı proseslerde bu basamak gereksizdir. Bu normal olarak, açık amber-sarı renkte, petrodizele yakın viskoziteli bir sıvı veren üretim prosesinin sonudur. Bazı sistemlerde de biyodizel distillenir ve renksiz bir biyodizel üretmek amacıyla küçük miktarlardaki renkli cisimleri uzaklaştırmak için ilave bir basamak daha yer alır.
100 Litre/Parti Ölçekli Biyodizel Üretim Sistemi
Bu bölümde örnek olarak 100 litre/parti üretim kapasitesine sahip kesikli-küçük ölçekli biyodizel üretim tesisine ait teknik bilgiler, ürün kaliteleri ve standartları, yan ürün değerlendirme imkanları ve yatırım fizibilitesi detaylı olarak açıklanmıştır.
Üreticiler kendi dizel yakıt ihtiyaçlarını karşılayabilmek için biyodizel üretim ünitesini yurt dışından komple satın alabilirler veya yerli sanayi imkanları ile imal ettirebilirler.
Ayrıca, küçük ölçekli üretim proses şemasındaki elemanlara ilave olarak metanol ve katalizör tekneleri, biyodizel kalitesini test edebilmek için laboratuvar malzemeleri gibi ek donanımlara da ihtiyaç duyulmaktadır.
Biyodizel Üretim Prosesi Blok Şeması
100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretimine ait biyodizel üretim proses şeması Şekil 4'de gösterildiği gibidir.
100 litre/parti Kapasiteli Biyodizel Üretim Tesisi İçin Üretim ve
Depolama Üniteleri
" Yağ çıkarma makinası
Çiftçi kendi dizel yakıt ihtiyacını 100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretim tesisinden karşılamak isterse 10-15 litre/saat kapasitesinde olan bir adet mini yağ çıkarma makinası satın almalıdır. Biyodizel üretim miktarına bağlı olarak çeşitli kapasitelerde mini yağ çıkarma makinaları piyasadan temin edilebilir. Yağlı tohum bitkisinden yağ eldesi sırasında yan ürün olarak elde edilen küspe için özel depolama ünitesine gerek yoktur.
" Ham Yağ Depolama Tankı
Üreticinin 3 günlük ham yağ ihtiyacının stoklanması amacıyla kullanılan ham yağ depolama tankı 300 litre kapsitesinde olmalıdır. Bu amaçla piyasada çok ucuza temin edilebilecek madeni yağ varilleri kullanılabilir.
" Atık Yağ Depolama Tankı
Ham yağ depolama tankına ilaveten aynı özelliklere sahip (150 litrelik) iki adet madeni yağ varili kullanılabilir. Atık yağlar bünyesinde su barındırdığından su bileşeninin uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu amaçla atık yağ depolama tankları yerel imkanlarla (odun, tezek, üretilen biyodizel gibi kaynaklar kullanılarak) 100 ºC nin üstünde belli bir süre ısıtılmalıdır.
-------
Proses Akım Şeması
1. YAĞ ÇIKARMA MAKİNASI
2. BİTKİSEL ve ATIK YAĞ DEPOLAMA TANKLARI
3. FİLTRE
4. REAKTÖR & AYRIŞTIRMA TANKI
5. FİLTRE
6. GLİSERİN DEPOLAMA TANKI
7. BİYODİZEL YIKAMA ÜNİTESİ
8. BİYODİZEL DEPOLAMA TANKI
9. RÖGAR
---------
" Filtre
Reaktör & Ayrıştırma tankına alınacak ham veya atık yağın içersindeki katı atıkların tutulması için belirli teknik özelliklerde olan filtre kullanılmalıdır. Aynı şekilde biyodizel yıkama tankına alınan biyodizel de 5 mikronluk filtreler kullanılarak filtrelenmelidir.
" Reaktör & Ayrıştırma Tankı
Reaktör & Ayrıştırma tankı 150 litre kapasiteli paslanmaz çelikten silindirik olacak şekilde imal edilmiş, ısıtıcılı ve karıştırıcılı bir tank olup bunun alt kısmı gliserin kazanımı için konikleştirilmiş olmalıdır. Ayrıca bu tank çift cidarlı ve ısı yalıtımlı olarak dizayn edilmelidir.
" Gliserin Depolama Tankı
100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretim tesisinde yan ürün olarak ortaya çıkacak gliserinin depolanması ve pazarlanması için 18 günlük üretime karşılık gelen 180 litre gliserini depolayabilecek depolama tankı temin edilmelidir. Bu amaçla 150 litre kapasiteli iki adet madeni yağ varili kullanılabilir.
" Biyodizel Yıkama Tankı
Reaktör & Ayrıştırma tankında belli bir sürede ve sıcaklıkta karıştırılan bileşik yine belli bir süre dinlendirilerek gliserin ve biodizelin ayrıştırılması sağlanır. Gliserin, gliserin depolama tankına alındıktan sonra biyodizel biyodizel yıkama tankına alınır. Bu tank paslanmaz çelikten ince-uzun olacak şekilde ve duşlu mekanizmalı olarak imal edilmelidir.
100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretim tesisindeki biyodizel yıkama tankı kapasitesi su hacmi ve ölü hacim dikkate alındığında 180 litre olmalıdır.
" Biyodizel Depolama Tankı
Biyodizel temiz, kuru, karanlık bir ortamda depolanmalı, aşırı sıcaktan kaçınılmalıdır. Depo tankı malzemesi olarak yumuşak çelik, paslanmaz çelik, florlanmış polietilen ve florlanmış polipropilen seçilebilir. Üretici 1 ayda ürettiği biyodizeli depolayabilmek için 3 m3 hacminde bir depolama tankı imal ettirmelidir.
- Bu kadar kolay, faydalı ve ulaşılabilir ise niye üretimi ve kullanımı yaygın değil? Kesin vardır bu işte bir hinlik.
Düşünün Alternatif Yaşam Çiftliğinde;
* Isınmayı biyodizel ile çalışan kaloriferden sağlıyoruz.
* Elektriği biyodizel ile çalışan jenaratörden karşılıyoruz.
* Kullandığımız arabada ve tarla makinalarında biyodizel kullanıyoruz.
Alternatif Yaşam Planlamasında dışa bağımlılığımızdaki en önemli kalem olan ENERJİ temin edebilme sorununu çözmüş görünüyoruz...
Gelelim teorik olarak işleyişe.
Hammadde için:
a) Kapı kapı dolaşıp, daha önceden anlaştığımız yerlerden atık yağ toplarız.
b) En kalitesiz bitkisel yağları üretim yerlerinden veya perakende alırız.
c) Ziraatini yapacağımız ürünlerin yağını çıkarır, kullanırız.
a ve b seçenekleri tam bağımsız seçenekler değiller.
c seçeneği için biyodizel üretiminde en verimli ürünlerden biri olan Kanalo tarımı yapılabilir. Hasadı yapılacak Kanalo'yı işleyerek yağ haline getirecek makinayı yaptığım araştırma sonucu buldum.
Temin ettiğimiz yağı işleyecek ve biyodizel haline getirecek makinaları üreten birçok firma var. Köprülü Makina, biyodieselturk sayfasi ilk gözüme takılanlar. Biodieselturk sayfasından "Deneme Kiti" satın alarak bu işe evde başlayabilirsiniz. "Deneme Kiti" sayfasının sonunda yer alan tavsiyeler, neden ben de başarmayayım diye düşündürüyor.
Biyodizel ile ilgili yazılarım ve araştırmalarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Biyodizel üretimi ile ilgili şema ve bilgiyi aşağıya kopyaladım. Daha detaylı bilgiye Elektirik İşleri Etüd İdaresi web sayfasından ulaşabilirsiniz.
- - - - - - - -
TÜKETİCİ ÖLÇEKLİ BİYODİZEL ÜRETİM SİSTEMİ
Biyodizel üretiminin çeşitli metodları olmakla birlikte günümüzde en yaygın olarak kullanılan yöntem transesterifikasyon yöntemidir (Şekil 1). Transesterifikasyon; yağ asitlerinin (bitkisel yağlar, evsel atık yağlar, hayvansal yağlar) bazik bir katalizör eşliğinde alkol (metanol,etanol vb.) ile esterleşme reaksiyonudur.
Bu yöntem ile biyodizel üretiminde aşağıdaki işlem basamakları takip edilmektedir.
1. Alkol ve katalizörün karıştırılması: Katalizör tipik olarak sodyum hidroksit (kostik soda) veya potasyum hidroksittir. Katalizör standart bir karıştırıcı ve mikser kullanılarak alkol içerisinde çözülür.
2. Reaksiyon: Alkol/katalizör karışımı kapalı reaksiyon kabı içerisine doldurulur ve bitkisel veya hayvansal yağ ilave edilir. Daha sonra alkol kaybını önlemek amacıyla sistem tamamen atmosfere kapatılır. Reaksiyon karışımı, reaksiyonu hızlandırmak amacıyla belli bir sıcaklıkta tutulur ve reaksiyon gerçekleşir. Önerilen reaksiyon süresi 1 ile 8 saat arasında değişmektedir ve bazı sistemler reaksiyonun oda sıcaklığında olmasını gerektirir. Hayvansal veya bitkisel yağların kendi esterlerine tamamen dönüştürülmesinden emin olunmasını sağlamak için normal olarak fazla alkol kullanılır.
Beslemedeki hayvansal veya bitkisel yağların içerisindeki su ve serbest yağ asitlerinin miktarının izlenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Serbest yağ asiti veya su seviyesinin yüksek olması sabun oluşumu ve gliserin yan ürününün alt akım olarak ayrılması problemlerine neden olabilir.
3. Ayırma : Reaksiyon tamamlandıktan sonra iki ana ürün gliserin ve biyodizeldir. Her biri reaksiyonda kullanılan miktardan arta kalan önemli miktarda metanol içerir. Gerek görülürse bazen reaksiyon karışımı bu basamakta nötralize edilir. Gliserin fazının yoğunluğu, biyodizel fazınınkinden çok daha fazla olduğundan bu iki faz gravite ile ayırılabilir ve gliserin fazı çöktürme kabının dibinden kolayca çekilebilir. Bazı durumlarda bu iki malzemeyi daha hızlı ayırmak amacıyla santrifüj kullanılır.
4. Alkolün uzaklaştırılması: Gliserin ve biyodizel fazları ayrıldıktan sonra her bir fazdaki fazla alkol bir flaş buharlaştırma veya distilasyon prosesi ile uzaklaştırılır. Diğer sistemlerde, önce alkol uzaklaştırılır ve sonra reaksiyon karışımı nötralize edilir ve gliserin ve ester fazları ayırılır. Her iki durumda da alkol distilasyon donanımı kullanılarak geri kazanılır ve tekrar kullanılır. Geri kazanılan alkol akımı içerisinde hiç su birikimi olmadığından emin olunmalıdır.
5. Gliserin Nötralizasyonu: Gliserin yan ürünü, kullanılmamış katalizör ve bir asit ile nötralize edilmiş sabunlar içerir ve ham gliserin olarak depolanmak üzere depolamaya gönderilir. Bazı durumlarda bu fazın geri kazanılması sırasında oluşan tuz, gübre olarak kullanılmak üzere geri kazanılır. Pek çok durumda tuz gliserin içerisinde bırakılır. Su ve alkol, ham gliserin olarak satışa hazır olan % 80-88 saflıkta gliserin elde etmek amacıyla uzaklaştırılır. Daha sofistike işlemlerde gliserin %99 veya daha yüksek saflığa kadar distillenir ve kozmetik ve ilaç sektörüne satılır.
6. Metil ester yıkama işlemi : Gliserinden ayırıldıktan sonra biyodizel bazen kalıntı katalizör ve sabunları uzaklaştırmak amacıyla ılık suyla yavaşça yıkanır, suyu uzaklaştırılır ve depolamaya gönderilir. Bazı proseslerde bu basamak gereksizdir. Bu normal olarak, açık amber-sarı renkte, petrodizele yakın viskoziteli bir sıvı veren üretim prosesinin sonudur. Bazı sistemlerde de biyodizel distillenir ve renksiz bir biyodizel üretmek amacıyla küçük miktarlardaki renkli cisimleri uzaklaştırmak için ilave bir basamak daha yer alır.
100 Litre/Parti Ölçekli Biyodizel Üretim Sistemi
Bu bölümde örnek olarak 100 litre/parti üretim kapasitesine sahip kesikli-küçük ölçekli biyodizel üretim tesisine ait teknik bilgiler, ürün kaliteleri ve standartları, yan ürün değerlendirme imkanları ve yatırım fizibilitesi detaylı olarak açıklanmıştır.
Üreticiler kendi dizel yakıt ihtiyaçlarını karşılayabilmek için biyodizel üretim ünitesini yurt dışından komple satın alabilirler veya yerli sanayi imkanları ile imal ettirebilirler.
Ayrıca, küçük ölçekli üretim proses şemasındaki elemanlara ilave olarak metanol ve katalizör tekneleri, biyodizel kalitesini test edebilmek için laboratuvar malzemeleri gibi ek donanımlara da ihtiyaç duyulmaktadır.
Biyodizel Üretim Prosesi Blok Şeması
100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretimine ait biyodizel üretim proses şeması Şekil 4'de gösterildiği gibidir.
100 litre/parti Kapasiteli Biyodizel Üretim Tesisi İçin Üretim ve
Depolama Üniteleri
" Yağ çıkarma makinası
Çiftçi kendi dizel yakıt ihtiyacını 100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretim tesisinden karşılamak isterse 10-15 litre/saat kapasitesinde olan bir adet mini yağ çıkarma makinası satın almalıdır. Biyodizel üretim miktarına bağlı olarak çeşitli kapasitelerde mini yağ çıkarma makinaları piyasadan temin edilebilir. Yağlı tohum bitkisinden yağ eldesi sırasında yan ürün olarak elde edilen küspe için özel depolama ünitesine gerek yoktur.
" Ham Yağ Depolama Tankı
Üreticinin 3 günlük ham yağ ihtiyacının stoklanması amacıyla kullanılan ham yağ depolama tankı 300 litre kapsitesinde olmalıdır. Bu amaçla piyasada çok ucuza temin edilebilecek madeni yağ varilleri kullanılabilir.
" Atık Yağ Depolama Tankı
Ham yağ depolama tankına ilaveten aynı özelliklere sahip (150 litrelik) iki adet madeni yağ varili kullanılabilir. Atık yağlar bünyesinde su barındırdığından su bileşeninin uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu amaçla atık yağ depolama tankları yerel imkanlarla (odun, tezek, üretilen biyodizel gibi kaynaklar kullanılarak) 100 ºC nin üstünde belli bir süre ısıtılmalıdır.
-------
Proses Akım Şeması
1. YAĞ ÇIKARMA MAKİNASI
2. BİTKİSEL ve ATIK YAĞ DEPOLAMA TANKLARI
3. FİLTRE
4. REAKTÖR & AYRIŞTIRMA TANKI
5. FİLTRE
6. GLİSERİN DEPOLAMA TANKI
7. BİYODİZEL YIKAMA ÜNİTESİ
8. BİYODİZEL DEPOLAMA TANKI
9. RÖGAR
---------
" Filtre
Reaktör & Ayrıştırma tankına alınacak ham veya atık yağın içersindeki katı atıkların tutulması için belirli teknik özelliklerde olan filtre kullanılmalıdır. Aynı şekilde biyodizel yıkama tankına alınan biyodizel de 5 mikronluk filtreler kullanılarak filtrelenmelidir.
" Reaktör & Ayrıştırma Tankı
Reaktör & Ayrıştırma tankı 150 litre kapasiteli paslanmaz çelikten silindirik olacak şekilde imal edilmiş, ısıtıcılı ve karıştırıcılı bir tank olup bunun alt kısmı gliserin kazanımı için konikleştirilmiş olmalıdır. Ayrıca bu tank çift cidarlı ve ısı yalıtımlı olarak dizayn edilmelidir.
" Gliserin Depolama Tankı
100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretim tesisinde yan ürün olarak ortaya çıkacak gliserinin depolanması ve pazarlanması için 18 günlük üretime karşılık gelen 180 litre gliserini depolayabilecek depolama tankı temin edilmelidir. Bu amaçla 150 litre kapasiteli iki adet madeni yağ varili kullanılabilir.
" Biyodizel Yıkama Tankı
Reaktör & Ayrıştırma tankında belli bir sürede ve sıcaklıkta karıştırılan bileşik yine belli bir süre dinlendirilerek gliserin ve biodizelin ayrıştırılması sağlanır. Gliserin, gliserin depolama tankına alındıktan sonra biyodizel biyodizel yıkama tankına alınır. Bu tank paslanmaz çelikten ince-uzun olacak şekilde ve duşlu mekanizmalı olarak imal edilmelidir.
100 litre/parti kapasiteli biyodizel üretim tesisindeki biyodizel yıkama tankı kapasitesi su hacmi ve ölü hacim dikkate alındığında 180 litre olmalıdır.
" Biyodizel Depolama Tankı
Biyodizel temiz, kuru, karanlık bir ortamda depolanmalı, aşırı sıcaktan kaçınılmalıdır. Depo tankı malzemesi olarak yumuşak çelik, paslanmaz çelik, florlanmış polietilen ve florlanmış polipropilen seçilebilir. Üretici 1 ayda ürettiği biyodizeli depolayabilmek için 3 m3 hacminde bir depolama tankı imal ettirmelidir.
Denizyıldızı
Dün sabah cep telefonumun hatırlatma bölümüne 19:50 için not yazdım. Hoş hatırlatmaya gerek kalmadı, 19:20'dan itibaren saati takip etmeye başladım.
19:50'de Derin'in (kızım)üzerini giydirdik, üstümüzü giydik.
19:55'de evin ana sigortasını kapattım. Dışarı çıktık. Mahallede bizim dışımızdaki tüm evlerin ışığı yanıyordu. Sahile doğru yürüdük. Evimizin olduğu yerden tüm İzmir körfezini ve Çeşmealtını görebiliyoruz. Görebildiğimiz bu geniş alanda, eyleme katılımı hissedebileceğimiz, belirgin bir karanlık yoktu. Arabalar gelip, geçmeye devam ediyorlardı.
Aklıma denizyıldızının hikayesi geldi. Kendimi hikayede, denize geri atılan denizyıldızı gibi hissettim. Evet, bir tek benim ailem katılmış olsa da bizim için birşey değişti.
20:00 a kadar çevremizi seyrettik. Eve döndük. Ana sigortayı geri açtım. Enerji tüm eve geri döndü. ŞİMDİLİK...
Geçen sene Eylül ayı içindeydi sanırım, Bir gün boyunca benzin almama eylemi yapılmıştı. Yine kimse katılmamıştı. Yaşasın dünyanın en pahalı benzini...
Alternatif Yaşam Planlaması'nı mikro boyutta, bireysel bir oluşum olarak planlamamızın nedeni de bu.
Farklı yerlerde, aynı veri tabanını kullanan, birbirleri ile etkileşim ve bilgi alış verişini sürdüren Alternatif Yaşamlar oluşacak. Bireysel Alternatif Yaşamların sayısı arttıkça, Alternatif Yaşamın mümkün olabileceği ispatlanacak. 2-3 kuşak boyunca Alternatif Yaşam sürdüren bireyler, Makro boyutlu bir oluşuma gidebilecekler.
I have a dream... (Benim bir rüyam var)
Bilmeyenler için not: Dün gece 19:55-20:00 arasında, tüm Dünyada küresel ısınmaya karşı ortak eylem vardı. Evde ya da işteyseniz şalterler inecek! Arabadaysaniz yol kenarina çekeceksiniz vs. Yapabilen yapacak!
Amaç bütün dünyada yer alacak bu 5 dakikalik kesintiyle meydana gelecek enerji tasarrufuyla karar mercilerinin dikkatini çekmek.
Günün Kitabı : Miles (Otobiyografi, ancak yeni basımı yok sanırım)
Günün Albümü : Stanley Turrentine, Never Let Me Go
19:50'de Derin'in (kızım)üzerini giydirdik, üstümüzü giydik.
19:55'de evin ana sigortasını kapattım. Dışarı çıktık. Mahallede bizim dışımızdaki tüm evlerin ışığı yanıyordu. Sahile doğru yürüdük. Evimizin olduğu yerden tüm İzmir körfezini ve Çeşmealtını görebiliyoruz. Görebildiğimiz bu geniş alanda, eyleme katılımı hissedebileceğimiz, belirgin bir karanlık yoktu. Arabalar gelip, geçmeye devam ediyorlardı.
Aklıma denizyıldızının hikayesi geldi. Kendimi hikayede, denize geri atılan denizyıldızı gibi hissettim. Evet, bir tek benim ailem katılmış olsa da bizim için birşey değişti.
20:00 a kadar çevremizi seyrettik. Eve döndük. Ana sigortayı geri açtım. Enerji tüm eve geri döndü. ŞİMDİLİK...
Geçen sene Eylül ayı içindeydi sanırım, Bir gün boyunca benzin almama eylemi yapılmıştı. Yine kimse katılmamıştı. Yaşasın dünyanın en pahalı benzini...
Alternatif Yaşam Planlaması'nı mikro boyutta, bireysel bir oluşum olarak planlamamızın nedeni de bu.
Farklı yerlerde, aynı veri tabanını kullanan, birbirleri ile etkileşim ve bilgi alış verişini sürdüren Alternatif Yaşamlar oluşacak. Bireysel Alternatif Yaşamların sayısı arttıkça, Alternatif Yaşamın mümkün olabileceği ispatlanacak. 2-3 kuşak boyunca Alternatif Yaşam sürdüren bireyler, Makro boyutlu bir oluşuma gidebilecekler.
I have a dream... (Benim bir rüyam var)
Bilmeyenler için not: Dün gece 19:55-20:00 arasında, tüm Dünyada küresel ısınmaya karşı ortak eylem vardı. Evde ya da işteyseniz şalterler inecek! Arabadaysaniz yol kenarina çekeceksiniz vs. Yapabilen yapacak!
Amaç bütün dünyada yer alacak bu 5 dakikalik kesintiyle meydana gelecek enerji tasarrufuyla karar mercilerinin dikkatini çekmek.
Günün Kitabı : Miles (Otobiyografi, ancak yeni basımı yok sanırım)
Günün Albümü : Stanley Turrentine, Never Let Me Go
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)